Çıkardım translate French
7,492 parallel translation
Sadece çorabını çıkardım.
J'ai juste enlevé vos chaussettes.
Elbette bir kopyasını çıkardım.
Bien sûr que j'ai fais une copie.
Batmış gemileri keşfe çıkardım... kömür, gümüş veya altın için.
Plongeur d'épaves. Mineur... pour charbon, argent, or.
Gençlik döneminde şiddete meyli varmış. Hapis yatmış, araştırınca ortaya çıkardım.
Antécédents de violence, prison pour voies de fait.
- Anahtarı çıkardım.
Tiens.
Para vermem için yapıyordu. Cebimden bozukluğu çıkardım. Gücümün farkında değilmişim galiba.
Il voulait que je lui lance des pièces, donc j'ai dégotté une pièce dans ma poche, et je ne connais pas ma force.
Tamam. Tüm bunlardan acınacak hâlde olduğunu çıkardım.
Ça m'a surtout appris que t'es pitoyable.
- Bilekliğimi kesip çıkardım bile. - Olmaz!
- J'ai déjà coupé mon bracelet.
Çoğunu sokup çıkardım.
La plupart, oui.
Sizin şu eski tren kazasının raporunu çıkardım.
J'ai ressorti votre vieux rapport sur l'accident du train.
-'Back To Black'adlı bir albüm çıkardım.
J'ai un album, Back To Black.
Ama evet, iyi yaptım. Gerçekten iyi iş çıkardım.
Mais oui, je m'en sors très bien.
- Çıkardım birini!
J'en ai eu une!
Dostum, seni yendim. Tümüyle dansın dışına çıkardım seni.
J'ai grave mieux dansé que toi.
Hepsini çıkardım.
- J'ai tout préparé en filet.
Hepsini çıkardım. Sos hala sıcak, Iütfen dikkat et.
La sauce est encore chaude, goûte...
Ben seni dışarı çıkardım.
Je t'ai invitée.
Hadise çıkardım ve bununla yaşamam lazım. Ama seni üzmek istemedim.
Je regrette, je voulais pas te faire du tort.
- Nereden çıkardım ya bunu?
Pourquoi je pensais ça? Je ne sais pas.
Ne diye eldivenleri çıkardım ki ben?
Pourquoi j'ai jeté mes gants?
Lenslerimi çıkardım. Kolay oldu.
C'était facile.
Önceden 70'e 30 olan oranımı 80'e 20'ye çıkardım.
J'avais un contrat de 80-20 qui a été remplacé par un autre de 70-30.
Kendime güvenmiyor olmam iyi bir şey aslında. Yoksa sahiplenici biri olup çıkardım.
Ça va, je suis sûre de moi, sinon j'aurais pu devenir possessive.
Yerinde olsam, o otelden çıkardım. Çünkü polisler yolda.
Si j'étais vous, je sortirais de cet hôtel parce que la police est en chemin.
Çıkardım, çıkardım.
Je l'ai.
Size de bir kâse çıkardım.
Je vous ai fait un bol.
- Çıkardın mı? - Çıkardım.
- Vous l'avez eu?
Yapımcıların donlarının altından seni ben çekip çıkardım ve seni bir aktris yaptım!
Je t'ai sortie des caleçons de ces gros lards de producteurs. Je t'ai faites actrice.
Harry bir yerlerden yardım alıyor. Birkaç eski kontağının listesini çıkardım ancak doğru düzgün araştırabilmek için personel dosyalarına girmem gerekiyor.
Quelqu'un aider Harry. j'ai besoin l'accès aux dossiers du personnel.
Ben de bıçağımı çıkardım ve "Yap o zaman." dedim.
J'ai glissé mon couteau vers lui et j'ai dit : "vas-y".
Senin için bir ekip çıkardım Matt.
J'ai préparé une équipe pour toi, Matt.
- Bileklerim sağlam olsa çıkardım.
- Avec de bons jarrets.
Kocaman, siyah aletimi pantolonumdan çıkardım.
J'ai sorti ma grosse queue noire de mon pantalon.
Sana sorun çıkardı mı?
Elle a été sage?
O şeye doğru yürüdüğümde, su altındaymışım gibi ses çıkardı.
J'avais l'impression d'être sous l'eau.
Bay Castillo iyi iş çıkardığımı söyledi.
M. Castillo est content de moi.
Bu şartlar altında çok iyi iş çıkardığımı düşünüyordum.
Je m'en sors bien.
Geceleri zorluk çıkardığımızda mesela. 'Hayır, yatmayacağız'dediğimizde. Babam hiçbir zaman kalkıp da...
Le soir, quand on refusait d'aller se coucher, mon père n'était pas là pour dire :
'Rehab'çok iyi iş çıkardı. - Aldığın reaksiyona şaşırdın mı?
"Rehab" a eu un tel succès, tu es surprise de cet accueil?
Beni çekip sahneye çıkardı ve İçeri götürdü.
Elle m'a entraînée sur scène, puis en coulisse.
Şey size önerdiğim konumdaki kişi küçük bir pürüz çıkardı ve bu da açılışımıza engel oluşturuyor...
Y a eu un pépin avec un partenaire, y a donc une place à saisir et je vous l'offre.
Birkaç denizci beni buldu ve kıyıya çıkardı.
Des pêcheurs m'ont trouvé, et ramené à terre.
Kafalarından çıkardığımız 9 mm kurşunları görme yetkileri yok çünkü.
Mais ils n'ont pas vu les balles de 9mm que l'on a sorties de leurs têtes.
- Çıkardın mı?
- Tu l'as?
Bir asker için gerek görmediğim her şeyi beyninden çıkardım.
C'est-à-dire pour des soldats : souvenirs personnels, paroles, goût, fini!
Çok ses çıkardıysam kusura bakma ama... Ne oldu bana bilmiyorum.
Je sais pas ce qui m'a pris.
İyi iş çıkardı mı?
Il a fait du bon travail?
Çıkardım.
Je l'ai.
Bu akşam burada olan herkesin bilmesini isterim ki Wayward Pines şerifi olduğum sürece bu kasabanın kötülüklerini açığa çıkardığımdan ve gerçek suçluları adalete teslim ettiğimden emin olmak için elimden geleni yapacağım.
Et je veux que ce soir, tout le monde ici, sache... que tant que je suis Shérif de Wayward Pines, je ferai tout en mon pouvoir pour assurer... que le mal de cette ville soit ramené à la lumière... et que les vrais criminels soient traduits en justice.
Hayatımızdaki son aşkımızın keyfini çıkardığımızı görmüyor musun?
Tu ne vois pas qu'on profite... de la dernière grande idylle de notre vie?
Çıkardılar.
Ils m'ont fait sortir.
çıkar 159
çıkarın 68
çıkart 35
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkarın 68
çıkart 35
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136