Ne sorusu translate Portuguese
101 parallel translation
Ne sorusu?
O que estavas a perguntar?
- Ne sorusu?
- Qual pergunta?
- Ne sorusu?
- Que pergunta?
- Soru mu? Kime ne sorusu?
- Perguntas a quem?
- Ne sorusu?
- Qual?
Ne sorusu?
Que perguntas?
- Ne sorusu? - Oh, Bill.
Que pergunta?
Ne sorusu sormuştun?
Qual é a pergunta, raios?
Ne sorusu?
Qual era a pergunta?
- Ne sorusu?
- Que perguntas?
- Ne sorusu? Kavaga etseniz, hanginiz, hanginizin kı * * çını tekmeler?
Quem daria cabo de quem numa luta, tu ou o Ross?
Sorumu cevapla, Julia. Ne sorusu?
Responde à minha pergunta.
- Ne sorusu?
- Que tipo de pergunta?
- Ne sorusu?
- Que perguntas? - Muito fáceis.
Ne sorusu?
Que questão?
Bu nasıl sorusu değil ne sorusu.
Não é uma questão de "como", é uma questão de "o quê".
- Ne sorusu?
- Que dúvidas?
- Ona bir soru sormalıyım. - Ne sorusu?
- Preciso de lhe fazer uma pergunta.
- Ne sorusu?
- Que questão?
- Ne sorusu?
- Sobre o quê?
Ne sorusu?
Qual questão?
Ne sorusu?
Que coisas?
Ne sorusu?
Qual pergunta?
Komutan. Şimdi ne yapılacağı sorusu var.
Temos de pensar no que fazer a seguir.
Sorusu, kendisinden daha sıkıcı olanın ne olduğu muydu?
A pergunta era : "Que é mais chato que ele?"
Pekala katılımcılarımıza ne kadar para kazandıkları... -... dışında bir sorusu olan var mı?
Está bem, alguém tem perguntas para a mesa que não sejam sobre quanto ganham?
Yüksek konseyin epey bir sorusu vardı. Onlara ne söyledin.
O Alto Conselho tinha muitas perguntas.
Liam Brennan'nın sorusu "Ne yiyorsunuz?"
O Liam Brennan pergunta : "O que comem?"
- Ne bu, ahret sorusu mu?
Um interrogatório?
- Ne sorusu?
- Ally, querida, vá lá.
Ne sorusu?
Que pergunta?
Hayatımın geri kalanında ne konuda çalışırsam çalışayım, asla tüfek, mikrop ve çelik sorusu kadar heyecan verici olamaz, çünkü bunlar insanlık tarihinin en büyük soruları.
Mesmo que eu trabalhe o resto da minha vida... nunca vou me defrontar com questões tão fascinantes como... a das armas, germes e aço... pois eles são as maiores incógnitas da História Humana.
"Çocuklarımı mutluluk içerisinde oynarken gördükçe..." "... aklıma sıklıkla mutluluğumuzun ne kadar süreceği sorusu gelirdi. "
Quando eu via os meus filhos a brincar em felicidade, vinha-me à cabeça o pensamento, quanto tempo irá durar a nossa felicidade?
Ne olursa olsun "Son derece net görülen krematoryum ve gaz odalarının "... iyi planlanmış bir hava saldırısıyla imha edilmesi mümkün olabilir miydi... " "... ve bu Nazilerin Auschwitz'teki toplu cinayetlerine son verir miydi? " sorusu tarihteki cevapsız kalmış en önemli sorulardan biridir.
Se seria possível ou não destruir com um ataque exato os crematórios e câmaras de gás, perfeitamente visíveis aqui, e se isso teria obrigado os Nazis a parar os homicídios em Auschwitz é uma das grandes perguntas sem resposta da história.
Bu hafta sonu ne yapıyoruz sorusu.
Dica.
- Ne Baltimore sorusu?
- Que tipo de pergunta?
Makine'nin listesi bana kim,.. ... ne, nerede ve ne zaman sorularının niçin kadar önemli olmadığın öğretti. Ve niçin sorusu da tek önemli şey değil tabii.
A lista da máquina ensinou-me que o quem, o quê, o onde e o quando nunca são tão importantes como o porquê e o porquê também não é assim tão importante.
Ülke olarak, birer birey olarak... ne yapacağız sorusu halen geçerli.
A pergunta permanece, o que nós como país, como pessoas, faremos sobre isso?
Sorusu olan? Ne?
Não devia ter de dizer isto, mas tenham cuidado.
- Ne sorusu?
- mas o rapaz aguentou-se.
"Neden" sorusu "ne" sorusundan daha önemsiz.
O "porquê" é secundário em relação ao "o quê".
"Gizli hükümet tesisine bir ziyarete ne dersin?" sorusu işe yaradı.
O que resultou foi, "Gostarias de visitar um edifício secreto do governo?"
1945'den sonra, soykirim hakkindaki iki sey idrak etmek ve suçluluktu, hayatta kalanlar için ne yapacagi sorusu, Filistinde Yahudiler için bir devlet sekline dönüstü.
Depois de 1945, o conhecimento e a culpa sobre o Holocausto, e a questão sobre o que fazer com os sobreviventes, transformou a situação da criação de um estado judeu na Palestina.
Ne biçim bir burjuva sorusu bu?
- Que tipo de pergunta estúpida é essa?
Ne sorusu, lanet olası?
- Que pergunta, raios?
Günün sorusu bu alışverişten senin çıkarın ne olacak?
A questão agora é : O que é que ganhas com a transacção?
Sorusu olan ya şimdi sorsun, ya da sonsuza kadar sussun. Annemle ne zaman buluşuyorsun?
Quando é que vais ter com a minha mãe?
"Schleier sorusu" na ne diyorsun?
Qual é a tua opinião sobre a "questão Schleier"?
Birkaç evet-hayır sorusu için kafanızı sallamaya ne dersiniz?
E que tal acenar com a cabeça a umas perguntas de sim ou não?
Evet... Karşıdaki köşeye doğru bakıyordum. Sonra da aklıma, yeni doktorumuzla ne derdin olduğu sorusu geldi.
Sim, estava a dar uma vista de olhos e ali no canto encontrei uma pergunta sobre o porquê de teres problemas com a nossa nova médica.
Geriye senin ne yapacağın sorusu kalıyor.
Restando apenas saber o que farás a seguir.
sorusu olan 164
sorusu olan var mı 58
ne söyledin 57
ne söyleyeyim 43
ne söylemek istiyorsun 30
ne söyledi 211
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyleyeceksen söyle 18
ne sorunu 30
ne söyleyeceksin 65
sorusu olan var mı 58
ne söyledin 57
ne söyleyeyim 43
ne söylemek istiyorsun 30
ne söyledi 211
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyleyeceksen söyle 18
ne sorunu 30
ne söyleyeceksin 65