Asın onu translate Russian
263 parallel translation
- Asın onu! - Halkalara!
Давай его подвесим!
Asın onu!
Вздёрнуть его!
Asın onu.
Подвесьте его.
Asın onu!
Повесить!
Asın onu, efendim. Asın onu.
Повесьте его, сэр.
Asın onu! İğrenç pislik!
- Вздёрнуть грязного мерзавца!
Bugün Louvre'da asılı ve dünyada onu satın alabilecek kadar parası olan yok.
Сегодня картина висит в Лувре, и никто в мире не может ее купить.
Onu ne kaybedeceğim ne riske atacağım ne eskiden olduğum pisliğe döneceğim, ne de sersem bir çiftçinin teki atını geri istiyor diye asılacağım.
И вот он. Я не собираюсь упускать его или рисковать им. Я не собираюсь снова становиться тем, кем я был, и я не дам себя надуть только потому, что какой-то чумазый фермер желает назад свою лошадь.
" ağaları ve Çar'ın memurları asırlar boyunca onu aç tuttular.
" где его господин и бюрократы царя
Onu mezartaşının altında, aşırı ve zevksiz bir şekilde süslenmiş paraphernal'inin arasında buldular.
Её нашли под могильной плитой в полной параферналии...
Senin asıl derdin fazla kilo. Bu yüzden onu çok sıkıştırıyorsun. "Ne yaptın?"
Тебя беспокоит твой вес.
Galaktik Enstitü'nün "Aşırı Akıllılık" ödülünü aldıktan sonra dayanamadıkları tek şeyin ukalanın teki olduğunu farkeden bir grup cinnet getirmiş saygıdeğer fizikçi tarafından linç edilmesi onu daha fazla şaşırmıştı.
Ќо еще больше он был поражен, когда сразу после награждени € √ алактическим " нститутом за поразительную сообразительность, на него набросилась толпа разъ € ренных уважаемых физиков, которые наконец-то осознали, что единственное, что они ненавид € т на самом деле, Ч это умников!
Onu tanımazsın, çok yakışıklı ve bana aşık.
Ты его не знаешь. Отличный парень, любит меня, а я его.
Onu 20. asır tıbbının ellerine teslim etme.
Не оставляй его медицине 20 века.
Onu asıl üzen babamın kötüye giden sağlık durumu.
Это пошатнувшееся здоровье моего отца расстроило её.
Madem ona o kadar aşıksın, Niye Gus'ı buraya bırakıp, onu kendin getirmiyorsun?
Если ты так влюблён в неё, почему ты не поехал за ней сам а Гаса не оставил здесь?
Birbirimize aşık olduk ama onu babamla tanışmaya götürdüğümde ayakkabılarını çıkarmayı reddetti ve büyük bir kavga çıktı.
Мы полюбили друг друга. Но когда я привела его домой для знакомства с отцом он отказался снять обувь, и произошла ужасная ссора.
Asıl işi olmadığını söyledi ya. Rahat bırakın onu.
Он же сказал, что это не основная работа, что ты пристала.
Kadına o kadar aşıktı ki onu, Amerikan Donanması'ndan gizli belgeleri çalmaya ikna etmek, kolaydı. Valdarno'nun bilmediği,... bu hain planda Carla Romero'nun suç ortağının, onun kocası olduğuydu.
И кроме того, когда дело уже закончено, появляются другие, не имеющие к полиции никакого отношения, и заявляют, что именно они расследовали преступление.
- Söz vermiştik. Fakat Scrooge asıl mutlu eden şey önünde bir hayatının olması ve onu değiştirebilecek olmasıydı.
Скрудж в одночасье стал самым счастливым человеком... поняв, что может изменить свою жизнь.
Belediye başkanının aşırı bira içen kardeşi onu ezmişti, Clovis.
Его переехал напившийся пива брат мэра, Кловис.
Adam yaralıydı ve kadın onu tekrar sağlığına kavuşturdu ve birbirlerine aşık oldular.
Он был ранен, но женщина выходила его... и они полюбили друг друга.
Bence onu kendine, eskisinden daha çok aşık etme tehlikesiyle karşı karşıyasın.
Думаю, ты в большой опасности. Потому что он еще сильнее влюблен в тебя.
Asıl sormamız gereken soru, onu çıldırtanın ne olduğu.
Вопрос, который мы должны задать, что заставило его притворяться?
Onu karda yatarken gördüğümde, tabanlarının aşındığını fark ettim.
Когда я увидела его лежащим на снегу, я подумала : какие тонкие подошвы!
Onu şu arka sokak motellerinden birine yerleştirebiliriz. Bütün odaya İsa'nın resimlerini asıp sonra o domuzları üstüne salarız.
Можем отослать её в один из этих глухих мотелей... развесить картины Иисуса по комнате, а затем дать этим ёбаным свиньям спускать на неё.
Onu asıl eğlendiren şey senin şu küçük tuhaflığın olabilir.
Ей, возможно, нравится, что ты слегка причудливый, несколько необычный.
