Bir an için translate Russian
2,455 parallel translation
Bir an için de olsa yapabileceğini düşünmekle hata ettim.
Я ошиблась, на секунду поверив, что ты понял.
Bir an için düşündüm.
Я-я думала об этом...
Böyle bir an için aylar önce almıştım.
Приобрела давным-давно как раз для такого случая.
Üzgünüm bir an için Martin Creaser dediğini sandım.
Прости, мне показалось, ты сказал Мартин Крисер.
Kısacık bir an için bu davayı kazanabilirim gibi geldi.
На заметку, светлая сторона в том, что мне казалось, будто я смогу выиграть это дело.
Bir an için, onu döveceğini sandım.
На минуточку мне показалось, что вы её выпорете.
Bir an için kazanamayacağımı düşündüm.
В какой-то момент..... я подумал, что проиграю.
Bir an için sendeki iletişim eksikliğini bir yana bırakalım.
Хорошо, давай просто отложим в сторону на секундочку твою нехватку социальных навыков.
Bir an için tam olarak karısının söylediği gibi bir adam olduğunu düşün.
Представьте на минутку что, он был именно таким, каким его описала его жена.
Bir an için haklı olduğunu düşünelim.
Представим на минуту, что это так.
Bir an için Joyce'un haklı olabileceğini hiç düşündün mü?
И ты не допускала мысль, что возможно Джойс права?
Bir an için Joyce'un haklı olabileceğini hiç düşündün mü?
А ты не допускала мысль, что Джойс права?
O zaman şu an bunun için uygun bir zaman değil mi?
И когда будет более подходящее время, чем сейчас?
Andy, senin için mükemmel olacağını düşündüğüm bir iş biliyorum şu an.
Энди, есть работа, которая я думаю, идеально подходит для тебя.
Nasıl bir hasta beyin Todd Carty için anıt yapar?
Что за безумец может поклоняться актеру Тодду Карти?
İnsanlar caninin çatısı altında toplanmaz. Muhafız Birliği Komutanına iyiliğim için iftira attığınızı mı söylüyorsunuz şu an? Üstelik böyle bir leke mi sürdünüz?
С таким чудовищем вам людей не собрать. заставив пройти через такой позор?
Bu da insanlığın son anını ön koltuktan izlemesi için çok iyi bir fırsat.
О чём ты? Она будет постоянно звонить или заходить в поисках ответов, а это хороший шанс чтобы она сидела в первых рядах в момент итогового унижения.
Axl için harika bir andı ve Sue için daha büyük bir an.
Это был запоминающийся момент для Акселя, но еще более запоминающимся он был для Сью. Да!
Emri verdiğim an kadını öldürecek yakınlıkta adamlarım var. O yüzden silahı kaldırın ve bir şeyler için.
И всегда кто-то рядом, кто может за секунду убить ее, так что убери пистолет и выпей.
Onları konuşmak için uygun bir an bekliyordum.
- Думаю, да. - Я ждал удобного момента, чтобы обсудить их.
O zaman şu anın Downton'ın kaderini belirlemek için uygun bir zaman olduğunu sanmıyorum Bay Murray. Kardeşimin bedeni evden daha yeni çıkarıIdı,... babam ise kimseyle görüşebilecek durumda değil.
Тогда не думаю, что это самый подходящий момент для решения судьбы Даунтона, мистер Мюррей, когда тело моей сестры только что увезли из дома, и мой отец неспособен кого-то видеть или с кем-то разговаривать.
Ve şu an üzerinde bulunduğumuz zemin yaşamak için daha iyi bir yer olacak.
И земля, на которой мы все стоим, снова станет отличным местом для проживания.
Şu tekeri bir an önce değiştirmek için.
Чтобы закончить ремонт.
su an icin bu adamlarin neden veya kim tarafindan öldürüldükleri hakkinda kesin bir sey bilmiyoruz.
Так вот, на теперешний момент, мы не можем четко сказать, почему этих парней убили и кто их убил.
Pastacım, Cain'in ölümü için lezzetli bir anıt hazırladı.
В честь кончины Кейна мой пекарь приготовил съедобный памятник.
Şu an için bir seçim şansımız yok.
Ну, сейчас у нас нет выбора.
O şeytandan kurtulmak için bu kahrolası Gözcüleri yenme planını bir an evvel tamamlamam gerek.
Я должен вспомнить этот чертов план победы над Наблюдателями, и я должен сделать это быстро, чтобы изгнать из себя этого демона.
