Çıkartın translate French
4,336 parallel translation
Yoksa, beni şu tutuklama emrinden mahkemeye çıkartın. Çünkü size ne gördüysem onu anlattım.
Sinon, emmenez-moi au tribunal pour le mandat d'arrêt, parce que je vous ai dit ce que j'ai vu
Bebeği dışarı çıkartın.
Sortez ce putain de bébé.
- Çıkartın şunu.
- Sortez-le de là.
Kapakları açın ve 5'ten 8'e kadar füzeleri çıkartın.
Ouvrez les trappes et tournez les missiles 5 à 8.
Manzaranın tadını çıkartın.
Profite de la vue.
Sırlarımı öğrenmek istiyorsunuz? Kararname çıkartın. Şimdi- -
Si vous voulez connaître mes secrets, il vous faut un mandat de perquisition.
İki kez ipi çekersem beni çıkartın.
Si je tire deux fois, c'est que je veux sortir.
Üstünüzü çıkartın şimdi.
Enlevez vos vêtements.
Bu düğmeye basın ve şarjörü çıkartın.
Vous appuyez sur ce bouton là, pour éjecter et retirer le chargeur.
Yani daldırın elleri ceplere yahut ne bileyim erkek cüzdanlarınızı çıkartın falan neyse ve bağışlayın çünkü birkaçınız yatakta yanımda olmadan bir daha asla bu kadar erken kalkmak istemiyorum.
Alors sortons nos portefeuilles, ou vos... bourses, les gars, ou n'importe quoi d'autre, et donnons maintenant, car j'espère ne jamais me lever si tôt encore, sauf au pieu pour des galipettes avec une paire d'entre vous.
Görüşürüz! Doğanın tadını çıkartın!
Sainte Mère Nature!
Ana topları hazırlayın ve tüm savunma silahlarını çıkartın.
À tous, préparez les torpilles. Activez sur-le-champ le canon principal et le système anti-aérien.
Kalkanları son gücüne çıkartın.
Déployez les boucliers à la puissance maximum.
Tüm trafik kontrol noktalarını yüksek alarma çıkartın arabada dörtten fazla kişi olanlara özellikle baksınlar.
Mettez le trafic en alerte, surtout pour les voitures de plus de 4 personnes.
Turuncu kısmı baldıra yakın tutun diğer elinizle de mavi güvenlik şeridini çıkartın.
Tenez le bout orange contre sa cuisse, avec votre autre main, enlevez la protection bleue. - C'est fait.
Linden'ın arabası için arama çıkartın.
Faites un signalement sur le véhicule de Linden.
- Yapabiliyorken bu avantajınızın tadını çıkartın.
Profitez de votre avantage tant que vous le pouvez.
İşten erken çıktı ve Dawn onun yerine kartını bastı.
Elle a quitté le travail plus tôt et a laissé Dawn pointer pour elle.
Öylece lobide karşıma çıkıp kadının kartını verdi.
Elle a marché jusqu'à moi dans le vestibule, et m'a tendu la carte de la femme, comme ça.
Evet, dikişleri çıkartıp yaranın içini açtığımda bunları buldum.
Oui, je le ai enlevé, j'ai ouvert la plaie et trouvé ceci.
Gizli randevunun tadını çıkart.
Promis. Passe un bon moment.
Üç gündür kart kullanmamış. Buradan bir şey çıkmaz gibi.
Il n'a rien payé par carte ces trois derniers jours.
Benim için arama emri çıkartıldığını duyunca inanamadım.
Quand j'ai entendu dire que vous me recherchiez, je... je ne pouvais pas y croire.
Saxon'ın DNA sonuçları geldi. Tutuklama emri çıkartıldı.
l'ADN de Saxon est arrivé donc il on lancer un mandat pour son arrestation
Şartlı tahliyeyle çıkartılmasını talep edeceğim.
Et je soutiendrai sa remise en liberté conditionnelle.
Platinyum kartın mı demiştin?
Tu as dit que c'est ta carte platinium?
İtalyanlar, arada bir kitap çıkartın.
Bon, assez de tours pour toi.
Gece görüş gözlükleri, telesekreterli telefon, otomatik kart karıştırıcı, ışın kılıcı antenli Darth Vader radyosu.
des lunettes de vision nocturne, un téléphone avec répondeur, un batteur de cartes électrique, un radiocassette Dark Vador.
Bir yastığın içinden biraz parça alıp Vazelin içinde parçayı parçalıyorum. Sonra da paketlenmiş yemeklerden plastik ambalaj kağıdı çıkartıp sarıyorum.
