English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sen daha çocuksun

Sen daha çocuksun translate Portuguese

132 parallel translation
Ama sen daha çocuksun.
Mas ainda és uma criança.
- Sen daha çocuksun. Sana zarar vermek istemiyoruz.
És só um miúdo, não te queremos magoar.
Sen daha çocuksun, değil mi?
És muito novo, não és?
Aron, sen daha çocuksun.
Aron, és uma criança.
Olmaz, sen daha çocuksun.
És muito novo.
- Sen daha çocuksun, Fielding.
- És imaturo, Fielding.
Sen daha çocuksun.
Ainda és um miúdo.
Üstelik Yüzbaşı Quin tam bir erkek. Sen daha çocuksun, tek meteliğin yok.
Além de que o Capitão Quin é um homem... e tu um rapazola sem vintém.
Sen daha çocuksun, Quin de seni öyle görüyor.
És um rapazola e o Quin concorda considerar-te assim.
- Dinle Johnny, sen daha çocuksun. Sırf doğru oldukları için istediğini yapamazsın.
Escuta Johnie, você é só um menino, a gente não pode fazer as coisas só porque temos razão.
Sen daha çocuksun Gordie.
Não passas de um miúdo.
Sen daha çocuksun.
Bem, tu és uma criança.
Sen daha çocuksun!
És um rapaz.
Çok karmaşık bir şey. Sen daha çocuksun
Ou seja, é muito complicado.
- Sen daha çocuksun.
- És uma criança!
Sen daha çocuksun.
Está a brincar?
Sen daha çocuksun.
Tu és uma criança.
O orospu çocuğunun seni kaçırmasına fırsat veremezsin! Sen daha çocuksun!
Não podes deixar que aquele filho da mãe te expulse.
Sen daha çocuksun.
Ah, mas você é um garoto!
- Sen daha çocuksun.
- Ainda és um júnior.
Sen daha çocuksun.
És cá uma criança.
- Karşılaştırma. Sen daha çocuksun.
Não te compares a mim, ainda és uma criança, percebes?
Sakin ol. - Anlamıyorsun Sen daha çocuksun.
- Não entendes, és uma criança.
Ama sen daha çocuksun.
Mas tu és um miúdo.
- Sen daha çocuksun.
- Não passas de um miúdo.
- Sen daha çocuksun.
- És um miúdo.
Sen daha çocuksun.
- Estás muito zangado.
Sadece şu... Sen daha çocuksun.
Mas és um miúdo.
Hem sen daha çocuksun.
Além disso, ainda és um miúdo.
Sen daha çocuksun.
- És apenas um miúdo!
Sen daha çocuksun.
És uma criança.
Sen daha çocuksun, Martin.
Porque é um garoto, Martijn.
Bu işe yaramaz. Sen daha çocuksun.
Isto não vai resultar.
Neyse... Sen daha çocuksun.
És uma criança imatura.
Şuna inan ki, sen daha çocuksun.
Vou ensinar-te.
Benden iki yaş bile büyük değil 2 yada 20, sen ona kıyasla daha çocuksun.
Dois ou 20, você é uma criança em comparação com ela.
Sen daha bir çocuksun.
És apenas um rapaz.
Bence sen tokatlanmalısın ; daha küçük bir çocuksun, yetişkin değilsin!
Devias levar umas palmadas. És uma criança, não uma adulta!
Daha çocuksun sen. Bazı yönlerden öyle.
- Continuas a ser um rapaz.
Sen çocuksun daha.
- Muito engraçado!
Sen daha çocuksun.
És um miúdo, isto é para adultos.
Şuna inan ki sen daha çocuksun sahte parayı sahici sanmışsın görünüşüne aldanıp.
Pensa que és um bebê ao acreditar nisso... pois não é verdade!
Bu kılıçla gitmense izin veremeyiz sen daha bir çocuksun.
Não te vamos deixar ir só porque és um miúdo!
- Tatlım, sen daha çocuksun. - Anne, ben 15 yaşındayım.
Querida, ainda és muito nova.
Sen daha çocuksun. Büyüdüğün zaman anlayacaksın.
Sabes, tu... tu és apenas muito jovem.
Sen daha bir çocuksun.
És uma criança.
Bak söylemeye çalıştığım şey şu, sen daha bir çocuksun.
Ouve, o que te estou a tentar dizer é que, és um miúdo.
Sen daha bir çocuksun.
Não passas de um miúdo.
Sen daha bir çocuksun Luke. Bir yanım bunun için çok genç olduğunu söylüyor.
Parte de mim diz-me que ainda és muito novo.
Sen bir çocuksun daha.
Tu és uma criança.
Sen daha bir çocuksun
Você é uma criança.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]