Bu benim için travmatik bir an.
Это меня травмирует.
Bir atletin görevi ilerleyebileceğine inanmaktır ama taraftar olarak bizim işimiz, "Anılar için teşekkürler bizi şu an üzüyorsunuz" demek.
Это дело спортсмена - верить, что он может продолжать, но наше дело как фанатов сказать : " Спасибо за воспоминания.
- Şu an sormak için iyi bir soru değil, Lavon.
- Это нечестно спрашивать меня об этом сейчас, Левон.
Son bir iş için şu an bankaya gidiyor.
То есть он сейчас мчится обратно к банку чтобы свести счеты.
Sargıların açılıp kanama kontrolü yapılması için bir ameliyat daha olması gerek ama şu an hayatta ameliyattan sağ çıkamaz.
Ей нужна еще операция, чтобы удалить перевязочный материал и проверить, есть ли еще кровотечения, но сейчас она не переживет это.
İlerisi için bir anı edinmeliyim.
Это будет на память.
Sence şu an birini ispiyonlamak için iyi bir zaman mı?
- Чёрт возьми, Шмидт! Ты серьезно думаешь, что сейчас самое время стучать на кого-то?
Seni seviyorum Lyndsey. Yeterli parayı biriktirdiğim an da güzel bir nişan yüzüğü için harekete geçeceğim.
И как только скоплю денег, я возьму в кредит кольцо.
Seni bir an önce görmek için hemen geldim.
хотела поскорее тебя увидеть.
Bu senin için çok özel bir an, değil mi?
Большое событие для тебя, да?
Bir adam için yapılan en büyük anıt mezarın inşası başladı.
Началась постройка величайшего мавзолея, когда-либо известного человеку.
Anıt mezarına kavuşmaya can atmıyordu ve bu yüzden ölümden kurtulmak için bir sürü ilaç kullandı.
Он не особенно стремился в мавзолей, поэтому глотал пилюли в надежде обмануть смерть.
Şu anda ne düşündüğümü bilmiyorum ayrıca şu an bunu tartışmak için iyi bir zaman değil.
Не знаю, что я думаю сейчас но сейчас не самое подходящее время говорить об этом.
Ve şuursuz bir anımda yazdığım o sözler için de.
даже не заметила. Мне очень неловко.
Bu benim için çok özel bir an.
Это очень особенный момент для меня.
Bağırış çağırış duymak istemediğim için çekip gideceğim çünkü çok kırılgan bir anımdayım.
Не очень хочется, чтобы на меня кричали, так что вот что я сделаю : встану и оставлю вас, потому что сейчас я чувствую себя очень слабой ( ым ).
- Çok müteşekkirim, ama ben bunca yolu küçük... kızımla birlikte olmak için teptim... ve O'nu bir an bile gözümün önünden ayırmayacağım.
I so appreciate it, but I have come all this way to be with my baby girl, and I'm not going to let her out of my sight.
Bu kadar gösterişsiz bir anıtın tiranların için yükseldiğini hayal edebilir misiniz?
Вы можете представить себе что-нибудь менее похожее на помпезные монументы тиранов?
O gece orada dururken, bir an onu gördüğüm için mutlu oldum.
Когда он стоял там той ночью, в какое-то мгновение я была рада его видеть.
Johnny Tightlips. Seni şu an öldürmemem için bana hemen bir sebep bul.
Джонии Тигхтлипз дай мне хоть одну причину почему мне не следует убивать тебя сейчас
Mola. Eğer yalan söylemek için bir zaman dilimi arıyorsanız, işte şu an doğru zaman.
Если бы это было подходящее время и место для лжи, прямо здесь и сейчас.
Seni bulmak için bir an bile olsa mola vermedim.
Я так торопился не ради того, чтобы повидаться с тобой.
Sen benim için sadece bir anısın.
Ты всего лишь часть моих воспоминаний.
Şu an benim için çok önemli bir an.
Оставь меня одну.
bir anda 56
bir an 49
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir an 49
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir anlığına 20
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
bir ay sonra 33
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
bir ay sonra 33
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir araba 43
bir ailem var 30
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir akşam 28
bir arkadaşım vardı 16
bir arkadaşım 117
bir adın var mı 27
bir arkadaş 104
bir ailem var 30
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir akşam 28
bir arkadaşım vardı 16
bir arkadaşım 117
bir adın var mı 27
bir arkadaş 104