Bu olduğunda translate Portuguese
1,030 parallel translation
Bu olduğunda
Quando Isso acontecer
Bu olduğunda, bu işkence odasını yok edecek.
E vai destruir-vos e à câmara de torturas.
Bu olduğunda şatoda olmak güzel olurdu.
Seria bom estarmos no castelo, quando isso acontecesse.
Bu olduğunda, çığlıkları bir ölüyü bile canlandıracaktır.
Quando a crise se dá, os seus gritos parecem levantar os mortos.
Bu olduğunda, kimi tablolarda ilk fırça darbelerini görmek mümkündür.
Quando isso acontece é possível, nalgumas pinturas, ver as linhas originais.
Peki, bu olduğunda ne yapacaksın?
Bem, e o que você vai fazer quando ele estiver organizado?
Ve sadece bu olduğunda Bay Walker... gururumuzu geri alacağız.
E somente quando isso acontecer, Sr. Walker,... recuperaremos o nosso orgulho.
İşte bu olduğunda... .. senin baban olan o iyi adam öldü.
Quando isso aconteceu... o homem bom que era o teu pai, foi destruído.
Bilmeni istiyorum, copu aldığında bu olduğunda, kendimden zevk almayacağım.
Quero que saibas, quando chegar a tua altura, quando acontecer, não me divertirá.
Belki çocuklarla birlikte sinemaya gitmiştir... Söyleyin bana, Bu olduğunda siz neler yapıyordunuz?
Onde estava quando aconteceu o crime?
Bu olduğunda, dinleyen öğrencilerin arasında,... genç bir yüz gördüğümde ve gözlerinde kendimi,... hep olmak istediğim halimi görünce,... ona çıkma teklif ediyorum.
Quando isso acontece, quando olho entre aquelas cadeiras, e vejo a cara de uma bela jovem e vejo-me nos olhos delas, eu, a forma como sempre queria ser, talvez fosse antes, peço-lhe para sair.
Bu olduğunda...
Quando há...
Bu olduğunda sen ne yapıyorsun?
Que fazias antes disso ter acontecido?
Bilirsin, bu olduğunda, o sadece arabasıyla kaçıp gitti o ve ben sadece manevra üstüne manevra yaptık.
- Quanto custam as batatas? - Bem, vêm junto com a refeição. - Batatas para todos.
İsim yapmaya başladı. Dünya çapında tanınsın istiyorum ve bu olduğunda zirvede ben olayım.
Começa a ter nome, mas quero fazê-la conhecida em todo o mundo e quero estar lá, quando acontecer.
Bu film sadece salataları pörsümüş olduğunda öfkelenen tüm insanlara adanmıştır.
"Este filme é dedicado a todos os que só se indignam" "com a salada pisada."
Bütün bu İngiliz ve Amerikalı gazeteciler nasıl oluyor? Büyük bir haberimiz olduğunda,
Porquê tantos correspondentes americanos e estrangeiros?
Âşık olduğunda bu çok normal bir şey.
Sim, é normal, pois nós amamo-vos.
Bu insanların onu devireceği asla aklıma gelmezdi. Ama artık bunu biliyorum, eğer bir şey yapmazsam bu iş tepetaklak olduğunda tekrar ayağa kalkamam.
A verdade é que nâo pensei nunca que esta gente iam derrocá-lo e agora sei que se eu nâo intervir de alguma forma nâo vou ser tido em conta no dia de amanhã quando isto cair.
Albay, size hatırlatmak zorunda değilim herhalde... bu bölgedeki bütün Gestapo faaliyetlerinden ben sorumluyum... ve burada yabancı ajanlar olduğunda anında haberdar edilmem gerek!
Coronel, não tenho de lhe lembrar, pois não, que estou encarregue de todas as acções da Gestapo nesta área... e que se existirem agentes estrangeiros, devo ser informado imediatamente!
Ölüm, sadece vücut artık kendini yenileyemez olduğunda yaşanıyordu, bu ise son derece yaşlı olanlara olurdu.
Só ocorria quando um corpo já não se conseguia regenerar e, agora, acontece só aos muito velhos.
Catherine ile Ré'de olduğunda bu değişecek.
Quando estiveres na Îlha de Ré com a Catherine isso mudará.
Bu, birisiyle beraber olduğunda verilecek sözdür.
Essas juras fazem-se quando se está com alguém.
Bu en son olduğunda, 2 buçuk saat daire çizip durduk.
Na última vez que aconteceu, andámos às voltas duas horas e meia.
"Gandhi" bir plana konsantre olduğunda, bu dünya ile ilişkisi kesilir.
Quando "Ghandi" se concentra num plano, está perdido para o mundo.
Bu çok çalışan ellerinde gece olduğunda eğlenmeye ihtiyacı var.
Estes vaqueiros precisam de um pouco de diversão quando chega a sábado à noite.
Bu arada Pentagon hala Ulusal Muhafızlar arasındaki bu ani alarmın bir tatbikat olduğunda ısrar ediyor.
Enquanto isso, o Pentágono insiste... que este súbito alerta da Guarda Nacional do Utah... nada mais é do que um exercício rotineiro de treino.
