Bu olağanüstü translate Portuguese
916 parallel translation
Bu olağanüstü yaratık, kendini savunan gökbilimcilerden birini sıkboğaz eder.
O fantástico ser atira-se ao astrónomo o qual se defende.
Bu olağanüstü Roma mülkünde, X Marki'si konukları için hazırlanır.
Nos arredores de Roma, na sua magnífica propriedade, o marquês de X, dispõe-se a receber os seus convidados.
Bu olağanüstü bir durum.
Bem, isto é uma grande ocasião.
Bay Eddie'nin içkiden her yudum alışında bu olağanüstü balık biraz daha büyüyor.
Sempre que o Sr. Eddie bebe um gole, esse peixe fabuloso cresce.
Bu olağanüstü mektubun içinde ne var, Bay Murdock?
E o que contém essa carta fascinante?
Bu olağanüstü suçlama hakkında bir soruşturma yürütülmüş müdür?
Fez-se algum inquérito acerca de tão fantásticas afirmações?
Ama söyle bana Bay Bradley, eğer ayıksan tabii, bu olağanüstü röportajı nasıl ele geçireceksin?
Mas diga-me, se é que está sóbrio, como vai obter essa entrevista fantástica?
ve bu olağanüstü olacak.
E vou fazer isso. Em grande estilo!
Ama küçük bir köpeğin o gece oynadığı rolü tasavvur etmenizin... zorluğunu bildiğimden... mahkemeye bu olağanüstü hayvanı göstermek istiyorum.
Mas, uma vez que é difícil visualizar o papel... que um cãozinho desempenhou nessa noite, gostaria de mostrar ao tribunal este notável animalzinho.
Bu olağanüstü, mektuplaşma yoluyla cinsel ilişkiyi kavrayabilmek için cephede savaşı bütün şiddetiyle yaşamış olmak şart. O toplu çılgınlığı, ölümün her dakika hissedilen varlığını yaşamış olmak gerek.
Veja bem, Jules, para compreender esta extraordinária desfloração por correspondência, é preciso ter conhecido a violência da guerra nas trincheiras, essa espécie de loucura colectiva e essa presença permanente da morte.
Ve İngiltere'de hâlâ bir kral yoktu. Zamanla, bu olağanüstü kılıç unutuldu.
Inglaterra continuava sem um rei e, com o decorrer do tempo, a espada maravilhosa foi esquecida.
Ama bence bu olağanüstü.
Mas acho maravilhoso!
Bu olağanüstü.
Magnífico! Magnífico!
Bu olağanüstü.
¡ É um fenómeno! .
Bu olağanüstü.
Isto é fantástico.
Bu olağanüstü duygu çok olağanüstü...
Essa sensação extraordinária muito extraordinária...
Duygusal olarak bakacak olursak bu his olağanüstü bir saygısızlık ve ihanet gibi gelecek ancak Tom için sadece işten ibaret.
E do ponto de vista emocional, deve sentir-se muito violada e traída. Mas para o Tom foram negócios.
- Bu sefer anlıyor. Olağanüstü!
- Desta vez compreende.
Bu çok olağanüstü Bay Kringelein.
Isto é muito extraordinário, Sr. Kringelein.
Bu, sizin makalenizde tarifini yaptığınız olağanüstü adamlardan biri olmalı.
Este deve ser um dos homens extraordinários que descreve no seu artigo.
İşte bu, sevgili Conway, olağanüstü bir adamın hikayesi.
Essa é a história de um homem notável.
Bu nedenle kötü kalpli cadılara karşı, gösterdiğin övgüye değer davranış olağanüstü kahramanlık ve yiğitlikten dolayı sana Üçlü Haçı takıyorum.
Por isso por comportamento meritório, coragem extraordinária e grande bravura contra bruxas más condecoro-te com a Cruz Tripla.
Bu mekanik aygıtların dünyadaki en geniş koleksiyonuna sahibim, biliyorsun. Aralarında en olağanüstü olan parça bu.
Tenho a maior coleção de aparelhos mecânicos, de todo o mundo, e este é o mais impressionante de todos.
- Bu ülkede kadınların özgürlük zaferinin karmaşık sürecini olağanüstü bir biçimde simgeleyen bir kadın.
Uma gloriosa emancipação de todas as mulheres deste país.
Ayrıca bu istisnalar bile olağanüstü.
E mesmo estas excepções são incríveis :
Bugün olağanüstü bir gün ve bu anı her daim hatırlayacağım.
É um dia maravilhoso.
Ahım şahım bir ressam olduğumdan değil, olağanüstü bir modele sahip olma avantajına sahip olduğumdan diyorum. Ki bu bana Pandora Reynolds'ın yüzünü ve figürünü resmetmek için ilham verebilir ; Tüm erkeklerin yürekten arzuladığı Gizemli Tanrıça'yı.
