English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Her şeyi planladım

Her şeyi planladım translate Portuguese

105 parallel translation
Her şeyi planladım.
Pensei em tudo!
Her şeyi planladım.
Tenho tudo planeado.
Her şeyi planladım.
Já pensei em tudo.
Her şeyi planladım.
Planeei tudo.
Her neyse, O.Ç. ile evlendim. Her şeyi planladım.
De qualquer modo, casei com ele, tinha tudo planeado.
Her şeyi planladım.
Eu já sei.
- Beni dinle, her şeyi planladım...
- Ouve-me, tenho tudo planeado- -
Her şeyi planladım, bahriyeli.
Eu já planeei tudo, Sailor.
Her şeyi planladım.
Tenho tudo planeado. Vamos por este lado.
Her şeyi planladım.
Está tudo planeado.
Ben her şeyi planladım.
Tenho tudo pensado.
Her şeyi planladım.
Tenho tudo planeado aqui.
Her şeyi planladım.
Já tomei a minha decisão.
Her şeyi planladım.
- Já planeei tudo.
- Ben her şeyi planladım.
- Pensei em tudo.
Dibine kadar her şeyi planladım, sadece uyum sağla.
faz o que eu digo.
Kodeste yatarken Her şeyi planladım
Tenho planos para o fazer Um prisioneiro do estado
Her şeyi planladım.
Eu tinha tudo planeado.
Tamam, her şeyi planladım.
Tenho tudo planeado.
İnan bana, her şeyi planladım.
Confia em mim. Eu tenho um plano.
Her şeyi planladım.
Vai te vestir.
Her şeyi planladım. Geleceğim.
Já tenho tudo planeado.
Her şeyi planladım.
Já tenho tudo planeado.
B-Ben domuzları saldım, her şeyi planladım, her şeyi tek başıma yaptım.
Eu, eu soltei os porcos, planeei tudo, fiz tudo sozinho.
Her şeyi planladım bile.
Já tenho tudo planeado.
Hem her şeyi planladım.
Tenho tudo planeado.
Sadece merakımı gidermek için, her şeyi sen mi planladın?
Por isso, só para satisfazer a minha curiosidade, você planeou tudo isto?
Her şeyi planladığımız gibi.
Planeámos tudo.
35 milyon dolarlık altını, silahlarımıza bile dokunmadan çaldık, çünkü o her şeyi dört dörtlük planladı.
Acabámos de roubar 35 milhões de dólares em ouro, sem uma arma, porque ele planeou isto divinalmente.
Planladığım her şeyi yaptım sayılır.
Fiz quase tudo que esperava fazer.
Her şeyi ince ince planladım. Cumartesi sabahı Walley Dünyasında olmalıyız.
Planeei tudo muito cuidadosamente para estarmos no Walley World no sábado de manhãzinha.
Her şeyi hesapladım, planladım.
Tenho todos os planos e calculei todos os custos.
Her şeyi dikkatlice planladım.
Fiz os preparativos.
Her şeyi ben planladım.
Tudo o que ele disse é verdade.
Richter kafayı üşütüp planladığım her şeyi bozuyor...
Richter entrou em pânico e estragou todos os meus planos...
Her şeyi Miranda mı planladı?
A Miranda planeou tudo isso?
Eğer her şeyi bizim planladığımızı söylerlerse, bırakın söylesinler.
Se eles quiserem dizer que fomos nós que arquitectámos tudo, que o façam.
Seni sevdim Walter, ondan da nefret ettim. Seninle tanışana kadar da bir şey yapmayacaktım. Her şeyi sen planladın.
Ninguém nascido aqui recentemente está isento de ter praticado o mal.
Öyle diyemezsin. Her şeyi ben planladım.
Não foi um acaso ; foi obra minha.
Her şeyi en ince detayına kadar planladım.
Planeei tudo. - Cada detalhe.
- Her şeyi planladığımızdan emin olmak istiyorum.
Não quero que nada saia errado.
Merak etme. Her şeyi çok ince planladım.
Não se preocupe, já cuidei de todos os detalhes.
Anlamıyorsun, her şeyi planladım.
Tenho tudo planeado.
- Neden Christopher onun için planladığımız her şeyi feda etti?
- Estão juntos nisto. Ele não tem de sacrificar tudo o que planeámos só porque...
Oğlumun takımı eyalet şampiyonasına taşımasını... seyretmen için planladım her şeyi.
Foi um grande plano, para que visses o meu filho... levar a sua equipa ao campeonato.
Tam olarak bilmek istediğim şey internette her ne gördüysen planladığımız şeyi engelleyemeyecek olduğu.
O que preciso de saber com toda a certeza, é que, o que quer que tenhas visto na Internet não vai interferir com o que nós temos planeado.
Her şeyi planladığını sanıyorsun ama her şeyi anladım.
Julgas ter tudo controlado mas comigo vais de carrinho.
Her şeyi planladım.
Já tenho tudo acertado.
Anladığımız kadarıyla, Laura Roslin'ın okulunda saklamışlar ki bu da muhtemelen başından beri her şeyi Roslin'ın planladığı anlamına geliyor.
Pelo que percebemos, foi encontrada na escola da Laura Roslin, o que significa que ela deve ter planeado isto desde o início.
Her şeyi olması gerektiği gibi planladım.
Já tenho tudo como deve ser.
Her şeyi ben planladım.
Fui eu que planeei isto tudo

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]