Anlıyorsun ya translate Russian
94 parallel translation
Sana bunu söylemeyi istemezdim ama artık söylemek zorundayım, anlıyorsun ya.
Я не хотел говорить тебе это но теперь, видишь, приходится.
Anlıyorsun ya, Jeff, bana bir şey borçlusun.
Джефф, ты мне кое-что должен.
Anlıyorsun ya?
Понимаешь?
Hiç yanlış istemiyorum, anlıyorsun ya?
Я не хочу никаких ошибок, понял?
Anlıyorsun ya? Kabaca azarlanma mesela.
Вы когда-нибудь слышали вульгарный крик?
Yani anlıyorsun ya... Böyle olması daha iyi.
Вот видишь... тебе действительно лучше забыть обо мне.
İş aksarsa bana bağırma, anlıyorsun ya?
Так что на меня не ори, если что не успеется, ладно?
Tommy Tyler, Tee Tee, anlıyorsun ya?
Томми Тайлер - ТТ, вот так.
Bu yüzden kimin benden para aşırdığını bulmak zorundayım, anlıyorsun ya?
Вот я и должен выяснить, кто меня обкрадывает! Понимаешь, о чём я толкую?
O, benim olamadığım her şeydi, anlıyorsun ya?
Он был всем, чем я не был, понимаешь?
Kullanmamı o istedi, anlıyorsun ya?
Он так хотел, понимаешь?
Charlie gibiydi. Anlıyorsun ya?
Он - как Чарли, понимаешь?
Orada onun yüksek tabaka dostlarıyla tanışacağım. Anlıyorsun ya.
Там мы можем встретить его друзей из общества.
Bir şekilde önemli, anlıyorsun ya.
Нет это важно, в некотором смысле.
Anlıyorsun ya, ölme dileğimiz çapraşık ve derindendi.
Видишь ли, наше желание умереть дремало слишком глубоко внутри нас.
Zavallı François. Anlıyorsun ya Christian...
Бедный Франсуа, если бы я тебе сказала, что Кристиан...
Korkunç bir durumdayım, anlıyorsun ya.
У меня собачье настроение, пойми.
Ben sokaklarda büyüdüm, anlıyorsun ya, bilgisayar korsanıyım.
Я парень с улицы, понимаешь? Я хакер.
Anlıyorsun ya, biz acı çekmenin... kötü olduğunu farzetmeye koşulluyuz.
Принято считать, что страдания - это плохо.
Anlıyorsun ya, birine acıdığında... tek görebildiğin içlerindeki sefil yaratık.
Когда ты жалеешь кого-то, то обращаешь внимание только на его базовые нужды.
Anlıyorsun ya.
Вы понимаете.
Paris, Roma, mükemmel opera salonları ve müzeler, anlıyorsun ya.
Но вы так выросли, и я...
Anlıyorsun ya, artık bekliyorlar. Artık sadece yatağı paylaşmamız yetmiyor... "yatmamız" gerekiyor!
Видишь, теперь ожидается, что мы должны не только разделить одну постель, мы должны "спать" вместе!
Anlıyorsun ya, Anne ve Babam bir düğüne gittiler... ve ağabeyim bize bakmak için
ВИДЕТЕ ЛИ, МОИ РОДИТЕЛИ УЕХАЛИ НА СВАДЬБУ И МОЙ БРАТ ПРИЕХАЛ ДОМОЙ
- Çok anlıyorsun ya.
- Вряд ли вы заметили.
Anlıyorsun ya?
Вы понимаете, о чём я?
Değiştim, anlıyorsun ya?
Я изменился, понимаешь?
Bu senin suçun değil, anlıyorsun ya.
Это не твоя вина, ты понимаешь.
Her şeyin çok gizli olması gerekiyordu, anlıyorsun ya.
Видите ли, все должно было сохраняться в секрете.
Anlıyorsun ya? Makineyi fazla çalıştırmak istemiyorum, bu yüzden...
Не хочется перенапрягать машину, так что...
Böylece tekrar seçimlere girip alay konusu olmayacağım, anlıyorsun ya? Yani sen de bir gün seçimlere girmeyi düşünüyorsun, değil mi?
Так что как-нибудь вновь я могу пойти на выборы и не буду осмеян, понимаете?
İlk arayan ben olmayacağım, anlıyorsun ya?
Я не буду первый ей звонить.
Anlıyorsun ya, yedek oyuncu olabilirsin.
Понимаешь, может быть ты наемный убийца.
Biraz tuhaf, ama iyi tuhaf anlıyorsun ya?
Он малость чудаковат, в хорошем смысле.
Anlıyorsun ya, sen sıra dışısın.
Дело в том, что ты... - Уникален... - Как и любой ведущий актёр.
Anlıyorsun ya, özür dilemene hiç gerek yok.
Послушайте, вы не должны извиняться.
Anlıyorsun ya, onlardan koleksiyon yapıyorlar.
Видите, люди собирают их.
"Anlıyorsun ya John, tahta karşı yapılmış her eylem acımasızca cezalandırılmak zorunda."
учти, Джон, любое действие против трона необходимо беспощадно карать...
Sana şimdi sarılırdım ama ne yazık ki şu an bir kanıtsın, anlıyorsun ya?
Знаешь, я бы тебя сейчас обнял, но, к сожалению, ты улика, если ты понимаешь, о чем я.
Anlıyorsun ya, bir evin müze gibi döşenmesi şart değildir. Eskiden olduğu gibi Picasso tabloları, Doğu halıları olması da gerekmiyor.
Видишь ли, дом, это не музей, забитый под крышу картинами Пикассо и восточными циновками, как этот когда-то.
Yani anlıyorsun ya, bu davayı çözmesi için Nancy'ye yardım etmeliyim.
Так что ты понимаешь, я... Я должна помочь Нэнси раскрыть это дело.
Anlıyorsun ya, asıl şey eğer bu mucize günü, bir Torchwood davası gibiyse diğerleri de böyle düşünecek, değil mi?
Дело в том, что если тебе кажется, что День Чуда относится к делам Торчвуда, то и другим так покажется, понимаешь?
Anlıyorsun, ya?
Ты веришь мне, верно?
Anlıyorsun ya.
Ну вот.
Anlıyorsun ya.
Понимаешь?
Hey beni anlıyorsun. Yok ya?
Да ты меня понимаешь!
Ya da yanlış anlıyorsun.
Или ты, возможно, ошибаешься.
Hiçbir problem yok. bunun bana pahalıya patlayacağını anlıyorsun değil mi? Yellow Line'da olduğun gibi.
Всё как в прошлый раз.
Tabii ya anlıyorum. Büyük bir kralda olması gereken niteliklerin hepsini taşıyorsun.
О, да, вижу, у вас есть все задатки великого короля.
Nasıl anlıyorsun ya?
Как ты это делаешь?
Uzun uzadıya düşününce şükretmek gerektiğini anlıyorsun.
Вернуть всё на круги своя нет худа без добра.