Yalan söylediğini biliyorum translate Portuguese
170 parallel translation
Boynunu kırayım mı bilmiyorum... ama bana yalan söylediğini biliyorum.
Não sei se lhe devo apertar o pescoço ou não... mas você está a mentir-me e eu sei isso.
Şirketin yalan söylediğini biliyorum.
Old Shatterhand fala com língua de cobra. As suas palavras são falsas porque ele sabe que o casaco ficou em Roswell.
Bunca zamandır yalan söylediğini biliyorum.
Até agora tem mentido.
- Yalan söylediğini biliyorum.
- Sei que está a mentir.
Frankie, bana yalan söylediğini biliyorum.
Frankie, eu sei que mente para mim.
Yalan söylediğini biliyorum Jimmy. Ama bunu duymak güzel.
Eu sei que estás a mentir, mas é bom ouvir isso.
"Hiç" dediğinde, yalan söylediğini biliyorum, kaltak!
Isso é mentira. Sei que estás a mentir, sua cabra.
- Yalan söylediğini biliyorum.
Sei que está a mentir.
Yalan söylediğini biliyorum.
Eu sei que está a mentir.
- Yalan söylediğini biliyorum!
- Sei que ela mentiu!
Geçinmek için yalan söylediğini biliyorum.
Mentir é o teu trabalho!
Yalan söylediğini biliyorum.
Saberei se está mentindo.
Yalan söylediğini Biliyorum.
Sei que estás a mentir.
Bana yalan söylediğini biliyorum.
Sei que me tens mentido. A minha pergunta é esta :
- Yalan söylediğini biliyorum. - Neden bunu yapsın ki?
- Sei que está a mentir.
Yalan söylediğini biliyorum.
Sei que estás a mentir.
Bana yalan söylediğini biliyorum.
Eu sei que me estás a mentir.
O kelimelerden sadece ikisi annemi tanımlar, o yüzden bana yalan söylediğini biliyorum.
Só uma dessas palavras descreve a mãe, por isso sei que estás a mentir.
Bir şeyi açıklığa kavuşturayım, yalan söylediğini biliyorum.
Só para que fique claro : eu sei que está a mentir.
Bana yalan söylediğini biliyorum çünkü benim kim olduğum hakkında hiçbir fikri yok tamam mı?
Agora sei que está a mentir-me porque ela não faz ideia de quem eu sou, está bem?
Yalan söylediğini biliyorum. Çünkü yüzün gülümserken gözlerin gülmüyor.
Eu sei quando estás a mentir porque a tua boca sorri mas os teus olhos não.
David hakkında yalan söylediğini biliyorum.
Ela está a mentir sobre o David.
Diğerlerini kandırabilirsin ama ben yalan söylediğini biliyorum.
Pode funcionar para os outros, mas eu sei que estás a mentir.
Dur, lütfen, dur, ben- - Bana yalan söylediğini biliyorum. Tamam, Bana yalan söylediğini biliyorum.
Tenho a certeza de que estás a mentir.
Şimdi yalan söylediğini biliyorum
Agora eu sei que está mentindo.
Yalan söylediğini biliyorum.
Eu sei que estás a mentir.
Joey, yalan söylediğini biliyorum.
Joey, sei que estás a mentir.
Kibar sözlerin için teşekkür ederim, ama yalan söylediğini biliyorum.
Agradeço essas palavras gentis, mas sei que mentes
J.D., neden her şey konusunda yalan söylediğini biliyorum.
Olha, J.D., eu sei porque estás sempre mentir sobre tudo.
Yalan söylediğini biliyorum.
Eu conheço-te, sei que estás a mentir.
Şimdi yalan söylediğini biliyorum.
Agora sei que estás a mentir.
Yalan söylediğini biliyorum, Hector.
Sei que estás a mentir, Hector.
- Yalan söylediğini biliyorum.
- Sei que não mentes.
Yalan söylediğini biliyorum, ama... Ne yapıyorsun?
Eu sei que ela mentiu, mas... o que é que está a fazer?
- Yalan söylediğini biliyorum, o buradaydı.
- Mentira, eu sei que ele esteve aqui.
Yalan söylediğini biliyorum.
Sei que está a mentir.
Çünkü bana yalan söylediğini biliyorum Camille.
Porque eu sei que me mentiu, Camille.
Yalan söylediğini biliyorum!
Sei que estás a mentir.
Yalan söylediğini biliyorum. Tıpkı annem gibi.
Sei que me está a mentir, como a minha mãe.
Bu sabah yönetim binasına gittiğini biliyorum. Ve bu konuda yalan söylediğini biliyorum.
Eu sei que foste à empresa, esta manhã, e eu sei que mentiste sobre isso.
Onun yalan söylediğini kabul ediyorum, fakat biliyorum ki bir şey daha var.
Admito que ele mentiu. Mas há uma coisa que sei...
Biliyorum herhangi birinin Regressiflerin bile bu konuda yalan söylediğini... kabul etmek senin için çok zor,... fakat hepsi manipülasyonlarının bir parçası.
Agora, eu seu o quanto isto é difícil para você aceitar que alguém, mesmo Regressivos, possa mentir sobre uma coisa desta, mas é tudo parte da manipulação deles.
- Neden yalan söylediğini biliyorum.
Eu sei por que mentes.
Bak, kim olduğunu bilmiyorum ve başka ne hakkında yalan söylediğini de,... Fakat birşeyi biliyorum... Mobile'de bir Lear Jet var, ve ben onunla gidiyor olacağım.
Olha, não sei quem és nem que mentiras andaste a dizer... mas sei uma coisa... há um avião á minha espera, e eu vou apanhá-lo.
20 dakika once adamin biri kendini FBI'danim diye tanitti, ama yalan soyledigini biliyorum.
Há 20 minutos um homem disse ser do FBI, mas sei que ele mentiu.
.. bana neden daha önce yalan söylediğini artık biliyorum.
E sei porque mentiste antes.
Çünkü yalan söylediğini biliyorum.
Claro que sim!
Saldırı ve darp söz konusu. Yalan söylediğini nereden biliyorum?
Sabe como sei que está a mentir, Todd?
Beni suçlayan çocuklardan birinin babası olarak... kendi çocuğunuza bakıp onun yalan söylediğini kabullenmenin zor olduğunu biliyorum.
Sei que, como pai de um dos meus acusadores, é difícil olhar para o seu próprio filho e aceitar que ele mentiu.
- Herkesin yalan söylediğini biliyorum.
- Não é verdade.
Yalan söylediğini biliyorum.
És doente e precisas de ajuda.
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyorum anne 31
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyorum anne 31
biliyorum bunu 16
biliyorum işte 83
yalancı 695
yalan 387
yalan yok 19
yalancısın 41
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
biliyorum işte 83
yalancı 695
yalan 387
yalan yok 19
yalancısın 41
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35