Çıkart translate French
11,586 parallel translation
Araba adına geri alım emri çıkartılmış.
Ça dit que la voiture a été reprise.
Rica etsem güneş gözlüklerinizi çıkartır mısınız?
Vous voulez bien retirer vos lunettes?
İçinde bulunduğumuz durum insanların en kötü taraflarını ortaya çıkartıyor. Ama aynı zamanda en iyi taraflarını da.
Cette situation fait ressortir le pire chez les gens, mais aussi le meilleur.
Pekâlâ, hepinizi gemiden çıkartıyoruz. Hadi, bu taraftan.
On va vous évacuer.
Beni dışarıya, güverteye çıkartın lütfen.
Emmenez-moi à l'extérieur. Sur les ponts, s'il vous plait.
Tüm personeli bir an önce tesisin 2 mil dışına çıkartın.
Tout le personnel, je veux tout le personnel à 2 miles du bâtiment immédiatement.
Viskiyi çıkartın çingeneler.
Faites couler le whisky, les gitans,
Hemen çıkartın oradan!
Sortez-les de là!
Ben vazife başındayken dert çıkartırsanız, başınıza gelecek budur.
Et voilà ce qui arrive si vous merdez sous mes ordres.
Çadırları çıkartıp, şuraya kurun.
Occupez vous de ces wagons là.
Bizi hemen o tünelden çıkart.
Faites-nous vite ce tunnel.
Gunner, silahımı çıkartıp bana kafanı duvara yapıştırtma, yaparım ama.
Me force pas à sortir mon arme et à cogner ta tête contre les murs. Je suis capable de ces conneries.
Eğer onu bu odadan bir adım dışarı çıkartırsanız sizi mahkeme koridorlarında süründürürüm kısa zamanda hayatlarınızı çok huzursuz hale getiririm.
Il fait un pas hors de cette chambre, et je vais vous faire chier avec une décision du tribunal qui va rendre vos vies très inconfortables dans un avenir proche.
Kurbanların ailelerine ve şehre olanlardan sonra jüri karşısına çıkartılmamasıyla adalet tam sağlanamamış olmaz mı?
- Mais après tout ce qu'il s'est passé, tout ce qui est arrivé aux familles des victimes, et à la ville, n'est ce pas une faille de la justice, de ne pas pouvoir présenter Dustin Maker face à un jury du peuple?
Onun kayıtları için mahkeme izni çıkartın.
Obtiens une assignation pour accéder à ses dossiers.
Küçük ir kız ya da kadın için, pili çıkartılmış.
Une petite montre de fille ou de femme, et la pile a été retirée.
Bir ayı senden daha az ses çıkartırdı.
Une ourse en chaleur aurait fait moins de bruit.
Şirketim bu gece Hi-Ponite Theater'da "The Ghost and Mr. Chicken" ın ilk gösteriminde çıkartılacak yeni patlamış mısır çeşnimizi tanıtacak.
Mon entreprise lance un nouvel arôme de popcorn ce soir à la première de The Ghost And Mr.
- Programdan çıkartılmadım mı?
Vous ne me jetez pas dehors?
- Silahını çıkartıyorsun sandım!
J'pensais que vous cherchiez un flingue!
- Hayır, dedektiflik lisansımı çıkartıyordum.
Je cherchais ma licence de détective.
Ama Andy gelip kolunu tutmuş ve onu dışarı çıkartıp dövmüş.
Andy est revenu, lui a saisi le bras, l'a sortie de cette boîte et l'a battue.
İhtiyacımız olan şeyleri seçip çıkartın.
Extrayez-en ce qu'il nous faut.
Neden Holbrook'u böyle göz önüne çıkartıyor ki?
Pourquoi mettre Holbrook à l'air libre comme ça?
Bu şey... Bu da organizmanın içinden çıkartıldığı konak.
L'anatomie porteuse dont elle a été extraite.
İşte böylece bizim koca Moe, yüzgeçlerini o çamurlu ve sıkıcı kara parçasından çıkartıp okyanusun engin sularına daldıran ilk memeli olmayı başarmış.
