Bana da öyle geliyor translate Portuguese
149 parallel translation
Bana da öyle geliyor.
É o que me parece.
Bana da öyle geliyor.
Receio que sim.
Bana da öyle geliyor.
Foi o que pensei.
Biliyor musun, bana da öyle geliyor.
Sabeis que sinto o mesmo.
Bana da öyle geliyor.
Eu tenho o mesmo pressentimento.
Bana da öyle geliyor.
Parece que sim.
Bana da öyle geliyor.
Parece-me bem.
Bana da öyle geliyor...
- Acho que deviamos....
Bana da öyle geliyor.
Gosto de pensar que sim.
- Bizi tuzağa düşürecekler. - Bana da öyle geliyor.
- Tu sabes que nos querem tramar.
Bana da öyle geliyor.
Passa-se o mesmo comigo.
Bana da öyle geliyor.
Com segurança me parece isso.
Gerçek şu ki, bana da öyle geliyor.
" Se queres saber até a mim parecem ;
Bana da öyle geliyor.
Sim, acho que sim.
Bana da öyle geliyor.
Também acho.
Bana da öyle geliyor.
Eu ouvi isso.
Sadece bana öyle geliyor ki Amerika'da buna benzer kasaba pek yok.
Só que me parece que não há muitas cidades como esta na América.
Aslında onu sevdiğimden değil, ama bana öyle geliyor ki onunla evlenirsem, başka çıkarlarım da olur bu işte.
o qual hei de conseguir.
Biliyor musun, Komiser, bana öyle geliyor ki, şöyle ya da böyle, yasa değiştirilmeli.
Sabe, Tenente, parece-me que, de uma forma ou de outra, a lei deve ser mudada.
Bana öyle geliyor ki, ceset muhtemelen Bayan Wilkinson olabilir.
Ocorreu-me que o corpo pode, eventualmente, ser da M.na Wilkinson.
Günden güne daha iyiyim. Ya da öyle geliyor bana.
Parece que estou a melhorar.
Ya da bana öyle geliyor.
Penso eu.
Bana öyle geliyor ki, bir kez sosyal standartları düşürmeniz, akademik standartları da benzer akibete uğratacaktır.
Acho que uma vez que baixas o nível social, o nível acadêmico também baixa.
Bana öyle geliyor ki, birşeyleri düzeltmenin zamanı geldi.
Chegou a hora da verdade.
Bana öyle geliyor ki, mahkum kaçana kadar Callan ailesinin bir ferdiydi.
Ocorreu-me que o prisioneiro é um membro da família Callan.
Tekrar düşündüğümde, bana öyle geliyor ki Zelig'in öyküsü... Amerika'daki pek çok Yahudi deneyimini yansıtıyordu.
Quando penso nisso... parece-me que a sua história... reflectiu a história dos judeus da América.
Bana öyle geliyor ki hiç bir zaman da bulamamışsın.
- Era prospetor de diamantes no Rio Preto.
Bu arada, hazır saatten bahsediyorken bana öyle geliyor ki, 18 : 36'da avizen kırılmış olacak!
E já que falamos de tempo... ... parece que vais partir esse candeeiro às 18 : 36h.
Ama bana öyle geliyor ki önümüzdeki altı ayı ya da bir yıIı daha verimli bir şekilde de kullanabilirsin.
Mas parece-me que seis meses ou um ano, se os usasses de maneira mais produtiva...
Bana o zaman da pazar eki malzemesi gibi gelmişti... şimdi de öyle geliyor.
Na altura soou-me a suplemento do jornal de fim-de-semana... e ainda me soa ao mesmo.
Fikirleriniz bana çok etkileyici gelmişti. Hâlâ da öyle geliyor.
As suas ideias eram espantosas, e ainda hoje me maravilham.
En azından insanlar artık umursuyor ya da ben büyüdüğüm için bana öyle geliyor.
Ao menos as pessoas parecem importar-se agora. Ou talvez apenas eu cresci.
Bana mı öyle geliyor yoksa burası daha da mı ısınıyor.
É impressão minha ou está a ficar mais calor?
Hiçbir şekilde restorant işletmecisi değilim, ama bana öyle geliyor ki, belki de örneğin, dil sosis ve fasulye yerine, kendi ülken Pakistan'a has yemekler servis etmelisin.
