Bunu alacağım translate Portuguese
479 parallel translation
- Bunu alacağım.
- Levo esta.
- Roger, çantaları al. Ben bunu alacağım
Vá lá, Roger, pega numa mala.
- Hayır, bunu alacağım.
- Não, levo este. Quanto é?
Sorun değilse bunu alacağım neye benzediğini unutmak istemiyorum.
Se não precisares, eu gostaria de ficar com este caso me esquece da aparência dele.
Sözünüzün kanıtı olarak bunu alacağım.
Considero isso uma promessa.
Bunu alacağım.
Eu fico com isso.
O benim babamı aldı, ben de bunu alacağım.
Ele levou o meu pai, eu levo isto.
Ben bunu alacağım.
Fico com este.
Bunu alacağım, ve bunu, da, izin verirsen!
Vou levar este,.. ... e este também, se não se importa!
Bunu alacağım.
Levo este.
Sakın kaçırma... Bunu alacağım
Não falhe...
Ben bunu alacağım.
Vou ficar com isso.
Hiçbir legal kırmızı bant yok, sadece benim kıçım. Bak, bunu alacağım.
Arriscava-me muito.
Bize bilgi lazım ve ben bunu alacağım.
É preciso informações. Vou obtê-las.
Hayır, ben bunu alacağım.
Não, levo esta.
Bunu alacağım ve ve gideceğim veyırtacağım.
Vou levar isto e vou-me emborrachar.
Bunu alacağım, Manny.
Quero isso.
Bu benim hakkım ve bunu alacağım!
O direito é meu e irei exercê-lo!
Bunu alacağım.
Vou comprar este.
- Bunu alacağım.
- Será um prazer.
- Bunu dikkate alacağım.
- Tê-lo-ei em consideração.
İzninizle bu seçeneği göz önüne alacağım, bunu yapacağız.
Pois teremos que correr o risco. E, com sua permissão, o faremos.
Bunu takdir etmek için bir içki daha alacağım.
Toma outra bebida para apreciares isso.
Tabii ki alacağım ve buradan gideceğim, çünkü bunu sen istedin.
Podes crer que o levo. A vou-me embora, também, como me disseste!
Bunu dikkate alacağım.
Vou levar isso em consideração.
Birgün ben de bir yer alacağım. Hep bunu düşüyorum. Bunu çok düşünüyorum.
Algum dia terei a minha própria casa, tenho pensado muito.
Heh. Hep bir sonraki işten alacağımız parayla bunu gerçekleştirmeyi bekledik.
Mas era sempre o próximo trabalho que iria pagar isso.
Bunu bana vereceksin ve ben alacağım diye mi düşündün?
Achavas que me podias dar isto e que eu aceitava?
Bunu göze alacağım.
Eu corro esse risco.
Sesin çıksın. Ben sana bağırıyorsam, sen de bana bağır. - Bunu dikkate alacağım.
Se te grito, responde-me a gritar.
Şimdi bunu sizden alacağım.
Agora dê-me isso.
Ondan daha fazla bilgi alamazsak, sanırım bunu baz alacağız.
Se não tivermos mais informações da parte dele, terá de servir.
On saniye onun sırtında kalabilen olursa... işe adam alacağım zaman bunu göz önünde bulundururum.
Se algum de vocês a conseguir montar por dez segundos, talvez não me esqueça disso, se os resolver contratar.
Bunu yanıma alacağım Franz.
Valete! Franz, Estou levando isso comigo.
Elbette öyle ve ben de bunu fakir Prens John için alacağım.
Pois é. Vou levá-la para o "pobre" Príncipe João.
Kanıtları alacağım ve bunu hiç olmamış gibi unutacağız, tamam mı?
Eu guardo a prova e esquecemos que isto tudo aconteceu, está bem?
Bunu da Paulie'ye alacağım, tamam mı?
Também vou comprar um para o Paulie, OK?
Eğer Miquel bunu hallderse, yemin ederim ona bir şişe viski alacağım.
Se o Miguel conseguir isto, eu juro que lhe comprarei uma garrafa de uísque.
Bunu dikkate alacağım.
Bem, certamente considerarei isso.
Bunu sadece faizler için hesaba alacağım tamam mı?
Vou considerar isto, apenas interessante.
- Willie, para üstünü boşver, ben bunu ve Guatamala cilt yağını alacağım.
Willie não se preocupe com o troco, eu fico com isto, com este creme e ficamos assim.
- Bunu veresiye alacağım. - Veresiye yok.
Nada de crédito.
Bunu alacağım.
- Olha só para isto.
Bunu da alacağım.
Também vou levar isto.
Hayır, bunu ben alacağım, bütün peruklarım bunun içinde.
Por favor, levo aí dentro as minhas perucas. - Bom día. - Bom dia.
Git bunu Eddie'yle konuş. Parayı ben alacağım.
Ajusta contas com o Eddie.
Ben yine de bunu alacağım.
- Sim?
Sanırım hepimiz kura çekmek zorunda kalacağız bunu yapmayı umursamam çünkü benim kura çekmem gerektiğini sanmıyorum tüm sene ben çalıştığıma göre bir sonrakinde hediye alacağımı da düşünürsek bence bu gayet adil ama merak etmeyin ki...
Dá para comida para três. Parece que vamos ter de tirar à sorte. Não me importo de o fazer, mas não acho que tenha de o fazer, pois eu é que trabalho todo o ano.
- Bunu dikkate alacağım.
Não me vou esquecer.
Ilk olarak bunu geri alacağım Hepiniz onu bitirmeden önce.
Esta aqui guardo-a eu. Porque aqui é tudo um "come-come".
Sadece oturup, dalga geçecek birini alacağımı düşünüyorsan, bunu unutabilirsin.
Se julgas que procuro alguém para se sentar... a uma secretária, a arredar papéis por todo o lado, esquece!
alacağım 105
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu da 65
bunu nereden biliyorsun 159
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108
bunu da 65
bunu nereden biliyorsun 159
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108