Birşey daha var translate Portuguese
234 parallel translation
Birşey daha var. Şu uzun don!
E outra coisa, esses calções compridos.
Birşey daha var.
Há mais uma coisa.
- Birşey daha var.
- Há mais uma coisa.
Birşey daha var.
E eu te direi mais alguma coisa.
Son birşey daha var, patlamanın şiddetiyle yere yığıldığınızda... sıcak mıydı yoksa soğuk mu?
Uma coisa |... depois que você foi forçado ao solo por aquela explosão de vento, era uma explosão quente ou fria? |
Birşey daha var, Çavuş.
Mais uma coisa.
birşey daha var. İki gün önce, acil iniş yapmak...
E há outra coisa, Heywood.
Başka birşey daha var, artık evlenmemiz hiç de tuhaf değil.
# # É incategórico # # Um oráculo que queima combustível
Birşey daha var.
- Mais uma coisa :
Unutmadan, birşey daha var.
Ouça bem uma coisa, você.
Benim için yapabileceğiniz birşey daha var.
Há mais uma coisa que pode fazer por mim.
Birşey daha var.
Outra coisa.
Birşey daha var.
Mais uma coisa.
- Birşey daha var Kaptan.
- Outra coisa, sr, comandante,
Oh, birşey daha var. İçeri seninle birlikte giremem.
Se vocês os dois me esperarem aqui e me deixarem entrar sozinho... é tudo.
Evet, başka birşey daha var.
Sim, há ainda outro pormenor.
Istakoz, ekşi krema... Ama sanki birşey daha var.
Tem lagosta, creme de marisco, e tem outra coisa.
Başka birşey daha var, Al.
Mais uma coisa, Al.
Birşey daha var, Derek, etrafa iyice bir bak.
Outra coisa. Mantêm-te atento.
Birşey daha var.
Há mais uma coisa...
Fakat onda başka birşey daha var.Özel birşey.
Mas é qualquer coisa mais.
Birşey daha var.
Há outra coisa.
Seninle konuşmak istediğim başka birşey daha var.
Existe outra coisa de que te tenho tentado falar.
Işında onunla beraber birşey daha var.
Há algo no feixe com ele.
Birşey daha var, Komiserim.
Só uma coisa mais, tenente.
Sanırım beton, taş ve çeliğin dışında bu binayı ayakta tutan başka birşey daha var.
Acredito que algo mais do que betão, pedra e aço mantém este edifício de pé.
Bende, ama birşey daha var.
Eu também não, mas há mais.
Birşey daha var, Newman'ın kullanmasını istemediğim...
Outra coisa. Não quero que o Newman use a minha...
Dikkat etmemiz gereken birşey daha var.
Ainda ha mais uma coisa que temos de tratar.
Bu arada... "Yapılacak" işler listemizde birşey daha var.
P. S. Temos mais uma coisa a fazer.
Birşey daha var.
Outra coisa...
Daha sonra, başkaları geldi, birşey var. Bu işin katı kuralları vardır, kuralların ne olduğu önemli değildir.
Mais tarde, nada voltou a ser tão óbvio, à excepção de uma coisa, de que tnos devemos manter fiéis às regras apenas importam as regras.
Burasının geldikleri yerden daha iyi olduğunu düşünenler gibi, burasının birşey olduğunu düşünüpte gelenler var.
É como se pessoas que não são ninguém, tivessem vindo para aqui porque acham que aqui estão pessoas que são alguém.
Bundan daha iyi yaptığı birşey var mı? Bu onun konuşma tarzı.
Haverá alguma coisa que ele não faça melhor do que os outros?
Buna yolaçan diğer yaratıkların akıllarında tek birşey var, daha büyük bir gücün keşfi.
Nós somos contra uma raça de monstros. Criado por outros monstros... que só têm uma coisa na... sua mente, a descoberta... de um grande poder.
Fakat kesin olan birşey var : Sukarno'nun Komünist P.K.I... ile sağcı ordu arasındaki konumu... her saat giderek daha belirsiz hale geliyor.
Mas uma coisa é certa... que a aliança de Sukarno entre os comunistas do P.K.I... e a direita militar está cada vez mais precária.
Sanırım daha öncesinde görmen gereken birşey var.
Primeiro, quero mostrar-lhe uma coisa.
Bende daha iyi birşey var.
Geléia?
Daha ağır birşey var bunun arkasında.
Eles colocaram mais coisas pesadas. O banco.
Daha güçlü birşey var mı? Biraz kafa yapıcı bir süt?
Não há leite de alambique?
Evet. Ama bildiğim birşey var ki ;.. ... sizi daha çok özleyeceğim!
Sim mas o que acontece é que sentia mais a vossa falta.
Entrikalardan daha fazla senin hoşuna giden başka birsey var mıydı ki?
Gostas assim tanto de mistérios?
Onun için yaptığım çok daha iyi birşey var.
Esquece isso. Eu tenho algo muito melhor para ele aqui mesmo.
başka birşey daha var, gerçek bir problem..
Há também uma outra coisa.
- Buraya gel! - Burada senin büyünden daha güçlü birşey var,
Mas há um poder maior que a sua mágica.
- Ve bilmediğin birşey daha var!
E há uma coisa que eu sei e você não sabe!
Haklısın. Bende yanlış giden birşeyler var, birşey aklımı çeldi... ve bana daha önce hiç söylemediğim şeyler söylettiriyor... ve bana daha önce hiç yapmadığım şeyler yaptırıyor.
Tens razão, tenho qualquer coisa que está a dominar-me a vontade e a forçar-me a dizer e a fazer o que nunca diria nem faria.
Birşey daha var.
Há outra coisa...
Hayır, daha başka birşey var.
Não, é mais que isso.
Daha önce şehir merkezinde böyle birşey olduğuna dair kayıt var mı?
Temos registado algo parecido com o que se está a passar no centro da cidade?
Birşey daha var -'çünkü nasıl olsa öğreneceksiniz... o yüzden herşeyi anlatmalıyım. Oh, evet, evet.
Mais uma coisa.
birşey daha 28
daha var 27
daha var mı 21
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
daha var 27
daha var mı 21
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44