Bu olay translate Portuguese
13,941 parallel translation
Bu olay olur olmaz adını verdiğimiz bir içki icat ettik.
Criámos uma bebida inspirada em si depois daquilo acontecer.
Bu olay olduğunda çok küçüktünüz herhalde.
Sei que a maioria de vocês tinha quê?
- Bu olay onunla karşılaştırılamaz.
Vá lá. Esta situação não tem comparação.
Belki en iyi babaya sahip değildi, Ama bu olay onun en kötüsü olduğunu gösterecek.
Ele pode não ter sido o melhor pai, mas as evidências vão mostrar que ele não era o pior.
Gün ilerledikçe bu olay hakkında daha fazla bilgiye sahip olacağız.
Logo saberemos mais sobre essa história.
Eğer bu olay seromoniyi garipleştirecekse üzgünüm.
Desculpa se isto tudo vai tornar a cerimónia estranha.
Benim herif tüm bu olay şu okulda çıkan bi'kavga yüzünden yaşandığını söyledi.
O meu marido disse que tudo começou por causa de uma briga que houve na escola.
- Bu olay senin zararına olacak.
Essa merda estava atrapalhando você.
- Kapıyı da kapat. Bu olay beni çok rahatsız ediyor.
Para o registro, não estou confortável com isso.
Bir şeyler yazıyordu ve sonra dışarı çıkıp arabayla gitti. Bu olay kazadan iki gün sonra oldu.
Ela estava a escrever algo e depois saiu e partiu de carro, e isto foi dois dias depois do acidente.
Bu olayın diğer meseleyle kesinlikle alakası yok.
Uma coisa não tem absolutamente nada que ver com a outra.
Bu olay çok ciddi.
Essa merda é realmente real
Sana zaten söyledim, bu olayı bildireceğim.
Olha, eu já te disse, estou a fazer um relatório.
Bu olay geçen Pazartesi sabahı gerçekleşmişti.
Este incidente ocorreu na manhã da passada segunda-feira.
Bu olayın yaşanmasıyla travma geçirdi.
Ela ficou traumatizada com o incidente.
Tıpkı Heelshire'lar gibi bu olay beni onlara Brahms'a ve bu eve bağlıyor.
Tal como os Heelshire. E isso liga-me a eles, ao Brahms, e a este lugar.
Bu olayı daha da basit hâle getirir.
Isso torna tudo bem mais simples.
Bu olay beni çok öfkelendirdi.
Fiquei furioso com aquilo.
Bu olay yasanmadi.
Isto não aconteceu.
Bu olay, teskilatimizin itibarina çok büyük bir darbe indirecek. Herhangi bir ülkeden daha iyi olmadigimizi gösterecek.
Isto vai negar uma grande dose de boa vontade para com a organização e mostrar que não nos conseguimos comportar melhor do que um único país.
Şimdi şöyle olacak. Bu olayı, tabii ki de, etik kuruluna götüreceğim, sonra da davayı bitireceğim.
Vou fazer o seguinte, vou mandar isto para a Comissão de Ética, como é evidente, e depois vou terminar este julgamento.
Sana teşekkür ederim kanka çünkü bu olay çok komikti.
Ouve, obrigado, meu, porque essa merda foi hilariante.
- Bu olay yüzünden heba olmanızı istemeyiz, değil mi?
E não queremos que o médico acabe por ser internado, não é?
Bu olay federal bir dava olana kadar burada sadece turistsin.
Até isto se tornar um caso federal, és apenas um turista aqui.
Olay bu mu?
É isso?
Bu kızın olayı ne?
Qual é a cena dessa miúda?
Bu gerçekten uluslararası bir olay.
- Isto é mesmo uma ocasião internacional.
Olay da bu zaten.
Esse é o ponto.
Bu sadece bir Kakabil olayıydı, değil mi?
Como é óbvio, isto foi efeito da "Cabolha", certo?
- Olay da bu zaten.
- É mesmo assim.
Bu mudur senin olayın?
Curtes isso?
Bu ateşkes olayı bitti.
O cessar-fogo acabou.
- Bir olayı soruşturuyorum, bebeğim ve bu gördüğün Danny.
- Estou a trabalhar num caso, amor.
Olay yeri incelemeden çocuklar bu bebeğe el koymuşlar, bu hafta sonuna kadar açık arttırmada satılacak.
A tua malta dos confiscados referenciou este pequeno brinquedo, e vai levá-lo a leilão esta semana.
Alın işte, sizi psikiyatra vereceğiniz paradan kurtardım çünkü bütün olay bu.
É só isso. Aí tens, acabei de te poupar o dinheiro que ias gastar no psiquiatra, - porque é só isso.
Ülke çapında geçen yılın ocak ayından bu yılın nisan ayına kadar toplamda 4330 bombalama olayı yaşandı.
Por toda a nação, entre Janeiro do ano passado e Abril deste ano, foram registados um total de 4330 ataques bombistas.
İşletme mastırımı yapıp bu özel ders olayını gerçek bir işe dönüştüreceğim.
Consegui uma MBA e fiz esta coisa de tutoria um negócio de verdade.
Sansasyonel bir olay bu.
Este caso é muito badalado.
Benim olayım değil bu.
Continua a não ser para mim.
Bu konuya dahil olan doğaüstü bir olay olabileceğini söylemek üzereydin.
- Ias sugerir que há ali algo sobrenatural e eu ia rir-me na tua cara.
Aradan çok geçmeden de bu oyuncak bebek olayı çıkmış.
E pouco tempo depois, o boneco apareceu.
Bu hayatımda yaşadığın en tuhaf olay.
Ouve uma coisa estranha...
Bu oyuncak bebek olayına ne diyorsun?
O que pensas desta coisa toda com esse boneco?
Ama piyasadaki herkesin izlediği tek bir olay var. Bu da Dynacorps'un halka açılışı.
Mas há apenas uma história que toda a gente no mercado está a seguir, e essa é a OPI da Dynacorps.
İşte bu sonraki, sonraki olayı.
Isto é aquele tal passo a seguir.
Dinleyin, bu telsiz olayıyla ilgiliyse telsizlerimiz tamamen karışmış durumda ve...
Ouçam, se é pela cena do rádio, as nossas comunicações estão todas maradas e...
Neyse, bu Joey olayı düzgün bir şekilde halledemezsek çok çirkin yerlere gidebilir.
Enfim, esta coisa do Joey... Pode tornar-se bastante feio se não se tratar adequadamente.
Olay bu.
Mais nada.
Başkomiser olay yerine sene boyunca bu kadar sık gelmiyordu.
O Capitão esteve em mais cenas de crime hoje, do que esteve o ano inteiro.
- Olayım bu.
- É o que eu faço.
Aslında, bu olayın şerefine sizler de hazır buradayken çocuklar,
De facto, em honra disto...
bu olayda 16
olay 47
olayı 16
olaylar 23
olay ne 38
olay bu 53
olay budur 19
olay nedir 74
olaya bak 20
olay çıkarma 18
olay 47
olayı 16
olaylar 23
olay ne 38
olay bu 53
olay budur 19
olay nedir 74
olaya bak 20
olay çıkarma 18
olay şu 41
olay şu ki 34
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
olay şu ki 34
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olağanüstü 52
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olağanüstü 52
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43