Voilà comment Mo le Balèze, le marginal, est devenu Moïse le Mouillé, la première baleine à avoir sorti les siens de leur existence boueuse pour rejoindre les océans.
Kan akışını dakikada 1000 cc'ye çıkartın. Ateşini de 34 dereceye düşürün.
Envoyez 1 000 ml de sang par minute, 1 ampoule d'épi, et baissez la pompe à 34 °.
Öyle olmamıştır. Aklını başından çıkartığımı varsayıyorum.
Enfin, je ne prétends pas t'avoir séduit.
Şu anda yeni evinizi ve teknenizi aramak için izin çıkartılıyor.
Nous avons demandé un mandat pour fouiller votre bateau à votre nouvelle résidence.
Kızı dışarı çıkartın!
Emmène-la dehors. - Qu'est-ce que tu vas faire?
Evet, ama benim bebeğim büyümeden önce benden çıkartılmıştı.
Mais mon bébé a été extrait avant que j'arrive à terme.
"Çıkartıldı" mı?
Extrait?
Çıkart şunu.
Enlève ça.
Hamburgerden, patates kızartmasına, tavuktan, waffle'a her şeyi çıkartıyoruz.
Des burgers et des frites au poulet et aux gaufres, on imprime tout.
Kelepçeleri çıkartın.
Enlevez-lui les menottes.
Gözden çıkartılabilirsin.
Tu es remplaçable.
Evinizin kapısına kadar getireyim... -... sonra da beni karga tulumba dışarı çıkartırsınız.
Je le conduis devant votre porte d'entrée, et ensuite, vous pourrez me forcer à quitter vos terres.
- Önce kadını çıkartıyoruz. - Lütfen!
On doit la sortir en premier.
Lizzie Borden seni alacak organlarını çıkartıp pişirecek.
J'y vais. Si Lizzie Borden te met la main dessus, elle t'arrachera les tripes et les fera cuire.
Neden üstünüzdekileri çıkartıp, göğüs kası yapmıyorsunuz?
Pourquoi tu n'enlèves pas ton haut pour faire bouger tes pectoraux? Encore, l'adrénaline.
Hampton Inn'dekiler gibi çipli bir kart kullanıyorlar.
C'est une carte à puce, comme au Hampton Inn.
Tıbbi izin kartın resmî, değil mi?
Et votre petite carte médicale, c'est légal?
Sonradan anlaşıldı ki senin kredi kartınla ödenmiş.
Il se trouve que c'est votre carte bleue qui a été utilisée pour payer.
Bu benim son kartımdı.
C'est ma dernière carte.
- Evet. Ben kart toplayacısı sayılmam pek ama belli ki bu sağlam bir set.
Je ne suis pas un grand collecteur de cartes, mais c'est une impressionnante collection.
Annen için, eğer bunun gibi bir kart varsa zımbalamak yeterli.
Pour ta mère, si c'est une carte comme celle-ci, on peut l'agrafer.
Yani göğsünden sökülüp çıkartıldığını mı söylüyorsun?
Tu veux dire qu'il a été arraché de sa poitrine?
Yetim kartını oynuyorsun, ama gerçekten nasıl olduğu konusunda hiç bir fikrin yok.
Tu profites du fait d'être une orpheline, mais te ne sais pas ce que c'est.
- "A" yı açığa çıkartıp işini bitirmekten.
Je parle d'exposer "A"
Eğer Mike, Alison'ın hapisten çıkış kartı haline gelirse "A" nın da bir numaralı hedefi haline gelir.
Une fois que Mike sera devenu la carte sortie de prison d'Ali, il deviendra aussi la cible numéro un de "A".
Evet, sınır kontrolünde hızlı işlem görüyor. Manyetik kartı var. Fotoğrafı, ehliyeti ve ruhsatı çıkıyor.
Ça s'est vite clarifier à la patrouille frontalière avec sa carte RFID qui a remonté sa photo, son permis, et l'immatriculation de son véhicule.
çıkartın 17
çıkart onu 22
çıkart şunu 18
çıkar 159
çıkarın 68
çıkardım 26
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkart onu 22
çıkart şunu 18
çıkar 159
çıkarın 68
çıkardım 26
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23