English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Iyi gitti

Iyi gitti translate Portuguese

935 parallel translation
Bence çok iyi gitti.
Para mim, foi óptimo.
Her sey iyi gitti mi?
Está tudo bem?
Şimdiye kadar iyi gitti.
Até agora vai tudo bem.
12 gün boyunca iyi gitti.
Correu bem durante doze dias.
- Umulandan daha iyi gitti.
- Correu melhor do que o esperado.
Bence oldukça iyi gitti.
Também achei que correu muito bem.
Söylemeden duramayacağım. Bence sahne oldukça iyi gitti.
Sou obrigada a dizer que achei a cena muito bem representada.
- Atlar iyi gitti mi, Jake?
- Os cavalos vieram toda a viagem bem?
- Bağış işi iyi gitti mi?
- Os donativos estão indo bem?
Buraya kadar iyi gitti.
Até agora, tudo bem, major.
İşler iyi gitti, değil mi?
As coisas correram muito bem, não te parece?
Her şey iyi gitti mi?
Correu tudo bem?
Umutsuzluğa kapılma, herşey iyi gitti.
Não desanimes, de qualquer modo, nunca foste grande coisa.
Ön kapıya sürdüğümüz kusmuk ve balgamla iyi gitti.
Condiz bem com o vómito e o catarro que temos espalhado à frente da entrada.
Ajansta işler iyi gitti.
Acho que tive sorte com a agência.
Havalar çok iyi gitti.
O tempo esteve fenomenal.
İşler çok iyi gitti.
Mas acabou bem.e
Önce soktuğunada biraz acı vericiydi, sonra daha herşey iyi gitti.
Quando ele a mete primeiro é um bocado doloroso, depois não é mau.
Tamam Bay Happer. Bugün oldukça iyi gitti, sizce de öyle değil mi efendim?
Hã, pareceu-me ter corrido bem hoje, não foi, senhor?
Çok korkmuştum ama iyi gitti galiba, öyle değil mi?
Eu estava com tanto medo, mas eu acho que foi tudo bem, não foi?
Uygun bir satışta şansım iyi gitti, söyleyeceğim şu ki, kitaplarımın bazılarını sattım.
Encontrei-me com um conhecido muito generoso. Ou seja : Vendi alguns dos meus livros.
Her şey çok iyi gitti!
Foi uma maravilha!
İyi gitti.
É uma boa obra.
" En iyi dostumuz gitti.
'Nosso melhor amigo já não está. O que será de nós agora! "
Evet, hoşuma gitti. İyi konuşmacıydı.
Sim, gostava, era um bom orador.
- Fırıncımız iyi ama Small Spring'e gitti.
Tínhamos um bom, mas ele foi para Small Springs.
- İyi gitti.
- Correu bem.
Ve insanı yeryüzünde yaşayan her şeyin hakimi kıldı ve iyi ile kötü arasında seçme iradesini verdi fakat her biri kendi yolunda gitti çünkü Tanrı buyruğunun nurundan habersizdi.
E ao homem foi concedido domínio sobre todas as coisas desta Terra, e o poder de escolha entre o bem e o mal. Mas fez cada um segundo sua vontade, pois desconhecia a luz da Lei de Deus.
Üyelerden biri lavaboya gitti. Onu beklesek iyi olur.
Está um homem lá dentro e acho que devemos esperar por ele.
Terkedilmenin ölümcül acısına bırakıp gitti. En iyi şey, beni terketmen idi.
Se chego a morrer no deserto... ( será melhor ) será melhor...
Nasıl hissettiğini biliyorum, ama bir de şu yönden bak. Daha iyi bir yere gitti.
Sei como te sentes, mas tens de pensar que ele está num sítio melhor.
İyi gitti mi?
Quero dizer, correu bem?
Ardından iyi geceler bile demeden çıkıp gitti.
E depois ela saiu sem dizer boa noite.
Ancak o ne kadar kötü, kadın ise ne kadar iyi görünse de adamdan geriye hiç bir şey kalmayıncaya kadar tanrı onlara merhamet gösterdi ve sonunda kadın doğuda bir yerlere gitti ve bir duvarcı ustası ile sözlendi.
Mas o Senhor tenha piedade... ele piorava, ela só melhorava... até que não sobrou muito dele... e ela regressou a algum lugar do leste e envolveu-se com um pedreiro.
Diz kapağı gitti ve sağ elini kullanamıyor. Onun dışında çok iyi.
Deslocou uma rótula e não mexe a mão direita, mas está óptimo.
İyi. İyi gitti mi?
Fui bem?
İyi İngilizce konuşuyordu. "Fred nerede?" dedi, ben de "Gitti." dedim.
Falava bem inglês e disse : "Onde está o Fred?" e eu disse : "Foi-se."
Bu durum hoşuma bile gitti. Bir süre sessiz kalmak iyi geldi.
Até gostei de andar calado.
Yanına gitti. İyi olacaksın.
Vá lá entregar-lhe.
İyi gitti, diyebilirim.
Correu muito bem, depois conto-lhe.
İyi gitti mi?
Foi tudo bem?
- Banka işi nasıl gitti? - Çok iyi.
- Como foi no banco?
Daha büyük ve daha iyi işlerin peşinden gitti.
Foi fazer algo melhor.
- Anneni diyorum. - Hah... Annem babama üç sene boyunca iyi katlandı, ölçtü, biçti, sonra uyandı bir gün ve bulduğu ilk işe yaramaz adamla kaçıp gitti.
Bem, ela ouviu com atenção o meu pai, durante 3 anos... aceitou cada palavra... depois fugiu com o homem mais irracional que achou.
Kaliforniya'ya gitti ve 25 kilo aldı. Tüm iyi boksörlerle bağlantı kurdum.. .. ve hepsi forma girmek için beş haftanın yeterli olmadığını söyledi.
Foi para a califórnia e engordou 20 quilos e dizem todos que 5 semanas não chegam para se porem em forma.
İyi gitti mi Harry?
Tudo bem, Harry?
Golf nasıl gitti, iyi miydi?
Como foi a tua partida de golf?
- Nasıl gitti, efendim? - İyi, iyi.
- Como correu, senhor?
- İyi gitti mi?
- Boa corrida?
Çok iyi gidiyoruz. Birkaç galaksi gitti bile.
Acho que já destruí umas cinco galáxias.
... çok iyi gitti... kesinlikle çok iyi
Tenho lá amigos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]