Yalancılar translate Portuguese
372 parallel translation
Yalancılar.
São mentirosos.
- Yalancılar?
- Sobre descarados?
Ben zamanla bazı büyük yalancılar gördüm.
Já conheci grandes mentirosos na minha vida.
"Yalancılar Kulübü".
É do Clube Liar.
Dürüstleri de, yalancıları da, aynı keyifle yerler.
como mentirosos. Soltem o bote...
Yalanlar ve yalancılar!
Mentiras e mentirosos.
Yalanların da, yalancıların da topu cehenneme!
Para o diabo com tanta mentira!
Bu, açıkca Allahın belası, yalancılar için yasal bir dildir.
É o linguajar jurídico para mentir.
Yalancılar!
São uns mentirosos!
Yalancıların sonu mutlak ölümdür.
Enviados que vêm com logro säo mortos.
Bence iddia makamı, sahip olduğu kaypak, kahpe ve iki yüzlü yalancılar koleksiyonu için tebrik edilmeyi hakediyor.
Mas acho que a Acusação merece os parabéns por reunido o maior bando de mentirosos astutos, traidores e falsos.
Aynı zamanda, dünyanın en başarılı yalancılarından biri oldum.
Também, me tornei um dos maiores mentirosos do mundo.
- Yalancılar hep öyle başlar.
- Os mentirosos dizem sempre isso.
Yalancılar aptal, tüm dürüst insanları asacak kadar çoklar.
Então, os mentirosos são tolos. Há tantos que podem enforcar os honestos!
Hapisten çıktığınız için değil, yalancıları hiç sevmem.
Não é por causa de terem estado presos, mas por me mentirem.
Sizi yalancılar.
Sois umas mentirosas.
Sizi, küçük, aşağılık yalancılar.
Sois umas lamentáveis mentirosas.
Hayır, biz profesyonel yalancılar doğruya hizmet ederiz.
Vocês sabem que, nós, mentirosos, esperamos servir a verdade.
Peki ben sana,'eğer yalancılar köyünden geliyorsan, doğrucular köyü olarak nereyi gösterirdin'diye sorsam?
Se o seu vier da outra aldeia responderia "não" se eu te perguntasse se vem do aldeia dos mentirosos?
Eğer bize lanet olası yalancılar demeye başlarlarsa savunmaya geçme zamanı gelmiştir.
Temos de preparar as defesas se nos chamam mentirosos.
Yalancılar!
Mentiras!
İnanın bana, yalancıların arasındasınız efendim.
- Ouviu a mentirosos. - Quem diria?
Mükemmel yalancılar, mükemmel casusluk yaparlar.
Mentirosos perfeitos dão espiões perfeitos.
Yalancılar!
Mentirosos!
Yalancılar! Yalan!
Você não pode fazer isso com as pessoas.
Tüm sahtekarları, buraya gelip de kendilerini bir bok gibi gösteren tüm yalancıları. Asla iş bulamayacaklar! Benim suçum.
Todos os impostores e vigaristas que acham que vindo aqui a parecerem uns vagabundos não vão estar aptos para arranjar trabalho!
Bravo, zira yalancılar, kaba ve terbiyesiz adamlardan nefret ederiz, değil mi Blackadder?
Bem bravo! Porque odiamos mentirosos, sem escrúpulos e vigaristas, certo Blackadder?
O kadar kötü ki yalancılar bile şikayet ediyor.
Está tão mau que até os aldrabões se queixam.
Kolonkalanni denen tılsımlı sırık kayıp nesneleri bulmak ve ayrıca hırsızların, hainlerin ve yalancıların yerini bulup cezalandırmak için kullanılır.
O "Kolonkalanni", ou martelo mágico, serve para encontrar o que se perdeu, para descobrir e castigar os patifes, ladrões, criminosos, traidores e perjuriosos.
Yalancılar insanlığın en aşağılık ikinci türüdür.
Os mentirosos são a segunda pior forma de seres humanos no planeta.
Biz sadece yalancılarız.
Somos todos canalhas.
- Belki de şimdiden baslamışlardır. yalancılar!
- Se não o fizeram já. - Mas que safados mentirosos!
- Yalancılar!
- Seus mentirosos!
Sicilyalılar büyük yalancılardır.
Os Sicilianos são grandes mentirosos.
Dünyadaki en iyi yalancılar.
Os melhores no mundo.
Sana ve arkadaşlarına koca yalancılar dedi.
Chamou a você e amigos grandes mentirosos.
Yalancılar.
Mentira.
Onların hepsi şimdi o öldüğü için ondan bir parça isteyen yalancılar.
São todas mentirosas querendo se servir dele!
Yalancıların şahı olmana karşın... ben her şeyin eskisi gibi olmasını istiyorum.
Embora sejas o pai das mentiras... quero que as coisas sejam como eram.
Önünde "yalancılar" sırtında da gerçek adları yazmalı.
Na frente escreviam "mentirosos" e nas costas o nome. Verdadeiro.
O karanlık ve soğuk yerde yalancılar için bayağı yer var, Scully.
Há muito espaço para os mentirosos, naquele sítio frio e escuro, Scully.
Yalancıların etekleri tutuştu.
Não tem o direito de nos deter. É mais fácil apanhar um mentiroso que um coxo.
Strand kasabasının bu saygın insanlarını tanık kürsüsüne bir şey kanıtlasınlar diye çıkarmadım sayın jüri üyeleri. Ama onlar gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceklerine dair ettikleri yemine rağmen yalancı olduklarını kanıtladılar!
Não pus estes cidadãos modelos de Strand a testemunhar para não provar nada, Excelência, e senhoras e senhores do júri, a não ser no juramento que fizeram em dizer a verdade e nada mais do que a verdade...
Ben de birazdan ortaya koyacağım ve davalıların 22'sinin birden hapishaneyi basıp Joseph Wilson'ı yakarak linç ettiklerini gösteren kanıtı onların yalancılıktan yargılanması için de kullanacağım!
... pedir-lhes-ei que os acuse de perjúrio... ... pela mesma prova irrefutável... ... que mostrará que os acusados...
Amerikalılar yalancı.
Os americanos mentem.
"... onları bekleyen güzel birer kutlamayla karşılaştılar! " Seni yalancı!
"Regressando aos quartos, cada representante encontrou... um exuberante banquete." Seu mentiroso!
- Yalancı tanıklığa teşvikten aldılar içeri.
- Prenderam-no por convite ao perjúrio.
Bana bak, bu yalancılar doğruyu söylüyor olmasın?
Estes aldrabões podem estar a dizer a verdade. Sabes?
Yalancılar demek.
Mentirosos.
- Yalancılar.
Mentirosos!
Bir bahisten kaçtılar ve bana yalancı dediler.
Renegaram a aposta e chamaram-me aldrabão.
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210