Yalan söylemek translate Portuguese
1,498 parallel translation
Aldatmak farklı bana yalan söylemek farklı.
Quero dizer, traição é uma coisa. Mentir-me é outra coisa.
Bu insanların tek yaptığı, birbirine yalan söylemek.
Vocês mentem uns para os outros, nada mais do que isso.
Yalan söylemek zorunda kalmaktan nefret ediyorum.
Odeio ter que mentir pra ele.
Yalan söylemek istemiyorum.
Não lhe vou mentir.
Baban, çok uzun zaman önce söylemişti. Yalan söylemek için bir nedeni yoktu.
Seu pai me falou anos atrás, não tinha nenhuma razão para mentir.
Keşke yapabilsem çünkü yalan söylemek bu işi çok daha kolay hale getirirdi.
E gostava de o poder fazer porque seria muito mais fácil mentir sobre isso.
Ona yalan söylemek akıllıcaydı.
Boa jogada, mentir-lhe.
Yalan söylemek dışında bir şey yapmadı Sarah.
Sarah, ele não fez mais nada do que nos mentir.
Tek yaptığı yalan söylemek.
- É só o que ele sabe fazer.
Belki de, tüm sakladığın o sırlar değer verdiğin insanlara bazen yalan söylemek zorunda bırakıyordur seni.
Talvez guardar segredos te obrigue a mentir a pessoas de quem gostas.
- Yalan söylemek günahtır.
- A mentira é um pecado.
Gibbs'e yalan söylemek zorunda kaldım.
Tive que mentir para Gibbs.
Üstüne bir de hırsızlık ve yalan söylemek.
Roubar e mentir? !
Hiçbirşey görmedi ve en azından biz ona seks hakkında yalan söylemek zorunda değiliz.
Quer dizer, ele não viu nada. E... pelo menos ninguém lhe mentiu por causa de fazer sexo.
- Üzgünüm senin hariç, yalan söylemek,.. .. yaptigimiz isimizin ayrilmaz bir parçasi.
Desculpe fazer de você uma mentira, mas é parte do que fazemos.
Bu yüzden, yalan söylemek isteseydi bile söyleyemeyecek olan tek insanın yanına gittim.
Por isso fui ter com a única pessoa que não me podia mentir mesmo se quisesse.
Peki, Jules, yalan söyleme, çünkü yalan söylemek uygunsuz bir davranıştır.
Vá lá, Jules, não minta, mentir parece mal.
- Bu yalan söylemek değil mi, Bay Krusty?
- Isso é mentir, Sr. Krusty?
Yalan söylemek kötü hissettiriyor biliyorum.
Sei que se sente mal por mentir.
- Böylece, Brian'a yalan söylemek zorunda kalmazsın.
Não sei.
En iyi zamanımda yalan söylemek sana yakışmıyor.
Mentires é um golpe baixo, no meu melhor momento.
Ama polise yalan söylemek bir suçtur.
Mas é crime mentir à polícia.
Bu, özel durum altında yalan söylemek oluyor.
Isso é uma espera, uma agravante.
Başından beri, size yalan söylemek niyetinde değildim.
Não tive intenção de lhe mentir desde o início.
- Yalan söylemek zorunda olmadığımı söylemiştin.
Você disse que eu não precisaria mentir.
Anne, artık yalan söylemek zorunda değilsin.
Mãe não tens que mentir mais.
Sana yalan söylemek, bir yumuşakçaya yalan söylemek gibi olur.
Mentir-te seria como mentir a um molusco.
Her zaman ne söylediğine dikkat etmek. Yalan söylemek.
Ter sempre cuidado com o que dizia, mentir...
Sen beni bu pisliğin içine çekmeseydin ona yalan söylemek zorunda kalmazdım.
Eu não teria mentido, se não me tivesses metido nisto.
Bir çocuk için bu büyük bir sorumluluk Eli, polise yalan söylemek.
É demasiada responsabilidade para uma criança, ter de mentir à Polícia.
Size kilisede yalan söylemek istemezdim.
Desculpe, não queria mentir-lhe aqui.
Yalan söylemek, umurumda değilmiş gibi davranmak berbattı- -
Odiei ter de te mentir, fingir que não queria saber...
