English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bu kadar kolay

Bu kadar kolay translate Portuguese

1,772 parallel translation
Ama seni bu kadar kolay bırakır mıyım bilmiyorum.
Mas não o vou deixar ir tão facilmente.
Hey, bu kadar kolay pes etme!
Não desistas tão facilmente!
Bu işten bu kadar kolay vazgeçmem.
Não me vão enxotar assim tão fácilmente.
- Bu kadar kolay olamaz, değil mi?
- Não podia ser tão fácil, pois não?
Bu kadar kolay!
Desvia-te! Vai descer!
Bir hanım çeyiziyle bu kadar kolay ayrılmaz.
Uma senhora não dá o seu dote tão facilmente.
Bu kadar kolay korkacağını sanmazdım.
Pensei que não te assustasses tão facilmente.
Anlayacaklar mı? O, sizin çocuğunuz olsa bu kadar kolay konuşamazsınız.
Se fosse o seu filho, não teria tanta certeza.
Bu kadar kolay erekte oluyorsun.
Ficas com uma erecção tão facilmente.
Neden senin için bu kadar kolay oldu?
Porque é que tão fácil para ti?
Gelecek sefer bu kadar kolay bırakacağını sanmıyorum.
Não creio que ele desista tão facilmente da próxima vez.
Bu kadar kolay olmayacağını biliyordum.
Eu sabia que isto não seria fácil.
Bu kadar kolay çikacagini düsünmedim.
Pensei que não sairia facilmente.
Kendimi bu kadar kolay bir şekilde aklamayacağım.
Não me vou enganar pensando que fui eu.
Eğer bu kararı bu kadar kolay verebilseydin onu pek de fazla istemediğine işaret olurdu.
Se tivesse sido capaz de ter tomado esta decisão facilmente, seria um sinal de que não a queria tanto assim.
Hayat ne zaman bu kadar kolay oldu ki?
Quando é que a vida foi simples?
Bu kadar kolay kurtulamaz.
Ele não pode simplesmente continuar a viver.
Bu kadar kolay kurtulmayacağımızı bilmeliydik.
Mas deveríamos saber que não escaparíamos tão facilmente.
Bizden bu kadar kolay kurtulamazson John.
Não te vais safar de nós assim tão facilmente, John.
Beni bu kadar kolay nasıl affedersin?
Como é que me podes perdoar assim tão facilmente?
Erkekler niye bir şekilde kadınların mağdur olduğuna bu kadar kolay inanıyor?
Porque é que os homens acham que, de algum modo, a mulher tem de ser a vítima?
Keşke bu kadar kolay -
Quem me dera que isso fosse...
İyi, demek böyle birşey istiyorsun. Ama bizi bu kadar kolay yere seremeyeceksin.
Está bem, se é assim que queres, mas não nos vai abater facilmente.
Ama yaşlandıkça,... meselenin bu kadar kolay olmayacağının farkına varırsınız.
Mas à medida que ficas mais velho, percebes que isso nem sempre é fácil.
Bir cinayetten sıyrılmak gerçekten bu kadar kolay mı?
É assim tão fácil sair impune?
Benden bu kadar kolay kurtulamazsın.
Não te escapas de mim tão facilmente.
Bu kadar kolay kurtulamazsın, Ajan Dunham.
Não vai escapar-se assim tão facilmente, Agente Dunham.
Senin iradeni kırmanın bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim.
Não pensei que fosses tão fácil de dobrar.
Umalım ki bu kadar kolay olsun.
Esperemos que seja assim tão simples.
Bunun bu kadar kolay olması çok komik.
É engraçado como é fácil isso acontecer.
Buraya nasıl bu kadar kolay çıktın?
Como subiste até aqui acima tão facilmente?
Hâlâ "muharebede kayıp." Bu hiç kolay değil, bu kadarını söyleyebilirim.
Ainda está desaparecido em combate. Não é fácil. Só posso dizer-lhe isso.
Bu o kadar kolay değil.
- Já o prendeu? Bem, não é assim tão fácil.
Lance, bu dediğin kadar kolay değil.
As coisas não funcionam assim.
Bu kadar kolay olmasını isterdim.
Quem me dera que fosse assim tão fácil.
Bu düşündüğün kadar kolay olmayabilir.
Isso pode não ser tão fácil quanto pensas.
Bu kadar kolay mı?
- É só isso? Pensei que...
Çünkü bu kez o kadar kolay olmayacak.
É que desta vez não vou facilitar tanto as coisas.
Bu ülkede sigara almanın ne kadar kolay olduğuna inanamıyorum.
Não acredito o quão fácil é arranjar cigarros neste país.
Bu iş o kadar da kolay değildir, ve bilirsin ki, ben kolay şeyleri severim, tamam mı?
Chulo dela? Não, ser chulo não é fácil, e eu só gosto de coisas fáceis, está bem?
Bu kadar kolay olacağını sanmıyorum. Neden olmasın?
Não acho que seja assim tão simples.
Bu o kadar kolay değil.
Não é assim tão fácil.
- atlet değilsen bu iş o kadar kolay değil
E depois, há a Maude. Babe Zaharias era uma boa atleta
Bu zamana kadar aldığım en kolay karar bu diyebilirim.
A decisão mais fácil que tomei desde que aqui cheguei.
Ama bu o kadar kolay değil. O bana golf oynamayı öğretti. Ben de ona nasıl öldürdüğümü...
Ele ensinou-me a jogar golfe, eu ensinei-o a matar.
- Karayipler'deki çoğu bankada resim gerekmez. - Bu kadar kolay mı?
- Tão fácil?
Bu, göründüğü kadar kolay değil.
Não é tão fácil como parece.
- Bu o kadar kolay değil.
- Isto será um problema.
Ne var ki bu o kadar kolay değil.
No entanto isso é mais fácil de dizer do que fazer.
Bu o kadar kolay olmayacak.
- Não será fácil.
Tyre kadar uzun bir süre beyni yıkanmadı bu yüzdende bizim sözümüze daha kolay kanabilir.
Ele não sofreu uma lavagem cerebral como o Tyre. O que significa que pode ser mais susceptível à nossa influência.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]