Sanırım bu kadar translate Portuguese
1,043 parallel translation
O gün fazla acelen yoktu sanırım bu kadar derine gömmüşsün.
Ele não estava com tanta pressa quando enterrou isso tão fundo.
Sanırım bu kadar, efendim.
Creio que seja isso, senhor.
Sanırım bu kadar.
Parece que ficamos por aqui.
Sanırım bu kadar kişiyle yapınca bir kez daha yapsa zararı olmaz dedi.
Ela pensou : Quando se vê saloios tanto tempo, que diferença faz mais um?
- Kesinlikle. Sanırım bu kadar. Jim'e sonra söylerim, ya da sen.
Talvez uma mediação o possa ajudar nas dificuldades.
Hem, yardıma ihtiyaç duysam bile, babamdan daha iyi bir Konsiliyer olabilir mi? Neyse, sanırım bu kadar.
Se precisares de ajuda, quem será melhor consigliere que o meu pai?
Sanırım bu kadar yeter dostum.
Ei : Acho que chega.
Sanırım bu kadarı yeter.
Acho que é tudo.
Sanırım bu kadarı bana yeter.
Bem, tive a minha dose.
Sanırım bugünlük bu kadar yeter.
Acho que chega por hoje.
Sanırım hepsi bu kadar.
Penso que é tudo.
Sanırım şimdilik bu kadarı yeterli.
Acho que por agora chega.
Sanırım, hepsi bu kadar.
E acho que é tudo.
Sanırım fıstık ezmesi yemekten bu kadar uzadı.
Deve ter sido da manteiga de amendoim.
Sanırım bu bir erkeğin ne kadar uzun süre birini görmemiş olmasına bağlı.
Bem, agora acho que só depende de há quanto tempo um homem não vê nenhuma.
Sanırım onu bu yüzden bu kadar seviyorum.
Suponho que é por isso que o amo tanto.
Şey, sanırım şimdilik hepsi bu kadar.
Obrigado.
Tamam, beyler, sanırım hepsi bu kadar.
- Senhores, é tudo.
Sanırım hepsi bu kadar, Bay Longtree.
Isso é tudo, Sr. Longtree.
Sanırım polisten kaçmak için bu kadar hızlı gidiyordu. Polisten niye kaçıyordu?
Acho que o perseguiam, eles chegaram depressa.
Sanırım şimdilik bu kadar... çocuklar.
É... Acho que vou parar um bocado, miúdos.
Hepsi bu kadar sanırım.
Parece que é tudo.
Sanırım bana bu kadarı yetti. Artık gidebilir miyiz?
Já vi o suficiente.
Sanırım hepsi bu kadar hanımefendi.
Então, acho que está tudo.
Bu kadar aydır ne yaptığımı sanıyorsun?
Que pensa que estive a fazer durante estes meses?
Bu kadarını istemek hakkımdır sanırım. - Asla!
Não é pedir-te muito.
Evet, sanırım hepsi bu kadar.
- Sim, parece estar em ordem.
- Sanırım bu mümkün. Her ne kadar...
- Suponho que é possível.
Sanırım bu basit tören size ne kadar barışçıl olduğumuzu göstermiştir, ayrıca yardımlarınız için teşekkür etmek isterim.
Que esta cerimónia o tenha convencido das nossas intenções pacíficas. - Agradeço a sua colaboração.
Bu kadar çok insanı burada istemiyorlardı sanırım, gerçekten.
Não queriam tanta gente aqui, mas o que podem fazer?
- Sanırım hepsi bu kadar.
Bem, acho que é tudo.
Bu kadar sanırım.
Não, acho que é tudo.
Sadece bu kadar da değil, sanırım ters yürüyen eşek kadar aptalsın.
Além disso, acho que é tão estúpido como um burro.
Sanırım bu gecelik bu kadar. Ben de evime kocama gideyim.
Vou para casa, para junto do meu marido.
Sanırım yeterli olur bu kadarı.
Creio que já está cheio.
Ah, Sanırım bu kadar.
Acho que sim.
Sanırım bu çok yersiz. Ne kadar kazanıyorum? Turlar?
É muito impertinente, perguntar-me quanto ganho.
Adamlarınızdan biri... Sanırım bahçıvandı... burada beklememin bir sakıncası olmadığını söyledi Ve itiraf etmeliyim, benim için bir zevk oldu... çünkü hayatımda bu kadar çok güzel çiçek görmemiştim.
Um dos seus empregados, acho que era o jardineiro, disse que eu podia esperar aqui e devo dizer que foi um grande prazer, porque nunca tinha visto tantas flores tão bonitas na minha vida.
Sanırım siz cerrahsınız, yoksa bu kadar karışıklık olmaz?
Suponho que, os cirurgiões, devem sê-lo, não acha?
Tamamen yasal olduğunu düşündüm. Yani, sanırım ta ki hırsızlık olayına kadar. Sonra o sırada bu paranın büyük kısmının Gordon'da olduğunu hatırladım.
Supus que fosse tudo legal, até que... após o assalto me lembrei que o Gordon tinha recebido muito.
Sanırım hepsi bu kadar.
Acho que já está.
Sanırım bütün söyleyeceklerim bu kadar.
Acho que è tudo o que tenho a dizer.
Sanırım bu savaşta insanlar kadar atların da delirmeye hakkı var.
Os cavalos têm direito de enlouquecer com a guerra, como os homens.
Sanırım söyleyeceklerim bu kadar.
Acho que já disse tudo.
Eh, evet.. Sanırım bir gün için bu kadar egsersiz yeter.
Pois, sim parece-me exercício suficiente para um dia.
Sanırım, hiç bir çocuğun bu kadar mükemmel anne babası olmamıştır.
Acho que nenhuma crianca teve pais tao bons como os meus.
Sanırım bu sabah bu kadar yeter.
Penso que por esta manhã já chega.
Sanırım şimdilik bu kadar yeter.
Acho que por agora é suficiente.
Sanırım bu geceki ilk konuğumla tanıştıktan sonra onun ne kadar büyük biri olduğu konusunda bana katılacaksınız.
Mas acredito que, esta noite, depois de conhecerem... o meu primeiro convidado... estarão de acordo comigo :
Sanırım hepsi bu kadar.
Aposto que está tudo?
Sanırım bu davayı başımızdan atmak içn yeteri kadar bulguya sahibiz.
Acho que temos o suficiente para largar este caso.
sanırım bu kadar yeter 16
sanırım bu 88
sanırım buldum 30
sanırım buraya kadar 19
sanırım bu doğru 26
sanırım bunu yapabilirim 17
sanırım burada 22
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
sanırım bu 88
sanırım buldum 30
sanırım buraya kadar 19
sanırım bu doğru 26
sanırım bunu yapabilirim 17
sanırım burada 22
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar erken mi 37
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadarı da fazla 67
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar erken mi 37
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadarı da fazla 67