Eu não sou da restauração, nem por sombras, mas lembrei-me que talvez pudesses servir alguns pratos típicos do teu país em oposição às salsichas com feijão, por exemplo.
Bana öyle geliyor ki, suçlamayı yanıtlama işlemini atlayıp, doğrudan davaya geçmek, bunu da atlayıp, davanın düşürülmesini istiyorsunuz.
Parece-me que quer evitar o processo de acusação, ir directamente para o julgamento, e obter a absolvição.
Bu utanmaz adamın Margaret'le yüzleştirilmesini istiyorum. Bana öyle geliyor ki o da bu çirkin oyunun içindeydi.
Este velhaco será confrontado com Margaret, que participou nesta intriga.
Bana öyle geliyor ki bu Bajoryalılar Gerçeklerle ilgilenmiyorlar Niyetleri tarihsel gerçekleri keşfetmek değil, Onların niyeti bir birlerine Mitler ve şanlı direniş efsaneleri anlatmak.
Agora sei que os Bajorianos estão mais interessados em promover os mitos e lendas da "gloriosa resistência", do que em descobrir a verdade histórica.
Bana öyle geliyor ki, herkes biraz da Negatif Alan seviyesinde var oluyor, bazı diğerlerinden daha fazla kalıyor.
Parece-me que toda a gente existe, parcialmente, ao nível de uma Zona Negativa... algumas pessoas mais do que outras.
Buffy sarhoş mu yoksa bana mı öyle geliyor?
É impressão minha ou a Buffy não está bem da cabeça?
Bana öyle geliyor ki Binbaşı Kawalsky sade bir iş yapmış sizin raporunuzda "ölüm uçağı" diye belirttiğiniz araca karşı.
Parece-me que o Major Kawalsky facilitou a vida àquilo que descreve no seu relatório como "planador da morte".
Bana da öyle geliyor.
Eu também.
Bana öyle geliyor ki modern ressam bu çağı ; uçağı, atom bombasını, radyoyu Rönesans ya da başka geçmiş bir kültürün eski biçimleriyle ifade edemez.
Parece-me que o artista moderno não pode exprimir esta época, o avião, a bomba atómica, a telefonia, à maneira da Renascença ou qual - quer outra das culturas passadas.
Bana öyle geliyor ki istiyorsun, hatta fazlasını.
Assim eu fico com mais vontade de dá-lo.
Ama kızınızın yatağı, bana öyle geliyor ki...
Mas a cama da sua filha... não penso que seja...
Bana öyle geliyor ama yanılıyor da olabilirim.
É a minha opinião, mas posso estar enganado.
Çılgın gençliğin sesini mi duyuyorum, bana mı öyle geliyor?
E eu que pensava estar a ouvir o som da juventude e da geração rebelde!
Bilmiyorum ama bana öyle geliyor ki, eğer sizin gibi biri olsaydım kendime mutlaka bir kartal ya da ejderha dövmesi yaptırırdım.
Eu, no seu caso, teria tatuagens. Uma águia, um dragão...
Bana da öyle geliyor. Carla, orada mısın?
Carla, você está aí?
Ee, sana bir şey söylemek istiyordum. Bana öyle geliyor ki, sana yakınlaşmaya çalışsam da... pek başarılı olamıyorum.
Só te queria dizer que, apesar de estar a tentar aproximar-me de ti, sinto que não está a resultar.
Belki de bana öyle geliyor ama bence bir adam ailesini daha çok düşünmeli. Myrtle Sahili'ne golf turnuvasına gitmenin yolunu yapmamalı.
Talvez seja só eu, mas sou da opinião que um homem deveria pensar mais no bem-estar da família e menos em arranjar forma de a mulher o deixar ir uma semana para uma estância de golfe em Myrtle Beach.
Bana öyle geliyor ki bu, felsefi meraklardan daha çok dinin itici gücünü gösteriyor.
Parece-me que isso fornece a força atrativa da religião, muito mais que as divagações filosóficas da primeira causa.
bana da 150
bana da ver 24
bana da aynısından 17
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana da ver 24
bana da aynısından 17
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana ver 290
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana ver 290