English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Başkan clark

Başkan clark translate Portuguese

63 parallel translation
Başkan Clark, Başkan Santiago'nun ölümü üzerine şunları söyledi.
O presidente Clark disse isto a respeito da morte do Presidente Santiago.
- Başkan Clark'a bilgi verdin mi?
Já avisou o Presidente Clark?
Başkan Clark'ın, General Franklin'in kazandığı bu büyük zaferi kutlaması bekleniyor.
É esperado que o Presidente Clark agradeça ao... General Franklin esta grande vitória.
Başkan Clark halka aksini söylese de direniş hareketi capcanlı.
O Presidente Clark deseja que a gente pense o contrário mas a resistência está muito viva.
Başkan Santiago'nun ölümü yüzünden açılan soruşturma... "DÜNYA'DAN GELEN MESAJLAR" ... 6. haftasına girerken Başkan Clark'ın doktoru tekrar ortaya çıktı.
À medida que as audiências do Senado acerca da morte do Presidente Santiago... entram na sexta semana, provas vindas do médico do Presidente Clark apareceram.
Kayıtlara göre, Başkan Clark'ın patladığı anda Dünya Gücü 1'de olmamasına mazeret olarak gösterdiği hastalığın gerçek olmadığı ileri sürülüyor.
Essas provas parecem indicar que a doença... que impediu que o Presidente Clark estivesse a bordo do Earthforce 1 quando ele explodiu... pode ter sido somente um álibi conveniente.
Başkan Clark'ın Meclis Araştırma Komisyonu'na ifade veren temsilcileri olayların Dünya Hükümetini zayıflatmak isteyen iç ve dış güçlerin hazırladıkları bir komplo olduğunu öne sürerek suçlamaları reddetti.
Representantes do Presidente Clark em audiências perante o Comité de Investigação do Senado... refutaram essas alegações, descrevendo-as como tentativas... para destabilizarem o governo terrestre tanto por dentro como por fora.
Başkan Clark'ın Gölgeler'e ait bir gemiyi ele geçirmesine izin vermeyiz.
Nós não podemos permitir que o Presidente Clark fique com a posse de uma nave das Sombras.
Başkan Clark daha sıkı güvenlik önlemleri getirecek bir tasarı hazırlıyor.
O Presidente Clark está a considerar um novo plano que vai prover a Terra de maior segurança.
Başkan Clark'ın bugün tüm Dünya Merkezi genelinde sıkıyönetim ilanı anlamına gelen kararı imzaladığı yönündeki haberler doğrulandı.
E confirmando relatórios anteriores, o Presidente Clark assinou um decreto hoje... declarando a lei marcial através da Central Terrestre... citando ameaças à segurança planetária.
Başkan Clark henüz anavatanda istediği her şeyi yapamadı o yüzden öncelikler listesinde şimdilik üst sıralarda yer almıyoruz.
O Presidente Clark tem passado tempos difíceis a tentar manter tudo em ordem lá em casa pelo que neste momento não estamos no topo da sua lista de prioridades.
Oregon Üniversitesi kampüsünde hiçbir şiddet olayının çıkmaması Başkan Clark'la Eugene polis departmanın elindedir. Eğer onlar şiddet isterse şiddet başlar.
Qualquer questão de violência na Universidade ou suas propriedades está nas mãos do presidente Clark e do departamento policial de Eugene.
Buraya gelmenin sizin için ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Özellikle Başkan Clark'ın getirdiği seyahat yasağından sonra.
Eu sei que chegar aqui foi difícil para todos vós... considerando a extensão das restrições às viagens que foram feitas pelo Presidente Clark.
Başkan Clark'ın sıkıyönetim ilanını kabul etmelerini zorlamak amacıyla Proksima 3'gönderilen bir Cengâver bölüğü'nün taraf değiştirip Proksima 3'teki direnişçilere katıldığı bildirildi.
