English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Iyi olmuş

Iyi olmuş translate Portuguese

1,359 parallel translation
Sally'den vazgeçtiğin iyi olmuş.
Sabes, foi bom teres deixado a Sally.
Bu senin için bayağı iyi olmuş, şey...
Devia ser muito agradável. Então mas e...
Büyük minibüsümle geldiğim iyi olmuş.
Ainda bem que trouxe a minha carrinha grande.
Öyle mi? Onun için iyi olmuş.
Ainda bem para ele.
Şey, eğer o, o tarz bir çocuksa, kurtulduğun iyi olmuş. Anne, okulumdaki her çocuk, o tarz bir çocuk.
Mãe, todos os rapazes da minha escola são esse tipo de rapazes
NationaI Geographic'in itfaiye arabaları ile ilgili özel belgeselini izlediğim iyi olmuş.
Ainda bem que vi o programa sobre camiões de bombeiros.
O zaman lokantanın önüne park etmen iyi olmuş.
Então ainda bem que o puseste à frente do restaurante.
- Ama gitmen iyi olmuş. - Evet, biliyorum.
- Mas foi bom teres ido.
Addison Derek'e boşanma kağıtlarını vermiş ; iyi olmuş.
A Addison deu ao Derek os documentos de divórcio.
O zaman benim bulmam daha iyi olmuş.
Então, ainda bem que fui eu que o encontrei.
Muhterem, Kilisedeki Sinema Salonunu Kaldırman Iyi Olmuş.
Reverendo, obrigado por transformar a igreja em um cinema.
Bu iyi olmuş.
Bem, isso é bom.
Silahımı bıraktırman iyi olmuş.
Boa ideia a que tiveste em deixar a arma para trás.
Şu çok iyi olmuş.
Ficou muito boa.
Bu gerçekten, iyi olmuş.
- Está muito bem feito.
iyi olmuş.
É provavelmente para o melhor.
Çok da iyi olmuş.
Mas ela ainda não parece real.
- Yemek çok iyi olmuş.
- A comida está óptima.
Boşver, iyi olmuş.
Não podes fazer isso!
Bir bakıma iyi olmuş, o olsaydı sen burada olmazdın.
Perdeu o nosso jogo
- Burada otuzluk iki deste var. - Bu iyi olmuş mu?
Estão duas pilhas com 30 ali certo?
Ben doğmadan bir yıl önce annemle babam konuşmuyorlarmış ben doğduğumda her şey daha iyi olmuş.
- Os meus pais não se falaram durante um ano antes de eu nascer... e então cheguei eu e tudo melhorou.
"Böyle çok daha iyi olmuş."
"Está muito melhor agora!"
Evet anne, çok iyi olmuş.
Sim, mãe, está mesmo boa.
Beni aramanız iyi olmuş.
Ainda bem que me ligaram.
Kadının kitabında ötmesi ne de iyi olmuş.
Que apropriado, ela ter citado nomes.
Işıklandırma çok iyi olmuş, Bayan Solis.
A iluminação fica-lhe bem, Sra. Solis.
- Evet. Muhtemelen paylaşmamanız daha iyi olmuş.
Ainda bem que não partilharam.
Oh, ayrıca tekrar iç çamaşırı giydiğini duydum. Senin için iyi olmuş.
Ouvi dizer que voltaste a usar roupa interior.
Cüzdan biyopsisi yaptıklarında kartınızın... yanınızda olması çok iyi olmuş.
Ainda bem que tinha o cartão, quando fizeram a biopsia à carteira.
Evet gerçekten bilimsel açıdan yaklaşıp, yüzümü kameraya sokup senin inandırıcılığını bozmadığım iyi olmuş. Ne var biliyor musun, Rich?
Ainda bem que decidiram explorar o ângulo científico, porque se eu aparecesse frente às câmaras, lá se ia a credibilidade.
Öyleyse, bittiği iyi olmuş.
Nesse caso, estás bem sem ele.
Fazladan bir deve getirmemiz iyi olmuş yoksa bunları yemek zorunda kalırdın.
Ainda bem que trouxemos mais um camelo, ou aquilo podia ser o teu jantar.
Kontrolü ona vermen iyi olmuş.
Foste simpático em ter-lhe dado o colar.
- Daha iyi olmuş.
- É mais simpático.
Donut, sence iyi olmuş mu?
Donut, achas isto bem?
Veya en azından eğer gerçekten olmuş, olsaydı iyi olabilirdi.
Ou pelo menos podia ser, se acontecesse mesmo.
Daha iyi bir dinleyici olmuş.
É melhor ouvinte.
Hoş karşılanmadığımı biliyorum ama LuthorCorp'ta kaza olmuş diye duydum ve iyi misin diye emin olmak istedim.
Sei que não sou bem-vindo aqui mas soube que houve um acidente na LuthorCorp e queria saber se estavas bem.
İyi ki öyle olmuş, bizi duyardı.
E ainda bem que assim foi ou ele ter-nos-ia ouvido.
Pekala, düzene en iyi adapte olmuş insan diyebiliriz.
É a pessoa mais normal do planeta.
Çok iyi olmuş.
Responde-me apenas a uma coisa.
En iyi arkadaşını öldüren hayalete aşık olmuş kahramana mı... yoksa... bunun hayal ürünü olduğuna mı?
Que a heroína se apaixonou por um fantasma que matou a sua melhor amiga. Ou... que ela imaginou isto?
İyi bir gün olmuş.
Parece ter sido um bom dia.
- İyi olmuş.
- Está óptima.
Yaptığın en iyi şey onu bu kapalı alandan dışarıda tutmak olmuş.
O melhor que fez foi mantê-la selada aqui.
İyi de olmuş. Ayrılmak daha kolay.
É mais fácil de seguir em frente.
Adam için iyi olmuş.
Parece que ele se livrou de boa.
Frank madde kullanmayı bıraktı ve fabrikada iyi bir iş buldu. Ne olmuş?
Bem, olhe, Frank parou de consumir, e arranjou um bom emprego na fábrica.
İyi olmuş.
Ainda bem para ela.
İyi olmuş muyum?
Pareço bem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]