Bir an translate Russian
16,561 parallel translation
Ben de nihayet lisenin spor salonunda mutlu bir anım olmasına inanamıyorum.
Я не могу поверить, что у меня наконец-то будет счастливое воспоминание о школьном спортзале.
Galiba bu dünyada yürümüş en hızlı silahşor olduğumu sana hatırlatmak için çok uygun bir an.
Наверное, стоит тебе напомнить, что я был самым быстрым стрелком на земле. М : М :
İş görüşmesi sürecine bir an önce geçmemiz gerek.
Мне нужно начать собеседования.
Düşündüm de, bu işi... kabul edemeyeceğimi sana bir an önce... bildirmek istedim.
Я просто подумала, что должна сообщить тебе, что я собираюсь отказаться от этой должности.
Şu an ne yapıyoruz bak. I var biliyorum. Benim orijinalini için güçlü bir antipati,
посмотри, что ты делаешь я знаю, что что ты испытываешь сильную неприязнь к моему роду но ты хотел натравить на нас Райну поэтому зачем было ждать, чтобы освободить ее?
Yerinde olsam onun emrinden bir an önce çıkardım.
На твоем месте я бы выбирался из-под его каблука, пока есть возможность.
Bu küçük bir anı olacak.
Неплохой сувенирчик.
Ben Danny'nin yerinde olsaydım bir an önce şehirden kaçmak isterdim.
Будь я Дэнни, я бы свалил, и поскорее, нет?
Faturayı bir an önce gönder.
Пришли счёт как можно скорее.
Sır perdesinin ötesini bir an için gördük mü?
Замечаем ли мы мимолетные видения на том свете?
Sadece sinirlendim bir an.
Я-я просто... разозлилась.
Zaman içerisinde bir an oldu ve hiçbir zaman gerçekten güvenli olmadığı sonucuna vardık.
Но в тот момент мы быстро пришли к выводу, что он не так уж безопасен.
Kurban olmuş kişiler olarak regulasyonun bir an önce bilinir olmasını seviyoruz.
Жертвы же хотят, чтобы регуляция стала открытой... как можно быстрей.
Her an anında olacak bir hemşire tutarız.
Мы найдем тебе медсестру. Круглосуточную.
Bir gün zaten sadece koltuğa gömülüp film izleyebileceğiz ancak. O yüzden şu an zamana meydan okuyup hafta sonumuzu Sonsuz Şehir'de geçirelim.
Слушай, однажды просмотр фильмов на диване станет единственным, на что мы ещё способны, но прямо сейчас давай сделаем предупредительный выстрел прямо в бороду Отца Время и проведём выходные в Вечном городе.
Şu an elime bir sopa vermek istemezsin.
Ты же не хочешь вложить биту мне в руки прямо сейчас.
O kadar sarhoştum ki kafaları iyi sandım bir an.
Люк...
Yaşlı bir ırkçı olduğum için, onları gördüğüm an şirketi çağırdım sanacaklar.
Но они-то подумают, что я это сделал в ту минуту, когда их увидел, потому что я старик-расист.
Tamam ama şu an uygun bir zaman değil.
Ладно... но сейчас не лучшее время.
Bir sürü hoş anım var.
Много хороших воспоминаний.
Koltuğuna bir şey döktüğüm için konuşmuyor benimle şu an.
Сейчас он со мной не разговаривает из-за пятна на диване.
Gözlerini kapat, derin bir nefes al, bırak anılar canlansın.
Сделайте глубокий вдох, позвольте памяти всплыть.
Aynı isim 1925'de, söylentisi yayılan bir likör kaçakçılığıyla anılıyor.
Это же имя снова вспылвает в 1925 году в связи со слухом о покупке алкоголя.
Böyle haylaz bir budala olduğun için seni tam şu an vurmalıyım.
Стоит пристрелить тебя за то, что ты такой конченый урод.
Anılarını geri kazandırmalıyız ve bunun için büyülü bir hapım yok.
- Нужно вернуть ей память, но для этого у меня нет волшебной таблетки. Ж : Ж :
Belki de şu an herkesin kendi eşyalarını toplaması için iyi bir zamandır. Sana ne oldu be böyle?
Лучше, чем говорить продавцу, что я забыл свой кошелек дома, а потом плакать в туалете.
- Şu an iyi bir zaman değil Violet.
Ты делай то, что хочешь. Я встречалась с одним.
Şu an bir şey düşünemiyorum ama sana bir şey için ihtiyacımız olabilir.
Например, они занимаются сексом трезвыми.
Şu an bir önem arz etmiyor.
Уже неважно
Şu an, tek bildiğimiz, bazı dosyalar içeren bir kaç bilgisayarın çalınmış olması.