E noticias chegaram até nós de que um esquadrão de pilotos de Starfury... mandados para atacarem Próxima 3 na esperança de os forçarem a aceitarem... o decreto de lei marcial do Presidente Clark desertaram, juntando-se à Resistência de Proxima.
Başkan Clark'ın vurduğu gezegenlerden kaçan hasta ve yaralıları taşıyorlardı.
Elas estavam a transportar os doentes e os feridos... dos sítios onde o Presidente Clark os atingiu.
Başkan Clark'ın yaptıklarından dolayı yargılanmamak için Dünya yerel saatiyle 02 : 53'te intihar ettiği kesinleşti.
Nós agora podemos confirmar que o Presidente Clark acabou com a sua própria vida... às 2.52 AM EST em vez de enfrentar um julgamento pelas suas acções.
Sadece gerçekleri mantıklı ve dikkatli bir şekilde irdelemek Başkan Clark'ın dikta rejimine isteyerek ortak olanları hayatlarından endişe duydukları için söyleneni yapanlardan ayırt etmemizi sağlayacaktır.
Só um estudo calmo e neutro dos factos... irá permitir-nos separar aqueles que foram parceiros colaborantes... do reinado de terror do Presidente Clark... daqueles que cooperaram por receio das suas próprias vidas.
Başkan Clark kontrolünü kaybetmişti.
O Presidente Clark estava fora de controlo.
Başkan Clark rejiminin çökmesinden sonraki gelişmeleri haber vermek üzere üzere Dünya Kubbesi'ndeki basın toplantısına bağlanıyoruz.
Continuando a nossa cobertura dos eventos que se seguiram à queda do regime do presidente Clark... nós agora vamos até à suite presidencial na Cúpula Terrestre.
Giderek daha fazla gemi taraf değiştiriyor ve Başkan Clark'ın verdiği vahşi emirlerin haberlerini taşıyorlar.
Continuam a ser destruídas cada vez mais naves do outro lado cheias de histórias de atrocidades levadas a cabo sob ordens directas do Presidente Clark.
Bu geçen yıl Başkan Clark'ın meclisi basmasından önceydi.
Sim, bem, isso foi antes de o Presidente Clark começar a endurecer no ano passado.
Bugün iktidar Başkan Clark'ta ve onu oraya biz oturttuk çünkü hem yabancılardan hem de kendimizden korkuyorduk.
Hoje, o Presidente Clark tem o poder, e nós demo-lo a ele porque temos medo dos extraterrestres e medo de nós mesmo.
- Başkan Clark sıkıyönetim ilan etti.
O Presidente Clark assinou um decreto a declarar a lei marcial.
Başkan Clark'ı tutuklamaya geldik.
Nós estamos aqui para colocar o Presidente Clark sobre prisão.
Başkan Clark'tan kurtulmak için Dünya'yla savaşırken yanlış tarafta olduğunu duymuştum.
Bem, quando estávamos em luta com a Terra, a tentar destituir o Presidente Clark o que se ouve dizer é que ela estava no lado errado da luta.
- Kimsin sen? - Başkan Clark sıkıyönetim ilan etti.
O Presidente Clark assinou um decreto a declarar a lei marcial.
Başkan Clark'ın yönetimindeyken kimsenin söylemeye cüret edemeyeceği şeyler söylediniz.
Quero dizer, quando as coisas estavam más por causa do Presidente Clark... vocês dois disseram coisas no vosso espectáculo que mais ninguém se atreveu a dizer.
- Kimsin sen? - Başkan Clark sıkıyönetim ilan etti.
O Presidente Clark assinou um decreto declarando a lei marcial.
Başkan Clark'ı tutuklamaya geldik.
Estamos aqui para por o Presidente Clark sob prisão.
Ziegler'dan sonra Başkan'ın kampanya menajeri Clark McGregor gazetecilerin önüne çıktı.
Depois de Ziegler, o chefe da campanha do Presidente, Clark MacGregor, falou aos repórteres.
Başkan Chester A. Arthur. Clark Gable.
O presidente Chester A. Arthur.