O zaman kumsaati desene şuna! Bu mezun olduğunda saat icat olunmamıştı daha.
Porque quando ele se graduou, ainda não havia relógios de bolso.
Konu karıları olduğunda bu İtalyanlar kuduruyorlar.
Sabes uma coisa? Estes latinos são doidos quando se trata das mulheres deles.
Bu düzenli bir iş değil, ama para kazanma fırsatım olduğunda... çok fazla kazanabiliyorum.
Não é um emprego fixo, mas quando ganho dinheiro, posso ganhar muito dinheiro.
Bu şeyler ona olduğunda...
Quando estas coisas lhe aconteciam...
Ve olay Clouseau'yu Öldürmek olduğunda... kimse bu işi bir başkasının yapmasını istemez.
E quando falamos desta questão de eliminar Clouseau... ninguem quer que outros tenham crédito por isso.
Bu bana olduğunda, önümdekini göremiyorum.
Quando me acontece não consigo ver o que está diante de mim.
Konuyu açmak istemezdim ama bu tip bir şey olduğunda yapmanız gereken şeyler vardır... ve siz bu şehirde yenisiniz.
Detesto ter de falar no assunto, mas... quando isso acontece, certas coisas precisam ser feitas. E você é nova na cidade.
Aşık olduğunda bu şekilde hissettiğini zannedersin.
É o que devemos sentir quando estamos apaixonados.
Bu tekrar olduğunda kendinle baş edecek misin, David?
E como vais lidar com isso quando voltar a acontecer, David?
Garip kuşlar etrafta olduğunda o her zaman bu köprülerin üstünde oluyor.
É um tipo estranho. Está sempre em cima das pontes.
Bu şey olduğunda, Güneydoğu Asya'nın politik yapısını değiştirebilir.
Quando isso for detonado, pode mudar todo o quadro político.
Başkomutan şunun anlaşılmasını istiyor ki, tüm bilim adamlarının, bu komplonun bir parçası olmadığından emin olduğunda, neyin doğru olup neyin olmadığını anlamak, hâlâ güç olacak.
O Comandante Supremo quer deixar claro, que embora saiba que nem todos os cientistas são conspiradores, é mesmo assim difícil distinguir quais são e quais não são.
Pekii, demek istediğim... Orada bir yaralanma veya bir sorun olduğunda.... bu herzaman ikincil etkenlerden dolayıdır.
Significa que quando houve ferimentos ou problemas... a causa sempre foi secundária.
Peki bu çocuk erişkin olduğunda ve bu uyuyan şey uyandığında, 20 ay içinde, en büyük güç insan vücüdunda olunca ne olacak?
O que acontecerá quando ela for adolescente e essa glândula dormente acordar e se tornar, em 20 meses, a força mais poderosa do corpo humano?
Eğer bu kadar fazla sakinleştirici almasaydım daha kötü hissederdim, ama... bu tip bir şey söz konusu olduğunda gerçekçi olmalısınız.
Talvez me sentisse pior se não estivesse tão sedado. Mesmo assim temos que ser realistas com estas coisas.
Hatta Ne Zaman Kardeşin İçin Derin Olduğunda.. En Azından Bu Kadar Hile Yapmazdık Bunun Hakkında..
Quando a tua irmã estava metida nisso, pelo menos era sincera.
Hazine bizim olduğunda, hatırlat bana, bu aptalın dilini keseceğim.
Quando chegarmos à mina, lembrem-me de cortar a língua desse idiota.
- Alf! - Bu şey yeşil olduğunda ne yapmalıyım?
Alf, o que é que fazes quando isto fica verde?
Çocuksu karakteri olan bir erişkin söz konusu olduğunda ise, bu ele avuca sığmazlık öylesine hırçın bir hal alır ki, erkek ya da kadın öldürebilir.
Porém, em um adulto com características infantis, o pontapé pode converter-se em fúria violenta e ele ou ela pode matar.
Bu fotoğraf ailemizin son kez mutlu olduğunda çekildi.
Esta é a fotografia das últimas felizes... e despreocupadas horas da nossa família.
Bu sene, zamanın olduğunda söz verdiğin şeylerin hepsini yapacaksın.
Este ano, vais fazer todas as coisas que prometeste fazer quando tivesses tempo.
Bu hafta hayatlarımıza burnunu sokan haklarımızı çiğneyen federaller bütün Anglo-Sakson Hristiyanlar birlik olduğunda ne kadar güçsüz olduklarını anladılar!
Os federais que vocês viram a imiscuir-se nas vossas vidas aprenderam que são impotentes diante de nós, se cada cristão anglo-saxão se unir!
Ve bu narin dengeyi bozacak herhangi bir şey olduğunda ise ölüm kaçınılmazdır.
Se algo acontecer que altere esse delicado equilíbrio... A morte.
Bu insanların güvenliği söz konusu olduğunda, ben ve Tanrıdan başkası yoktur.
Quando se trata da segurança desta gente sou eu que mando e depois Deus.
bu olabilir 58
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olay 48
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olsun 16
bu olmaz 67
bu olmayacak 50
bu olay 48
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16