Сейчас мы только и знаем, что была украдена пара компьютеров, на которых, возможно, находились его файлы.
Şu an çok önemli bir işle meşgul.
Он сейчас занят чем-то очень важным.
Bay Dalton şu an bir iç soruşturmanın şüphelisi.
Мистер Далтон сейчас находится под внутренним расследованием.
Aslında haklı olduğun şeyleri şu an konuşmak istemiyorum. Bir sürü şey işte.
Просто во многом.
- Tamam. Şu an pek doğru bir zaman değil.
– Сейчас просто не подходящее время.
Masa başı sıkıcı bir işte olan veya şu an bağlarını güçlendiren bir başkent memuru olmayacak.
Ни на какого бюрократа или избранного госслужащего, который только и делает, что поправляет чертов галстук.
Birkaç yıl önce pisliğin biri üzerime atladı bacağımdan bir parçayı anı olarak saklamak istemiş.
Ух ты. Пару лет назад один преступник накинулся на меня и откусил кусок ноги на память.
Belki bir zamanlar en kötü sendin ama şu anı saymıyorum.
Может, когда-то ты и был злодейским злодеем из всех злодеев, не считая присутствующих.
Tehlike anında camı kırınız tarzında bir şeydi.
Что-то типа... символа "на случай аварии".
Şu an takıyor musun? Küçük bir kasabada yaşıyorsun.
Что, прямо сейчас носишь её? Ты живешь в маденьком городке.
Şu an, hayat mücadelesi veren bir iç çamaşırı mankeniyle Times Meydanında gezinen seksi İsa taklitçisi arasında karar vereceğim.
Я разрываюсь между бедствующим парнем, рекламирующим бельё, и красавчиком, изображающим Иисуса на Таймс-Сквер.
Bir hazmat ekipi uçağı temizledi şu an temiz.
Ликвидаторы последствий техногенных катастроф с опасными веществами проверили самолет, и он был чист.
Gözüm açık yatakta yatıyorum ve vücudumu bir ürperti kapladı ve o an öldüğünü biliyordum.
Я лежу, не сплю, меня пробил холодный пот, и я вдруг понял, что ты умерла.
Şu an bir salon dolusu insan ve suçsuz bir adam seni bekliyor.
Сейчас там полно людей, и тебя ждёт невиновный парень.
Şu an epey boktan bir durumdasın.
В общем, ты оказалась в довольно большой жопе.
Şu an Shanzhai'deki korsan sığınağına Wu Ming adındaki bir kaçakçıyı bulma amacıyla gidiyoruz.
Сейчас мы наступаем на пиратский притон Шанзая, где хотим найти контрабандиста, которого зовут Ву Мин.
Bu çok çok tehlikeli bir mayın tarlası şu an yürüdüğümüz ve karar veren uluslar aksi yönde aksiyon alanlar
Это очень очень опасное минное поле, по которому мы ходим, и страны, которые решаются на такие секретные операции,
İlk analiz etmeye başladığımızda o'Ah, kahretsin'anı oldu, hani. Orada oturduk ve bu önemli bir şey dedik.
Когда мы только начали анализ, был момент "вот, дерьмо", когда мы просто сидели и говорили - ага это что-то важное.
Bu bizim şu an cevap verebileceğimiz bir şey değil.
И мы... Это то, на что мы не можем ответить на текущий момент.
Bildiğim şu ki eğer çıkıp bir şey yapıyorsak, dünyanın büyük çoğunluğu şu an bu yeni standart diye düşünüyor ve onlar şu an yapmanın yasal bir şey olduğunu da düşünüyorlar.
Но я знаю следующее. Если мы идём и делаем что-то, большая часть мира теперь считает, что это новый стандарт, и они вправе делать также.
Bu iyi bir kural değil, fakat şu an sahip olduğumuz bu.
Это хреновая правило, но оно сейчас такое.
her kim bunu başlattıysa ve İran'daki santrifüjlerin sayısı sebebiyle o ufak azalmayı gördüklerinden kendileri ile çok gurur duyuyorlarsa, şu an geriye bakmalılar ve büyük bir hata olduğunu kabul etmeliler.
И тот кто заварил эту кашу и был горд собой, увидев небольшой провал в количестве иранских центрифуг, должен взглянуть сейчас назад и признать, что это была большая ошибка.
bir anda 56
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir an için 64
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir an için 64
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir anlığına 20
angela 430
angel 413
anladım 3457
anladim 18
andre 197
andré 63
antonio 300
andrés 28
andres 17
angela 430
angel 413
anladım 3457
anladim 18
andre 197
andré 63
antonio 300
andrés 28
andres 17