Ve Dan'e yalan söylemek de kesinlikle eğlenceli değildi.
E não foi mesmo nada divertido mentir ao Dan.
Eşcinsel bir çocukla çıkmak masum bir hata olabilir. Ama seks hakkında arkadaşlarına yalan söylemek affedilemez.
Sair com um gay é um erro crasso, mas mentir às tuas amigas quanto a sexo é imperdoável.
İşi bırakacağımı söyleseydim,.. ... Dusty endişelenirdi ve bir çok soru sorardı. Ben de sonra Betty's Bees sabote etmek hakkında ona yalan söylemek zorunda kaldım.
Se lhe dissesse que ia deixá-lo, ele ia ficar preocupado e faria muitas perguntas, e então teria de mentir sobre sabotar Betty Abelhas.
Fiziksel tepkiler vermeden yalan söylemek saldirgan psikopatlarin karakteristik özelligidir.
- A não resposta fisiológica ao mentir é característica de um sociopata violento.
Yalan söylemek hakkinda bilmen gereken çok sey var.
Caramba, tens muito para aprender sobre mentir.
Yalan söylemek zorunda kaldım.
Tinha de mentir.
Dwight buluşmaya gelmediğinde, ben de gülmeye ve kendime ona olan hislerimin aptalca olduğunu söylemeye çalışmıştım. Fakat aşk hakkında kendine yalan söylemek asla işe yaramaz.
Quando o Dwight não apareceu para o encontro, também tentei rir, tentei dizer a mim própria que os meu sentimentos por ele eram parvos, mas mentir a ti própria sobre o amor não resulta.
Ancak ona kavuşmak, aşık olduğu Turtacı'ya yalan söylemek demekti.
Só que tê-lo de volta significou mentir ao Pasteleiro que amava.
Scott, bana yalan söylemek zorunda değilsin.
Scott, não deveias ter mentido.
Yalan söylemek için onlarca sebep vardır,.. ... ama gerçeği söylemek için tek bir sebep vardır.
Dúzias de razões para mentir, apenas uma razão para dizer a verdade.
Bana güvendiği için ona yalan söylemek zorunda mıyım?
Tenho de mentir porque ela confia em mim?
Neden ona yalan söylemek zorundayız?
Porque é que temos de lhe mentir?
Yalan söylemek, aşağılamak, duygusal tahrif?
A mentira, o tratamento, a manipulação emocional?
Eğer biz kötü şeyler yaparsak, yalan söylemek Birisini rahatsız etmek gibi Birisinin kalbini kırmak, sokakları kirletmek, odayı dağıtmak, Bunlar gibi benzer kötü şeyler Puanlarımızın eksik olması demektir
Se fizermos algo mau, como dizer uma mentira, incomodar alguém, quebrar o coração de alguém, desordenar as ruas ou manter os nossos quarto sujos, qualquer outro mau feito, ganhamos menos pontos.
Ve yalan söylemek kötüdür.
- Prometeste e é feio mentir.
Yalan da söylemek istemedim.
Pensei que não me fosses amar.
Böyle bir yalanı söylemek için ne çeşit bir insan olmak gerekir?
e dizer que ia ficar tudo bem quando sabia que se passava algo de errado?
Onlara yalan söylersin. Foreman'ın bir moron olduğu söylersin ki şu aralar bunu söylemek pek yalan sayılmaz.
Dizes que o Foreman é um idiota, que agora não é mentira.
Açık söylemek gerekirse, kimsenin sana yalan söylemesine izin verme.
Francamente, não deixar ninguém mentir para você.
söylemek istediğim 130
söylemek zorundayım 27
söylemek istediğin bir şey var mı 18
söylemek isterim ki 17
söylemek zor 34
söylemek istediğim bir şey var 27
söylemek zorunda değilsin 18
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
söylemek zorundayım 27
söylemek istediğin bir şey var mı 18
söylemek isterim ki 17
söylemek zor 34
söylemek istediğim bir şey var 27
söylemek zorunda değilsin 18
yalancı 695
yalan 387
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan bu 39
yalan söylemiyorum 138
yalan söylediğini biliyorum 18
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan bu 39
yalan söylemiyorum 138
yalan söylediğini biliyorum 18