Não é que eu seja um bom artista... mas tenho a vantagem de ter um extraordinário modelo... que pode inspirar-me a pintar... a face e as formas de Pandora Reynolds... a deusa secreta que todos os homens, nos seus corações desejam.
Hayrete düşeceksin sinyorita. Bu, olağanüstü dediğiniz şeylerden.
Será surpreendente, senhorita.
Olağanüstü görünmez bir güç iki insanı, bu jöleye mi dönüştürmüş?
Uma incrível força invisível... converteu a dois homens... em gelatina.
Bunu bu şekilde dile getirmeniz olağanüstü bir şey.
É extraordinária a forma como o diz.
- Bu olağanüstü.
- É extraordinário.
Bu sihirbazlar olağanüstü.
Estes mágicos são incríveis.
Bu Gallagher olağanüstü biri sanırım.
Este Gallagher parece ser bastante excepcional.
Olağanüstü kısmı da bu zaten.
Esta é a parte fantástica disto.
- Bu kesinlikle olağanüstü...
- É muito invulgar...
Lütfen kabul edin.. ".. Bu olaganüstü gecikmeden dolayi özürlerimizi sunariz.
As nossas desculpas por este atraso tão inusitado.
Çünkü bu mahkeme kabullenilmiş sınırların dışındadır. Olağanüstü koşullar mevcuttur.
Porque este não é um julgamento comum... no sentido que se dá à palavra.
Bu zaferi mümkün kılanlar, gösterdikleri olağanüstü kahramanlık ve göreve adanmışlıklarıyla Bu birlikten Çavuşlar Michael Merry, Charles Deal ve Lawrence Barrett ile Jonah Williams adındaki sivildir.
Esta vitória só foi possível... pelo extraordinário heroísmo e devoção ao serviço... dos sargentos Michael Merry, Charles Deal e Lawrence Barrett deste comando, e de um civil de nome Jonah Williams, agora recruta,
Kendini bu beceriyi kazanmak için olağanüstü bir derecede adamışsın.
Tiveste uma dedicação excepcional para obter a tua habilidade.
İçerde bulunduğum üç yıI, yedi ay, iki hafta boyunca tattığım en olağanüstü şey bu zımbırtı.
Durante os três anos, sete meses e duas semanas que já estou preso esta é a coisa mais extraordinária que já provei.
Aslına bakarsan Mary Poppins'i işe aldığından beri bu eve olağanüstü bir şey oldu gibi görünüyor.
Desde que contratou Mary Poppins... algo de extraordinario tomou conta da casa.
İnsanların yüreklerinden taşan en asil düşünceler... bu dilin olağanüstü, yaratıcı ve müzikal... seslerinin oluşturduğu bütünün içinde.
Os pensamentos mais nobres que já saíram dos coraçöes dos homens... estäo contidos nesta extraordinária, imaginativa... e musical mistura de sons.
Bu da seni olağanüstü bir kadın yapıyor.
E isso faz de si uma mulher invulgar.
Düşman karşısında olağanüstü cesaret için verilen Viktorya Nişanı'nın 100 yıllık tarihinde yalnız 1.344 kişi bu nişanı almıştır.
A Victoria Cross, Criada há 100 anos, por valor e extrema coragem além daquela que se espera dum soldado britânico face ao inimigo, só 1.344 foram outorgadas.
- Bu sıtma hapları, olağanüstü şeyler.
Maravilhos estes comprimidos para a malária.
Ne kadar olduğunu henüz söyleyemem ama biliyorum ki bu buluntular en olağanüstü buluntulardan biri. Bilim adına.
- Para a ciência?
Doktor Roney, bu buluntuları bu kadar olağanüstü yapan şey nedir?
Doutor, o que é que faz deste achado algo tão extraordinário?
Deney ve gözlem için olağanüstü bir fırsat bu.
É uma extraordinária oportunidade de experimentação e observação.
Bak Gunther, bu gece sen... gerçekten olağanüstü bir şey kazandın.
Gunther, tu, esta noite, adquiriste algo realmente extraordinário.
- Bu, olağanüstü bir şey, öyle değil mi?
- É fantástico, não acha querida?
- İlginç mi? Bu, olağanüstü bir şey.
Um objecto de curiosidade!
olağanüstü 409
olağanüstü bir şey 19
olağanüstüydü 34
olağanüstügüzelfevkalademsi 18
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olay 48
bu olacak 24
olağanüstü bir şey 19
olağanüstüydü 34
olağanüstügüzelfevkalademsi 18
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olay 48
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olmalı 51
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43