Başka yok translate Russian
10,823 parallel translation
Çok fazla itibarım yok ama başka bir kıza kakalanmayı sevmediğimi söyleyecek kadar itibarım var.
У меня не много достоинства, но достаточно, чтобы сказать, что мне не нравится, когда мне подсовывают кого-то другого.
Sorabileceğimiz başka biri yok mu?
Мы можем спросить кого-нибудь другого?
- Clary, başka seçeneğimiz yok.
Клэри, у нас нет выбора.
Derinizi değiştirene kadar size başka yiyecek yok Bay Yılan.
а вам, месье Змей, никакой еды, пока вы не сбросите кожу.
Ameliyattan başka seçenek yok.
Выбора нет, придется оперировать.
Başka şansınız yok.
У вас нет другого выбора.
Başka birinin ölmesine gerek yok.
Никто не должен умереть.
Bir de ölüler için bir bıçağım ; başka bir şey yok.
И нож для мертвецов, больше ничего.
Onu bir hücreye tıkacağız ve Washington olsun gazeteciler olsun herkes görecek ki bu büro kadar kamu yararını savunan başka kimse yok.
Мы посадим его за решётку, и все увидят... в Вашингтоне, в чёртовой прессе... нет лучшего защитника интересов народа, чем наш офис.
Başka zaman yapma imkânımız yok mu?
А перенести на другой день никак нельзя?
Tam versiyonu şu an elimizde. Başka kimsede yok.
Полная версия есть только у нас.
Başka bir şey yapmana gerek yok.
Не нужно ничего делать.
Seni rahatsız etmek istemiyorum ama soracak başka kimsem de yok.
Слушай, не хочу тебя беспокоить, но мне больше не к кому обратиться.
Başka kimsem yok.
У меня больше никого нет.
Kızımın hayatının bundan başka bir anlamı yok muydu gözünde yani?
Жизнь моей дочери нужна была только для этого?
Başka bir şeye ihtiyacım yok.
Я хочу тебя. Мне больше ничего не нужно.
- O zaman başka seçimimiz yok.
Тогда у нас нет выбора.
- Çünkü başka seçeneğimiz yok.
– Потому что нет другого выбора.
Size yardım edecek başka biri, gidecek bir yeriniz yok.
Нет никого, кто мог бы вам помочь, некуда бежать.
Sorucak başka bir sorum yok.
Мне больше не о чем спрашивать.
Başka bir şey yok.
Больше ничего.
Burada senden, benden ve Tanrıdan başka kimse yok.
Здесь нет никого кроме тебя, меня и Бога.
Görüyorsun işinin olması için başka çare yok...
Поймите, тут так дела не делаются.
Ah Homer, bilmeni isterim ki taze çıkmış bir yumurtanın tadı başka bir şeyde yok.
Ну, Гомер, ты же знаешь, что нет ничего вкуснее свеженьких яичек.
Başka yorum yok. - Hydra mutlaka dinleyecektir.
- ГИДРА будет прослушивать.
- Yapabileceğim başka bir şey yok. İrtifa kaybediyoruz. 5 bin, 4 bin, 3 bin.
Высота 5, 4, 3 тысячи метров.
Konuşacağımız başka bir akraba yok.
О других родственниках неизвестно.
Başka seçeneğin yok.
У вас не особо есть выбор.
- Başka seçeneğim yok.
- У меня нет выбора.
O yüzden ilk olmaktan başka şansım yok.
Поэтому у меня не остаётся выбора, кроме как стать первой.
Başka kaset yok.
Кассет больше нет.
Beni seviyorsan kararımı desteklersin çünkü başka destekleyenim yok.
Если ты любишь меня, ты поддержишь меня в решении оставить ребёнка, потому что больше никто не поддержит.
Annesi hapiste ve elimizde başka akraba bilgisi yok.
Его мать в тюрьме, и у нас нет записей о других членах семьи.
Eroin, adam öldürme. Yok, aklıma başka bir şey gelmedi.
Героинщик, убил парня, вроде это всё что приходит на ум.
Yaşlı bir adamın yere yıkılmasından başka burada başka bir şeye dair kanıt yok.
Нет никаких улик, что здесь произошло что-то иное, кроме обычной смерти старика.
Pes, başka seçeneğimiz yok.
Сдаемся. Нет выбора.
Babamın adına leke sürdük ama başka seçeneğimiz yok.
Ладно, позор на имя моего отца, но у нас нет выбора.
Başka kurs yok Reese.
Нет других мест, Риз.
Kana susamaktan başka çaremiz yok!
Мы должны жаждать крови, не меньше!
Cazibenden başka hiçbir şeyin yok ama.
Одно сплошное очарование.
- Cazibenden başka hiçbir şeyin yok ama.
- Сплошное очарование.
Beslenmek için değil, intikam için değil. Bulduğu hayata son vermeğe meyilli olmasından başka herhangi bir mantıklı sebebi yok.
Не ради выживания, не ради мести, только ради самого импульса заканчивать жизнь, где её найдет.
Başka çarem yok.
Я должна.
Hastanenin morgunda yer kalmadı ve kasabada Eichen'dakinden başka uygun morg yok.
В больнице все холодильники морга забиты, и только в Эйкене есть ещё один нормально0оборудованный морг в округе.
- Başka kimse yok.
Больше никого нет.
Benim evim. Ve başka gidecek yeri yok gibi görünüyordu.
Моем доме и похоже, что ему больше некуда было идти.
- Başka? - Yok bir şey.
- Что еще?
Başka çarem yok çünkü.
У меня нет выбора.
- Gidecek başka yerim yok.
Мне больше негде быть.
Soracak başka sorum yok Sayın Yargıç.
Ваша честь, у меня больше нет вопросов.
Başka sorum yok Sayın Yargıç.
Больше нет вопросов, Ваша честь.
başka yok mu 20
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73