Öğretmenin, kendisine aşık olmasını sağlayamadı ve onu öldürdü.
Он не смог заставить любить, поэтому убил ее.
Hayatım boyunca onu sürdüm. Oysa hiçbir kadın bana asılmadı.
Я всю жизнь его использовал, и ко мне никогда не подходили одинокие незнакомки.
Onu ağaca asın.
Подвесьте-ка его на дереве.
Bu aşırı çekici bir kadın ve erkekler onu çekici buluyorlar.
Это чрезвычайно привлекательная женщина, мужчины замечают ее.
Cedric'i hatırlarsın... onu seviyorum ben. ... evet işte aşığım ona.
Ты знаешь Седрика... я люблю его... да, я люблю его
Onu asın!
Повесьте его!
Ölsem ve dostum kadınıma aşık olsa, geri dönüp onu döverdim.
Значит, если ты умер и ты видишь своего лучшего друга со своей девушкой,.. ... ты б не вернулся, чтоб набить ему морду?
Onu böyle asılı ne kadar tutacaksın?
Сколько, по-вашему, он должен там висеть?
Jerry'nin işaretleri... ölen fizikçinin formülleri... ve kahrolası albayın cesedi burada asılı... sanki onu hiç kurtarmamışız gibi.
А это - отметки Джерри словно уравнения мертвого ученого. И труп хренова полковника... висит, будто мы не пытались его спасти.
Onu ve aşığını.
Его и его место свиданий.
Yasemin'in başka birine aşık olduğunu duydu, o zaman babasını tehdit etti, ve Yasemin'i alıp krallığına götürdü ve onu haremine kapattı.
Он узнал, что Жасмин любит другого. Тогда шейх запугал ее отца,.. увез Жасмин в свое королевство и запер в гареме.
Bak, yolda yüyürken pis herifin teki sana asılıyordur, biliyorum, onu tanımazsın. Beni de tanımıyorsun, ama ben kendimi bilirim.
Я понимаю, всё это нелепо выглядит, но ты меня не знаешь, а я-то знаю.
- Dosyanı görmek istiyor musun? Dikkatlerini dağıtacağım, sen de onu aşıracaksın.
Я отвлеку их, а ты подкрадись незаметно.
Onu bulmam lazım. Bannister'ın hayatındaki asıl karakterlerden biri değil.
Найти будет трудно, он не из их близких знакомых.
Eğer hiç onu öldürmeyi düşünmemişsen, aşık olmamışsın demektir.
И вот день ты приходишь домой а еды нет, и ты вежливо спрашиваешь "Дорогая, где еда?"
Eğer hiç ciddi ciddi onu öldürmeyi planlamamışsan... aşık olmamışsın demektir.
"Я тебе что, ёбаная служанка? Тебе нужно самому научиться готовить, ты тупой ублюдок."
Eğer hiç, onu sarmak için battaniye, içine koymak için çanta... ve bir tane de kürek almamışsan, aşık olmamışsın demektir.
Если она нальёт тебе немного воды, ты долен сказать " Ого, вода! Да ну нафиг. Ты великолепна!
Bence onu kendine aşık etme tehlikesiyle karşı karşıyasın.
Я думаю он в большей опасности, поскольку влюблён в тебя.
Bazen çubuk kısa olur ve iki insan birbirine yakın durur, birbirlerinin gözlerinin içine bakarlar... ve bazen de çubuk uzundur ve karşındaki insanı zar zor görürsün... ama yine de çubuğa asılıp onu tutmaya devam edersin.
Бывает, канат короткий, вы ближе друг к другу и смотрите в глаза. Но иногда канат длинный, и ты почти не видишь партнёра, но каждый еще держит свой конец.
Utandırıcı soru, sadece hasta onu sona sakladığında önemli,... yani sen onun asıl önemli soruyu soracağını biliyordun... ve gittin.
Неловкий вопрос серьёзен только тогда, когда пациент тянет с ним до последнего, значит, ты знал, что она хотела задать тебе какой-то более важный вопрос. И ушёл.
Onu kopyaladın. Güven'e geri götürdün Goa'uld bilimadamları da SNM'yi aşırı yüklemek için programı yeniden yazdı.
Вы скопировали это, доставили Тресту, а там ученые-Гоа'улды переписали программу для перегрузки МНТ.
Aşırı yükledi ve sen onu durduramadın.
Оно было перегружено, а вы не смогли остановить этого.
Şu çocuğa bak! Onu yetkililere teslim etmeliyiz. Böylece asıl anne babasını bulup onları yargılayabilirler.
Нужно сдать его в полицию, чтобы разыскали родителей и отдали под суд.
Gerçekten aşık olup olmadığını... ... deplasmanda otelde Kate'in onu ne kadar zorlayabildiğinden anlarız.
И теперь остается посмотреть на что Кейт сможет подвигнуть его в отеле после матча.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu buraya getir 82
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu buraya getir 82
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onu geri ver 55
onu sevdim 104