Bir şey olmaz translate Portuguese
3,396 parallel translation
- Bataryalıdır. Bir şey olmaz.
- Deve funcionar a bateria.
- Hadi ama, bir şey olmaz.
Então, isso é inofensivo.
Bana bir şey olmaz.
Eu vou ficar bem.
Ufak bir yudumdan bir şey olmaz.
Um pequeno gole não faz mal.
Bir şey olmaz. Sadece buradaki şeylere yoğunlaş.
Vai correr tudo bem.
- Bir şey olmaz sana.
- As estatísticas...
Üstünkörü bir kontrol ederler ama pek bir şey olmaz.
Passarão numa verificação apressada, nada mais que isso.
- Ben ölmeden öyle bir şey olmaz.
Por favor, eu morreria antes disso acontecer.
Bir şey olmaz.
Acho que vou ficar bem.
Hayır bana bir şey olmaz.
Não, eu ficarei bem.
Bana bir şey olmaz.
Eu fico bem.
- Bir şey olmaz Amirim.
Está tudo bem, Comandante.
- Kartlarını düzgün oynarsa bir şey olmaz.
- Eles vão matá-lo. - Não, se ele fizer a coisa com deve ser.
Elbette, belki de babasının prensesine bir şey olmaz... Tabii eğer sadece yaptığımız teklifi kabul ederse.
Claro que nada teria acontecido com a princesa do pai... se ele tivesse aceitado o acordo oferecido.
Her konuda uzman değilim ama dişlerin döküldüğü zaman böyle bir şey olmaz?
Não sou um especialista em tudo, mas não acontece quando os dentes caem?
Sana bir şey olmaz, evlat.
Vais ficar bem, filho
Bir bardaktan bir şey olmaz herhalde.
Bem, talvez uma chávena não seja má ideia.
- Bir şey olmaz.
! - Está tudo bem.
SAMCRO'ya bir şey olmaz.
SAMCRO ficará bem.
Ona bir şey olmaz.
Ele fica bem.
Pişiririz, bize bir şey olmaz.
- Então, o que vamos jantar?
Umarım bir şey olmaz da bu olayın ucu zavallı Nathaniel Wolff'a dokunmaz.
Deus o livre se este incidente cair nos ouvidos do pobre Nathaniel Wolff.
O da işin içinde değilse, bir şey olmaz.
Se ele também foi coagido, não.
Burada da aynı şeyi yapacaksın sadece, bir şey olmaz!
Faz o mesmo aqui e corre tudo bem.
- Bir tarafı kel kaldı şimdi de! - Bir şey olmaz.
- Agora está careca de um lado.
Ben onun kirvesiyim, bana bir şey olmaz.
Sou o avô dele, está tudo bem.
Çok yemekle bir şey olmaz da.
Não há problema em comer muito.
Bana bir şey olmaz.
Vou ficar bem.
- Belki de içine birazcık bakmaktan bir şey olmaz.
Talvez não fosse mau - darmos uma olhadela rápida.
Grug, bir şey olmaz.
Grug, eles estão bem.
Hayır, bu zaman kaybından başka bir şey olmaz.
Não, isso seria uma perda de tempo.
Ben burada kalacağım. Bana bir şey olmaz.
Estou aqui, fico bem.
Rudy'ye bir şey olmaz.
O Rudy vai ficar bem.
Dalgadan bir şey olmaz.
Não há problema.
Bana güvenin, dalgadan bir şey olmaz.
Não é assim, Capitão Ted?
Bir şey olmaz.
Vai correr bem.
- Bir şey olmaz.
- Eu faço devagar.
Sanırım, o kimselerden hiç bir şey bana sürpriz olmaz.
Acho que nada deles me deveria ainda surpreender.
- Bir tane kanattan bir sey olmaz.
Uma perna de frango não vai fazer-lhe mal.
- Sarılmaktan bir şey olmaz, değil mi?
Assim não seria um abraço, pois não?
Herhangi bir şey yanlamasına düşerse, tablon tehlikede olmaz, bu doğru mu?
Se algo ficar torto, o quadro não fica em perigo, certo?
Böyle bir şey her gün olmaz, değil mi?
Mas nem sempre é assim, pois não?
Beni onunla görüsmekten daha çok memnun edecek bir sey olmaz.
Sabes... Nada me daria mais prazer do que encontrá-lo.
Fakat kötü bir şey yapmak istiyorsan, suçu üstüne atabileceğin benzer bir versiyonunun olması hoş olmaz mıydı?
Mas, se quisessemos fazer algo de mau, não seria bom termos uma outra versão de nós para culpar?
- Bir şey olmaz.
- Eu fico bem.
Ona bir şey olmaz.
É típico, ele fica bem.
İşbirliği yaptığın sürece ona bir şey olmaz.
Se cooperar nada lhe acontecerá.
Sana bir şey olmaz.
Vai correr bem.
Soğukta ve kuru tutarsanız hiçbir şey olmaz. Mucizevi bir baharat.
Especiaria milagrosa.
Böyle bir şey olur da müşterilerden birinin para ödeme zamanı gelirse ortada baştan başlatacak kimse olmaz.
Se isso acontecer e chegarem as contas de outras pessoas, não vai haver ninguém para reiniciar o tempo.
Bu benim de açık kapılar ve yavru köpekler hakkında yalan söyleyeceğim anlamına geliyor. Hikayemize bağlı kalırsak yapacakları bir şey yok. Sorun olmaz.
E vou ter que mentir sob juramento sobre cães, portas abertas...
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şey yok 987
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209