Başkan Luis Santiago'nun ölümü kesinleştikten sonra Başkan yardımcısı Morgan Clark başkanlık yemini etti.
A seguir à confirmação da morte do Presidente da Aliança Terrestre Luís Santiago o Vice Presidente Morgan Clark, foi ajuramentado como presidente.
Birlik'le Başkan Yardımcısı Clark'ın arasında olanları hatırlıyor musunuz?
Lembram-se daquele grande escândalo pelo apoio do Corpo Psi ao Vice-Presidente Clark?
Sayın Başkan, Kanada Başbakanı.
Ligação do Primeiro Ministro do Canadá. Clark?
Yeni kurulan Kamu Araştırmaları Bürosu'nun açıkladığı rakamlara göre Başkan William Clark önderliğindeki hükümetin, icraatlarında önceliği Dünya'nın ihtiyaçlarına vereceğini açıklaması popülerliğini oldukça arttırdı.
De acordo com os números libertados pelo novo Gabinete De Moral Publica... o Presidente William Clark subiu dramaticamente os seus níveis de popularidade... por causa da ênfase da sua administração... nas necessidades da Terra.
1804 yılında, Başkan Thomas Jefferson kuzeybatıdaki bakir geniş toprakları keşfetmeleri için Meriwether Lewis ve William Clark'ı görevlendirmişti.
Em 1804, o Presidente Thomas Jefferson... encarregou Meriwether Lewis e William Clark... de explorar os vastos e não mapeados territórios do Nordeste.
CLARK BAŞKAN SENİ VE BAŞKANI İSTİYOR
Clark, o presidente convida-o e á sua mulher a passar o fim-de-semana em Camp David.
SAYIN BAŞKAN, CLARK DEDİ Kİ VİETNAM'DA Kİ KARTLAR YÜKSEK
Clark sugeriu que a parada não é alta no Vietname. É uma afirmação chocante.
CLARK KENT BAŞKAN ADAYI.
CLARK KENT para PRESIDENTE
Clark Kent başkan adayı mı?
Clark Kent para presidente?
Clark Kent başkan adayı.
Clark Kent para presidente.
Clark Kent BAŞKAN ADAYI.
Clark Kent para PRESIDENTE
Clark, sen ne zamandır babamın hayran kulübünün başkanısın?
Desde quando te tornaste defensor do meu pai?
1804'de, Başkan Jefferson, Lewis ve Clark'ı ve birkaç gazeteciyi Kuzeybatı Geçidini bulmak için görevlendirdi.
Em 1804, o Presidente Jefferson enviou o Lewis, o Clark e alguns jornalistas incorporados para procurarem a Passagem do Noroeste.
Tamam Clark, ben hayaletlere inananların isimsiz başkanıyım ama baban sana göründü mü?
Certo, Clark eu sou a presidente dos crentes em fantasmas anónimos, mas o teu pai a dar uma de Hamlet contigo?
Başkan adayı Clark Preston hakkında bazı pislikler buldum.
Encontrei lixo acerca do candidato a presidente da câmara, Clark Preston.
Başkan George W. Bush döneminin terörizm karşıtı kabine başkanı Richard Clark'ın 24 Mart 2004 tarihli meclis açılışından önceki konuşmasını dinlediniz.
Era uma declaração de Richard Clarke, antigo chefe de contraterrorismo do Presidente George W. Bush, a testemunhar perante o Congresso, a 24 de março de 2004.
Clark Froy. - Başkan için mi çalışıyorsun?
Então, trabalha com o Presidente?
Günaydın, ben Chip Rowlett, DFW Moneyline ve yanımda Gordon Clark var. Kendisi Dallas merkezli Cardiff Electric firmasının şu anki başkanı.
Bom dia, sou Chip Rowlett da "DFW Moneyline", e comigo tenho Gordon Clark, o atual presidente da importante empresa de Dallas, Cardiff Electric.
Clark yemek işinden sorumlu başkan yardımcısı oldu.
O Clark passou a vice-presidente encarregue do almoço.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]