Her şeyi mi translate Portuguese
1,936 parallel translation
Her şeyi mi?
Tudo?
Yani... her şeyi mi?
Quer dizer... tudo?
Sarah, o elbise CIA işi mi yoksa her şeyi mi bu kadar iyi gösteriyorsun?
Sarah, esse vestido é padrão da C.I.A. ou tu fazes tudo parecer assim tão bem?
- Her şeyi mi?
- Tudo?
Her şeyi mi unuttun?
Esqueceste tudo?
Bu her şeyi düzeltiyor, öyle mi?
E acho que está tudo bem?
- Ona her şeyi anlattın değil mi?
Deste-lhe um relatório completo, não foi?
Yeniden bir araya gelelim diye her şeyi eski hâlinde mi bırakıyorum?
Que quero tudo exactamente como era para o nosso reencontro?
Babasının küçük prensesi her şeyi bilir, değil mi?
A princesinha do pai sabe tudo?
Sanırım her şeyi duydun değil mi?
Penso que ouviste aquilo tudo, não foi?
Tek bir ruh için, her şeyi tehlikeye mi atacaksın?
- Arriscarias tudo por uma alma?
Annem aklını kaybetti ve Thomasina'yımı buldu her şeyi düzenlemek için, yoksa tam tersi mi?
A mãe perdeu o juízo e descobriu a Thomasina para solucionar tudo, ou foi ao contrário?
Kariyerini güçlendirmek için her şeyi yapabilecek kadar hırslı mı yoksa gerçekten değişti mi?
Dois : ela ainda é uma conspiradora ambiciosa que fará qualquer coisa para avançar na sua carreira ou terá realmente mudado?
- Ölüyorum sanıyordum. - O yüzden mi her şeyi onun adına geçirdiniz?
- Por isso pôs tudo em nome dela?
Her şeyi güç gibi bir şeye falan bağlıyorsunuz, değil mi?
Sei que vocês fazem um voto de pobreza, ou assim.
"Her şeyi" derken insan vücudu da buna dahil mi?
Isto são mesmo 1001 Refeições para uso diário.
Her şeyi ayarladım derken bundan bahsediyordun, değil mi?
Tu tens isto tudo planeado, não tens?
Sence aşk her şeyi yener mi, Anthea?
Sinto mesmo saudades dele. Achas que o amor consegue tudo, Anthea?
Her şeyi bok ettim, değil mi?
Lixei tudo, não foi?
Bu sadece her şeyi sikip atıyor, değil mi?
Dá cabo de tudo, não dá?
Buradaki ilk yılınızda, her gün sizin için aynı şeyi düşünmediğimi mi sanıyorsun?
Eu pensava o mesmo de vocês todos os dias no primeiro ano em que cá trabalharam.
İstediğin her şeyi yapabileceğini mi sanıyorsun?
Acha que pode fazer o que quer?
Senin için her şeyi yaptım. Karşılığını böyle mi veriyorsun?
Depois de tudo o que fiz por ti, é assim que me pagas?
Belki de olan biten her şeyi unutmuştur değil mi?
Ele provavelmente esqueceu tudo o que aconteceu, não é?
Sence ben senin hakkında bilmem gereken her şeyi bilmeden buraya gelecek birine mi benziyorum?
Pareço-te com alguém que estaria aqui se já não soubesse tudo o que há para saber sobre ti?
Her şeyi biliyorsunuz, değil mi?
Bom, você sabe tudo, não é?
Merak ediyordum da, her şeyi halledebildin mi?
Estava a pensar se conseguiste resolver tudo?
Yani, soruma cevap verecek misiniz, yoksa ben sahip olduğunuz her şeyi araştırıp kendim mi bulayım?
Portanto, vai responder às minhas perguntas ou vou ter de investigar tudo o que lhe pertence?
Öyle mi, ben her şeyi biliyorum.
Tenho, sim. Sei tudo.
Her şeyi kendine mi saklayacaksın?
Queres isto tudo só para ti?
Her şeyi geri, yerli yerine takacaksın, değil mi?
Está a pôr isso como antes, certo?
Her şeyi kendim mi yapmak zorundayım?
Terei de fazer tudo sozinha?
McBride, her şeyi hallettin mi?
McBride, está tudo tratado?
- Bütün her şeyi yerle bir mi edeceksin?
- Estás mesmo a acabar com isto?
- Lundy'nin adını gazeteye basıp da her şeyi mahvettikten sonra ama değil mi?
- Não estou... - Depois de ter colocado o nome do Lundy no jornal e ter estragado tudo?
Her zaman en iyi 2. şeyi istiyorsunuz değil mi Komiserim?
Sempre à procura do melhor, não é, tenente?
Babamın ölmesinden sonraki zamana geri dönüp her şeyi farklı yapmayı diledin mi hiç?
Alguma vez desejaste voltar atrás logo depois da morte do pai e fazer as coisas de forma diferente?
Dedi ki "Aşkım senin için her şeyi yaparım biliyorsun değil mi?"
E ele disse : "Mi amor, " sabias que faria qualquer coisa por ti?
Üzgünüm, her şeyi mahvettim mi?
"Lamento"? "Fiz asneira"?
- 75 veriyorum. Ki, burada özenle yaptığım her şeyi berbat etmemiş olman koşuluyla. Evet mi, hayır mı?
Dou-te 75, desde que depois de entrar na empresa não descubra que estragaste tudo o que fiz aqui.
Ben de ona, "kendine bu kadar yüklenme" dedim. Her şeyi berbat etsen bile, kendini sevmelisin. Değil mi?
Disse-lhe para não se recriminar que tinha de se amar, mesmo que a sua vida fosse uma confusão.
Her şeyi berbat eden o ama ben mi çalışmak zorundayım?
Ele faz merda e eu é que tenho de me esforçar?
- Her şeyi tam olarak söyleyemeyiz, değil mi?
- Não contamos tudo. Está bem?
Her şeyi ayırmak gerektiğini mi söylüyorsun?
Então, vocês separam tudo?
Dinah depodaki camı kıran kişiydi. Bart beni arabadan kurtardı, Victor bilgisayara girdi ve Watchtower her şeyi izliyordu değil mi?
A Dinah partiu o vidro no armazém, o Bart salvou-me do carro, o Victor enganou os computadores, e a Torre de Vigia via tudo, certo?
Ama her şeyi anlatmış değilsin, değil mi?
No entanto, um pouco incompleto.
Sence de çocukça hevesleri bırakıp, her şeyi planlamanın zamanı gelmedi mi Claire?
Não achas que está na altura de meteres as tuas infantilidades para trás das costas e pensares no mesmo para ti, Claire?
Agiel'le birkaç kez dürtüldün diye benim hakkımda her şeyi bildiğini mi sanıyorsun?
Pensas que lá porque te picaram umas vezes com uma Agiel, sabes alguma coisa sobre mim?
Her şeyi ben mi yapmalıyım?
Tenho de fazer tudo?
Herkes seni sever ve paran için her şeyi yapar sanıyorsun, değil mi?
Tu achas que todos são como tu... que fazem qualquer coisa por dinheiro?
- Öyle mi? Her şeyi telefonuma kaydedeceğim ve Bollywood'a günlük yaşam görüntüleri diye satacağız. Değil mi?
Vou gravar isto tudo na câmara do meu telemóvel e vendemos isto a Bollywood como um "reality show", boa?
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyini 16
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyini 16
her şeyi hatırlıyorum 26