English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ş ] / Şuna bir bakın

Şuna bir bakın translate French

1,184 parallel translation
- Buyrun, şuna bir bakın.
Regarde ça.
Şuna bir bakın.
Je vais voir ce qui se passe.
Şuna bir bakın. Pembe dizi denilen bir eğlence türü.
Regardez ce type de divertissement appelé feuilleton télévisé.
Mulder, Şerif, gelip şuna bir bakın.
- Mulder, shérif, venez voir.
Gelip şuna bir bakın. Bakın kim geri döndü?
Venez voir qui est de retour!
- Hey, şuna bir bakın.
Regardez ça!
Şuna bir bakın.
Regardez...
- Şuna bir bakın!
- Regardez!
Şuna bir bakın.
Venez voir!
Şuna bir bakın.
Regardez un peu.
İçeri girmeden önce, şuna bir bakın.
Avant d'y aller, regardez!
Bir şekilde, o yüzüğü takmak, Kenny'i sıkıcı bir ineğe çevirdi. Aman Tanrım, şuna bir bakın!
Ils parleront, tu parleras et on en aura fini.
Şuna bir bakın sadece?
Regardez-moi ça.
Şuna bir bakın.
Mais regardez-le.
Şuna bir bakın!
Allons-y.
Hey, bakın ne yapıyorum. Şuna bir bakın.
Regardez ce que je fais.
Şuna bir bakın.
Regarde ça.
Şuna bir bakın!
Vous avez vu ça!
Peki, şuna bir bakın. Bu başka bir gün için.
Encore une journée de finie...
Pekala, çocuklar. Şuna bir bakın.
OK, les gars, regardez ça.
Şuna bir bakın.
essayez de comprendre celle-là.
Aman Tanrım! Gelin çocuklar, şuna bir bakın!
Putain, venez voir ça!
Hey beyler. Şuna bir bakın.
Les mecs, visez-moi ça!
Şuna bir bakın!
Visez-moi ça.
Bir fikrim var. Şuna bakın. Bu belki de güneş enerjisinin en verimli şekilde depolanmasını sağlayacak.
C'est le meilleur moyen de stocker l'énergie solaire!
Belki bir lider. Ama George lanet olası Malley'ye bu olmadı. Bakın şuna!
Et c'est arrivé à ce tordu de George Malley!
Ve hepsi bu kadar değil şuna bir bak :
Mais ce n'est pas tout, regardez :
Ve şuna bir bak, pide paketi damlamasını önlüyor.
J'adore ça. Le pain plié en deux empêche la sauce de couler.
Şuna bir bak. Bunları niye aldın?
Tu as acheté tout ça?
Bakın şuna, o short bir zamanlar sarıydı.
Elle était jaune avant, cette chemise.
Şuna bakın. Bu gerçek bir mucize.
Regardez-la...
30 santimlik kielbasa'yı bir anda yuttu. Şuna bakın.
30 cm, m'sieurs-dames!
Şuna bakın. "Acil bir durumda Kaliforniya Nörolojik Cerrahi,... Enstitüsü Onkoloji bölümünden Dr. Dale Ligette'le bağlantı kurun."
Regardez. "En cas d'urgence, contacter le Dr Liggette, neurochirurgie, service des cancéreux."
Şuna bir bak. Vay be, bir zamanlar Elliot Gold senin üstünde oturuyor ve sonra bir bakıyorsun : çöpe atılmışsın.
Elliott Gould s'est assis là-dessus puis ils l'ont jeté aux ordures.
Ben eşya bürosuna değerli eşya talep etmeye gidiyorum. Şuna bak, çok güzel bir baharat rafı.
Je vais manger du chili végétarien avant qu'ils n'ajoutent la viande.
Çocuklar, şuna bir bakın.
Les mômes, regardez.
Şuna bir bakın bayım.
- Regardez-moi ça.
Şuna bir bak, bilirsin, genç ve güzel bir kadın,
C'est clair. Vous pigez?
Kaptan, şuna bir bakın.
Regardez sur le méd-scan.
- Hey, şuna bak. Bir mesajın var.
- Tu as vu, tu as un message!
Şuna bir bakın.
Visez-moi ce Thermos.
Yani, bak. Şuna bir bakar mısınız?
Regardez donc ça.
Şuna bakın, kendine saygısı bile olmayan bir kapak kızı gibi.
Regardez-la, la femme-affiche pour le manque d'amour-propre.
Şahane ödüller kazanın. Ahbap, şuna bir bak!
Y'a des prix fabuleux à gagner.
Kaptan, şuna bir bakın.
Regardez.
Şuna bir bak. Eğer Lisa'nın babası dışarı itilmiş olsaydı, o zaman bütün camların dışarıda olması gerekirdi.
Si le père de Lisa a été poussé, tous les débris devraient être dehors.
Şuna bir bakın.
Regardez ça.
Bir de şuna bakın.
Essayons cela.
Şuna bakın, hala açmadığım bir kutu var.
Et il me reste encore un carton à vider.
- İşte şuna bakın! Burada dişi şeytanın kurbanın güzel bir melodiyele etkilediği yazıyor.Bu şeytani bir güçtür.
C'est ça! " La Succube envoûte ses victimes avec une mélodie.
Gelin çocuklar, şuna bir bakın!
- On veut pas regarder!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]