Bunu kabul ediyorum translate Portuguese
595 parallel translation
Belki bazilari önemsiz, bunu kabul ediyorum.
Talvez algumas destas coisas não sejam importantes. Não discutirei isso.
Yenildim ve bunu kabul ediyorum.
Eu perdi e é melhor aceitá-lo.
Tamam bunu kabul ediyorum.
Sim, concordo com isso.
Pekala, seni öldürmeye çalışıyordum, bunu kabul ediyorum, ama şey değildi...
Bem, estava a tentar matá-lo, admito, mas não era...
Keşke senin kadar güçlü olsam, Oscar, ama zayıfım ve bunu kabul ediyorum.
Gostava de ser forte como tu. Mas admito que sou fraco.
Primadonna olduğumu biliyorum. Bunu kabul ediyorum.
Raios, sei que sou petulante, admito-o.
Hayatım boyunca, hiçbir şeyden korkmadım ve şimdi bana ne olduğunu söylüyorsun ve ben bunu kabul ediyorum.
Toda a minha vida não temi nada... e agora que você me disse o que era, eu aceito isso.
- Bunu kabul ediyorum.
- Sim, não me custa nada admiti-lo.
- Sen bir günahkârsın. Bunu kabul ediyorum.
- Então não me perdoa?
Bunu kabul ediyorum, tamam mı?
Admito que sim, está bem?
Bunu kabul ediyorum.
Admito-o. Vejo.
- Evet, bunu kabul ediyorum.
- Admito essa parte.
Bir insanın gittiği yollar, belli sonuçların habercisi olacaktır. Bunu kabul ediyorum. Ancak o yollardan ayrılınırsa eğer sonuçlar da değişmelidir.
O caminho dos homens faz antever o seu destino, aceito isso mas, se nos desviarmos desse caminho o destino também mudará.
Yanlış olduğunu bildiğim halde bunu kabul ediyorum.
Vou fazer isso contra a minha vontade.
Tek suçum sizi terk etmekti, bunu kabul ediyorum.
O único erro que eu já fiz foi ter partido. Eu admito isso.
Ben hırsızım, bunu kabul ediyorum.
Sou ladra, e admito-o.
Ben de bunu kabul ediyorum.
Sou a favor disso.
Bunu kabul ediyorum. Ama ne kadar çaresiz olursam olayım asla senin yarın kadar bile olamam.
Apesar de estar desesperada, não estou tanto quanto você.
Tamam, bunu kabul ediyorum.
Tudo bem, eu aceito isso.
Bunu kabul ediyorum ama bu kaderdi hatta belki de şans, hapse girmeme sebep olan...
Assim. "Às vezes, os meus braços dobram-se para trás." Encontrámos vestígios de pedra-pomes fora do vagão.
Bunu kabul ediyorum ama bu kaderdi hatta belki de şans, hapse girmeme sebep olan...
Eu aceito isso, mas foi o destino, talvez até a sorte que me enviou para a cadeia, tanto quanto o acidente de carro.
Şimdilik bunu kabul ediyorum.
Por agora aceito isso.
Bunu kabul etmeni tavsiye ediyorum.
Eu aconselho-o que aceite.
O halde bunu depozit kabul ediyorum.
Considerarei isso como um depósito, então.
Bunu iyi niyetle söylediğini kabul ediyorum.
Vou acreditar que está só a ser amável.
Teşekkür ederim, bunu Koca Jim'in kızının cezasının ertelenmesi olarak kabul ediyorum.
Deduzo que seja uma comutação de pena por ser filha do Big Jim.
Aslında hayır, ama bunu iltifat kabul ediyorum.
Na verdade não, mas sinto-me lisonjeada.
Bunu düşünmediğimi kabul ediyorum ama John'un ne hissettiğini çok iyi biliyorum.
Admito que não tivera isso em consideração... mas sei perfeitamente o que ele sente por ela.
Saçlarımın biraz ağardığını kabul ediyorum ama radyasyon bunu yapar.
Admito que estou a ficar grisalho, mas a radiação faz-nos isto.
Bunu cevabın olarak kabul ediyorum.
Aceito isso como uma resposta.
Bunu denemek isteyebilecek birkaç kişi olduğunu kabul ediyorum.
Admito que haja uns poucos que não se importavam de tentar.
Bunu teslim olarak kabul ediyorsanız bu tanımı kabul ediyorum.
Se optar por ver isto como uma rendição, aceito a sua definição.
Bunu iltifat kabul ediyorum..
Considero-o um grande feito.
Bunu iltifat olarak kabul ediyorum.
Sabes, aceito isso como um elogio.
Bunu bir hayır olarak kabul ediyorum.
Tomo isso como um não.
Bunu evet olarak kabul ediyorum.
Assumo que isso seja um sim.
Belki de bunu sorgulamadan kabul ediyorum.
Talvez eu esteja a pensar que continua.
Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum.
Vindo de ti, tomo-o como um elogio.
Bunu bir aksiyom olarak kabul ediyorum.
Aceitaria isso como um axioma.
Bunu iltifat olarak kabul ediyorum.
Imagino que isso seja um elogio.
Bunu göremiyor musun? "Ayıplamanı kabul ediyorum." Tanrım!
Não vês? "Aceito a tua condenação." Santo Deus...
Bunu kabul ediyorum.
Claro que não há garantia de que não haja saliva noutro lugar.
- Ne karar verdiniz bayan? Benden bunu mu istiyor? Kabul ediyorum!
Professor Cusatelli, nos conhecemos na estação.
Bunu yapmaya hakkınız olduğunu da kabul ediyorum.
Reconheço o seu direito para o fazer.
Bunu "hayır" olarak kabul ediyorum.
Presumo que isso seja um "não".
Evet Kaptan, bunu ben de kabul ediyorum.
Sim, Capitão. E eu estou mais do que disposto a reconhecer isso.
Bunu şimdi kabul ediyorum.
Agora admito.
Bunu bugünün ödülü olarak kabul ediyorum.
Considero-o o ponto alto do leilão equestre desta noite.
Bunu asker olmamak olarak kabul ediyorum.
Sabe que não considero nenhuma vantagem, está tudo nos livros de estratégia.
Ama bunu yetenekli bir oyuncunun, muhteşem bir... -... gösterisi olarak kabul ediyorum.
Mas acredito ser uma bela atuação de um grande ator.
Bunu iltifat kabul ediyorum.
Deduzo que seja um elogio.
bunu kabul edemem 111
bunu kabul et 28
bunu kabul etmiyorum 18
bunu kabul edebilirim 23
kabul ediyorum 504
ediyorum 314
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu kabul et 28
bunu kabul etmiyorum 18
bunu kabul edebilirim 23
kabul ediyorum 504
ediyorum 314
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu da 65
bunu nereden biliyorsun 159
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu da 65
bunu nereden biliyorsun 159
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219