Aşı translate Russian
47,053 parallel translation
Poseidon ile aşık atıyor.
Он поцапался с Посейдоном.
- Sıradan suçlu olmak seni biraz aşıyor, biliyorum.
- Знаю, это немного не в твоей компетенции, ты обычный преступник.
- Benimle aşık atmak istemezsin.
Ты бы не хотел с этим спорить.
Sizin sektörde aşırı kırtasiye işi deniyor sanırım.
Это то, что вы назвали канцелярщиной.
Yani motor bölmesini, reaktör güvertesini ve makine bölmesini mühürleyerek hepsini aşırı basınca maruz bırakıp kargo bölmesinin kapağını açarsak büyük kapı o şeyle birlikte havaya uçar.
Давайте изолируем инженерный отсек, реактор и машинное отделение, нагнетём давление и откроем люк в грузовой отсек.
Asırlardır yaşıyor olsam da sabırlı biri değilim.
И хотя я прожил больше веков, чем хотел бы, это не означает, что я терпеливый.
Kulağa küpe olsun, şeytana aşık olma.
Жизненный урок, не влюбляйся в дьявола, верно?
Yani gerçekten olması için birinin aşık olması lazım...
Думаю, единственный раз, когда такое действительно может случиться это когда кто-то влюбляется в...
İlkinde duyularına aşırı yüklenebilir.
В первый раз может быть странное чувство. Главное сосредоточиться.
Kalbin kırıldı ve muhteşem bir oğlanın sana tekrar aşık olmasını istiyorsun.
Тебе разбили сердце и ты хочешь, чтобы один замечательный юноша вновь полюбил тебя.
Aşırı zekidir ama fazla konuşmaz.
Очень умная, но не любит много говорить.
Hafızasını silmek biraz aşırı olmuş.
Она не помнит твое возвращение домой? Кажется, с памятью переусердствовали.
İkimizde de aşırıya kaçmayan rekabetçi bir ruh var.
Предполагаю в нас обоих есть здоровая доза соревновательного духа.
Alexander, ben asırlardır yaşıyorum.
Александр, слушай, я жил на протяжении веков.
Annene aşıktı.
Он любил ее.
En iyi arkadaşına aşık olmadığını mı?
Влюблён в свою лучшую подругу?
Clary'ye aşıksın.
Ты влюблён в Клэри.
Aşırı evrimleşmiş canlılarız.
Мы высокоразвитые существа.
Ya bir Gölge Avcısı'na aşık olursa ve ne kadar aptallık ettiğini sonsuza dek düşünüp durursan?
Что если она полюбит какого-нибудь Сумеречного Охотника, а ты проведёшь вечность, сетуя на то, каким был идиотом?
Aşırı hassasiyet hep en büyük zaafın oldu.
Чувствительность всегда была твоей слабостью.
Yıllar önce... Clave saflarına kadar yolumdan devam ederken, Bir kadına aşık oldum.
Много лет назад, когда я только строил свою карьеру в Конклаве, я влюбился в женщину.
Downworlder'a aşık oldun mu?
Ты влюбился в нежить?
Ben de aşırı yakışıklı bir tarihçi olamam.
А я не стану невероятно симпатичным историком.
- Aşırı yavaşlar.
Они не торопятся.
Aşırı küçük... - Çabuk tak yoksa boğazına tıkarım.
Сделай это, или я впихну его тебе в горло.
Asıl şüpheli görünecek şey ona yardım etmemen.
Не помогать ей - вот что выглядит подозрительно.
Ayrıca olayın asıl mağduru ile görüşmenin kararda davasının lehine olacağını belirttim.
Еще сказала, что это поможет делу, если он раскается перед пострадавшей до вынесения приговора.
Asıl sen kimsin?
А ты кто такая?
Bekleyip herhangi bir savcımın asılsız suçlamaların hedefi olmasına izin vermeyeceğim.
Я не буду просто стоять и смотреть на безосновательные обвинения в отношении моих прокуроров.
Artık asıl önemli olan şey bu.
Вот, что сейчас важно.
Bunca zamandır Annalise'nin bir şey sakladığını söylüyordun asıl sırrı olan senmişken.
Всё это время ты говорил, что Эннализ что-то скрывает, хотя у тебя самого был секрет.
Bak ne diyeceğim, eş cinsel topluluğunun asıl sorunu sizsiniz.
Знаешь что? Ты проблема гей сообщества.
Asıl hayâl olan şey bana sıkıntı vermen.
Достижение - то, что вы допрашиваете меня.
Evet yine bir hukuk öğrencisi vak'ası.
Тут еще один с юрфака.
Asıl soru, sen çıkmak istiyor musun?
Вопрос в том, хочешь ли ты сбежать?
Asıl, çek aşağı.
Подцепи ее и спусти.
Bu taraf asıl taraf. Açıklar, gevşekler.
А здесь все петли свободны.
Howard, asıl ihanet edenin sen olduğu konusunda tartışmaya açığım.
А я считаю, что это ты меня предал.
Asıl soru, böyle eski bir kuşu uçurabilir misin?
Вопрос вот в чем : сможешь ли ты летать на такой рухляди?
Çabucak doğaçlama bir şey yapsak iyi olur yoksa şurada asılan biz olacağız.
И импровизировать быстро, иначе нас здесь вздернут. Омар.
Başka bir çocuğun daha asıldığını görmek istemediğini söyledi.
Сказал, что не хочет видеть смерть еще одного подростка.
Keşke yapabilseydim ama asıl bunları ikna etmen gerekiyor.
Ну, хотела бы я сделать это, но... Ты должен убеждать их, не меня.
Ölmediğin için asıl sen sağ ol.
Спасибо тебе за то, что не умер на мне.
Asıl önüne çıkanın vay haline.
Я бы больше волновался за тех, кто встает у него на пути.
Asıl soru, Rufus'un burada ne işi olduğu.
Вопрос в том, что Руфус тут делает?
Onun asıl niyetini anladığımda kardeşimi çoktan kaybetmiştim.
Когда я, наконец, понял, что Валентин был до... Я потерял свою сестру навсегда.
Beni asıl ölümden kurtardın.
Ты, похоже, спас меня от смерти. Так что спасибо.
- Asıl sorulması gerken soru ise, nasıl?
Но как?
George Lucas, asıl istediğin şey ne?
Джордж Лукас, так чего ты на самом деле хочешь?
Asıl istediğim şey... Asıl istediğim şey...
Чего я на самом деле хочу...
Asıl istediğim şey yönetmenlik yapmak!
На самом деле я хочу стать режиссером!
aşık 40
asıl 37
aşık oldum 71
aşığım 68
aşıklar 20
aşıksın 18
aşık mısın 23
aşık mı 19
aşırı 17
aşık çocuk 23
asıl 37
aşık oldum 71
aşığım 68
aşıklar 20
aşıksın 18
aşık mısın 23
aşık mı 19
aşırı 17
aşık çocuk 23
aşık mı oldun 18
asit 29
asın 21
asılın 21
asiler 20
asıl konu 16
asıl soru 52
asistanım 18
asıl mesele 24
asıl soru şu 19
asit 29
asın 21
asılın 21
asiler 20
asıl konu 16
asıl soru 52
asistanım 18
asıl mesele 24
asıl soru şu 19