Baska translate Portuguese
169,024 parallel translation
Baska bir adam olabilir miyim acaba diye dusunurdum.
Achava que tinha vontade para ser um homem diferente.
Başka bir şeyle boy ölçüşmeyi düşünüyorum.
Estou a pensar em defrontar outra coisa.
Yalandan başka bir şey değil deyin, yeter.
Diga-lhes que é só um monte de mentiras.
Başka çare bırakmadın ki.
Não me deu outra opção.
- Kirkman'a başka seçenek bırakmadınız.
- Não deixou alternativa ao Kirkman.
Ama başka seçeneğim yoktu.
Achei que não tinha outra opção.
Başka bir pozisyon buluruz.
Descobriremos outra posição.
Atanmış varis olarak seçebileceğim senden başka birini düşünemiyorum.
Não iria querer mais ninguém como meu sobrevivente designado senão o senhor.
Eğer sadece yatıyorsak... bunda bir sorun yok. Yani demem o ki, senin gibi birisinin benimle yatmasını başka türlü anlayamam... Bu da ne demek oluyor?
Se apenas dormimos juntos, não há problema nenhum, mas não percebo porque é que alguém como tu quer dormir comigo.
Tamam ben de büyüğüm ama insaf yahu. Başka tarafa bak.
Eu sou um tipo grande, mas...
Başka bir şey mi yoksa?
Jogo? Outra coisa?
Sadece biz ne zaman bir tartışma yapsak, stresten başım dönmeye başlıyor, alışveriş listesini yaparken ya da başka bir şeyi tartıştığımız anlarda.
Apenas começo a ficar stressado sempre que conversamos sobre a lista da mercearia ou sobre qualquer outra coisa.
Bu konuşmayı başka bir zaman bitiririz, tamam mı?
Continuamos a conversa noutra altura, está bem?
"Hükümranlıkları bittiğinde krallar, güneşli bir günde kusursuz bir gölgeden başka nedirler ki?"
"Mas o que são os reis sem regimento, senão sombras perfeitas num dia de sol?"
Muhtemelen çok gelmek istemişlerdir, ama erteleyemeyecekleri başka işleri çıkmıştır.
Aposto que eles queriam vir, mas devem ter tido coisas para fazer.
Yani demem o ki, o çocuk bir başka.
E ele é uma pessoa incrível.
Bırak yatağını başka birisi yapsın.
Deixa que outra pessoa faça a tua cama.
Hey, eğer William hakkında konuşmak istersen... ya da başka bir şey hakkında, biliyorum cenazeler zordur. Çünkü, özellikle sen...
Se quiseres falar sobre o William ou outra coisa, pois eu sei que os funerais são duros, principalmente porque perdeste...
Bu sadece pasif-agresiflikten başka bir şey değil, Jack.
- Estás a ser passivo-agressivo.
Taksiyi başka bir yere sürmemi ister misiniz?
Queres que este táxi faça outra paragem?
Aslında bugün burada konuşmamamı istemesinin asıl nedeni, bu mikrofonu alıp konuşmayı hakeden başka birinin olduğunu bilmesiydi.
Mas creio que a razão de não me ter pedido que falasse foi porque sabia que alguém merece muito mais este microfone que eu.
Başka birisinin bunu yapması gerekir, demeye çalıştığım şey sadece bu.
Só estou a dizer que alguém a faria.
Başka kim normal değildi, biliyor musun?
Mas sabes quem não é normal?
Başka nerede olacaksın?
Onde mais estarias?
- Başka bir şey ister misin Navid?
- Queres mais alguma coisa?
Onlar da sıkıldığın başka bir ailen gibi işte.
Acho que são outra família de quem te fartaste.
Başka bir proje yüzünden geciktim fakat bunu son derece...
Um projecto atrasou-me, mas vai achá-lo...
Başka bir yolu olmalı.
Tem de haver outra forma!
Genç ve masum görünüyorlarsa başka tabii.
A não ser que sejam jovens e pareçam inocentes.
O yaptığından sonra başka çaremiz yok.
Depois do que ele fez, não temos escolha.
Başka da iş kaydı yok.
Não há histórico depois disso.
Başka önerisi olan?
Mais alguém?
Başka?
Então o que mais?
Düzenine sadık kalırsa yakında başka bir kadın daha bulacak.
Se ele mantiver o seu padrão, vai atrás de outra mulher em breve.
Öyle. Başka türlü olsa söylerdi.
E é, senão ele teria me contado.
Başka?
O que mais?
- Muhtemelen başka araç çaldı.
Provavelmente roubou outro.
İşi aldın çünkü başka kimse sana iş vermez.
E aceitaste este trabalho porque mais ninguém te quer.
- Başka bir tane alırsın.
- Compra outro.
Aslında hiç kızlarla yaşamadım, yani muhtemelen bazen bakarım çünkü başka bir gezegenden bir uzaylı gibisin.
Nunca vivi com raparigas, por isso vou olhar algumas vezes porque no fundo és um extraterrestre.
Başka.
Outro.
Bence başka bir yerde uyumalısın.
Acho que devias dormir noutro sítio.
Yani sincabını al ve başka yerde uyu.
Por isso leva o teu esquilo e vai tu para outro lado.
Başka bir fahişenin odasına git.
Vá ao quarto de outra prostituta.
Başka nerede KGB duymadan konuşabilirsiniz?
Onde mais podemos conversar sem o KGB ouvir?
Her maç başka bir bölüm gibi.
Cada combate é um novo capítulo.
Çünkü başka bir diyarın Kurtarıcıya ihtiyacı var.
Porque agora há outra terra que precisa de um Salvador.
Bir sandık dolusu başka aletlerin var.
Tens um monte de ferramentas.
Belki başka bir şey vardır.
Talvez dê com uma delas.
Sonra başka bir diyarda... ebeveynleri olmadan büyüdü ve... bu deneyim onu etkiledi.
Cresceu noutro reino, sem os pais, e essa experiência afetou-o.
Buradakinden çok daha iyi gözüken... bir hayat yaşadığım başka bir dünyanın... varlığına inanıyor muyum?
Se acredito que existe outro mundo em que vivo uma vida completamente diferente que, ao que parece, é bem melhor do que esta?
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir şey yok 82
başkaları 16
başka sorum yok 215
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka kim var 32
başka bir şey bilmiyorum 23
başkaları 16
başka sorum yok 215
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka kim var 32
başka bir şey bilmiyorum 23