Je prends un peu de la garniture des oreillers, que je plonge dans de la Vaseline, et je les enrobe avec du plastique de l'emballage des repas.
Odasını incelemeleri için adamları yukarı çıkartıyorum.
Je vais faire monter des gars tout de suite pour aller voir sa chambre.
Peri vaftiz anneye en yakın şey sen hariç, patronumun kredi kartıdır.
Ce que j'ai de plus proche d'une bonne fée, à par toi, c'est la carte de crédit de mon patron.
Bu... senin "Hapishaneden Çıkış Kartın".
Ceci... est votre carte "Vous êtes libéré de prison".
Jon'un dediğine göre çok acil lazımmış bu yüzden evrakları getirdim. İşte hesabın ayrıntıları ve bir banka kartı.
Jon m'a dit que c'était urgent, alors voici un numéro de compte et une carte de crédit.
Sonra da geriye ölü kadının kredi kartıyla oda tutması için Cayce'yi Las Vegas'a yollayıp kanıtları yeğeninin iş yerine yerleştirmek kaldı.
Tout ce qui vous restait à faire ensuite, c'était envoyer Cayce à Las Vegas pour louer une chambre avec la carte de crédit de la victime et placer une preuve contre votre neveu
"Ben de gençliğimin tadını siz umursamaz ergenler kadar çıkartıyorum" diyor?
"J'apprécie ma jeunesse autant que vous, jeunes écervelés"?
Ohio'dan alınan bu hafıza kartını makineye takıyoruz.
( Appuie sur une touche ) ( David ) Ok, c'est la carte mémoire de l'Ohio.
İşte şey çıkart... Adını sen getir.
Et lances un... tu sais.
Çıkartılabilir işitme cihazı dışında ki bunun için fiziki bir neden bulamadım, kurbanımızın sağlığı yerindeymiş.
Mise à part une prothèse auditive, pour laquelle je ne vois aucune raison physiologique, notre victime était en bonne santé.
Yani hayır dersen, tuvalette yangın çıkartırım.
Si tu refuses, je mets le feu aux chiottes.
Çoraplarını çıkart, geç oraya.
Vas-y et enlève tes pompes.
Küçükleri koyarız çadırın tekine hayalet hikayeleri anlatsınlar biz de yetişkinler olarak ateşin keyfini çıkartırız.
les petits partagent une tente, se racontent des histoires de fantômes pendant que les adultes sont en extases devant le feu.
Kart dağıtıcısının ismi Glenn Heidbredder.
Le nom du revendeur est Glenn Heidbredder.
Ayin yönetip itiraf dinleyip günah çıkartır mısın?
Tu administres les sacrements... et entends les confessions?
Bu patlayan helikopterin parasını çıkartır. Zekice.
- Ça payera les effets spéciaux.
Ondan sonra kulak tıkaçlarımızı çıkartıp kulaklıklarımızı takacağız ve mehtabın altındaki bir buz pistinde kayacağız.
Après, on échange nos boules Quies pour des cache-oreilles et nous allons à la patinoire faire quelques tours au clair de lune.
Sen bize adadan bir çıkış yolu verirsin biz de sana roket rampan sırf bir mobilya olmasın diye devre kartını.
Trouvez-nous un moyen de nous échapper de l'île, et on vous donnera le circuit imprimé afin que votre lance-missile ne soit pas juste décoratif.
Son birkaç günde St. Paul Minnesota'da dilleri çıkartılmış iki kadın cesedi bulundu.
Donc, durant ces derniers jours, deux femmes ont été retrouvées assassinées avec leur langue coupée à St Paul, Minnesota.
Peki, tamam, tanığı sağlamsa geriye tek soru kalıyor, Liam'ın metro kartına kim ulaşabilir?
D'accord, donc, s'il a un solide alibi, la seule question qui se pose, c'est qui avait accès à sa carte de métro?
Çünkü Alex hastasının böbreğinin perfüzyondan önce çıkartılmasını istiyor ve bu konuda bayağı bir mızmızlanıyor.
Parce qu'Alex veut que le rein soit prêt avant la perfusion, et il fait son gros bébé à propos de ça.
Anın tadını çıkart dostum.
Profite, mon ami.
Senin yardımını istemiyorum, eğer bir daha yanıma yaklaşırsan, adına yasaklama emri çıkartırım.
Je ne veux pas de ton aide, et si tu viens encore près de moi, je vais obtenir un ordre restrictif.
çıkar 159
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136