English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Bu kadarı çok fazla

Bu kadarı çok fazla translate Russian

165 parallel translation
Bu kadarı çok fazla.
Да нет, правда. Это уж чересчур!
Bu kadarı çok fazla, Kramer.
Это слишком, Крамер.
Ama bu kadarı çok fazla.
Но это слишком.
Bu kadarı çok fazla.
Всё это просто какое-то безумие!
Dinle, bu kadarı çok fazla!
Слушайте, ну, это уже слишком!
Beş çocuk yetmiyormuş gibi bir de kocanla altı ediyor. Bu kadarı çok fazla.
С 5ью детишками я еще справляюсь, но с твоим мужем это 6 и это уж слишком.
Eğer bu kadar mutlu olmasaydım, size çok fazla kızgın olurdum.
- Не будь я так счастлива,..
Şimdi hata yaptığımı biliyorum, hayatımı değiştirmek istiyorum ama bu kadarı da artık çok fazla.
Я хотела бы изменить свою жизнь, но это не так просто.
Bana gelince, elimden geldiği kadar birilerini aldatıp bu belirsiz savaşta size yardımcı olacağım. Ancak çok fazla senden yanaymış gibi davranamam, çünkü farkına varılırsa, kardeşin George'u babasının gözü önünde katlederler.
Как только я смогу, я время обману и помогу тебе в сраженьи, но стать теперь в твоих рядах не смею - иначе брата твоего Георга казнят тотчас же на глазах отца.
Bu kadar çok şey söz konusu iken bu süre fazla.
Уверен, что это не большой срок, когда столько поставлено на карту.
Ancak o günden bu güne o kadar fazla şey oldu ki çok uzun zaman geçmiş gibi.
И все же с тех пор произошло столько всего, что кажется, прошла целая вечность.
Bologna ya da Milan'a gittiyse bu kadarı da çok fazla!
Где он бывал? Это было уже слишком, когда он оказывался в Болонье или Милане!
Dokunulamayacak kadar saf bir güzellik. bu dünyaya çok fazla.
Для мира безобразия и зла.
Ne kadar bu "çok fazla" dediğiniz? İki günlük bir periyotta altı milyon dolar geldi.
За период в 1-2 дня, к нам поступило 6 миллионов долларов.
Ama bu kadarı çok fazla!
Ну, знаете ли...
Eğer bu kadar kıskanç olmasaydın, senden çok daha fazla hoşlanırdım.
Я бы тебя больше любила, если б ты не был так ревнив.
Çok fazla soruyorsun Bu kadarıda fazla, Argyle?
Вы всегда спрашиваете так много вопросов, Аргиль?
Bu kadarı çok fazla.
Это слишком.
İki gün öncesine kadar hiç görüşmediği düşünülürse bu kişilerle çok fazla konuşmuş.
Она говорила со всеми этими людьми, хотя, похоже, она не знала об их существовании всего два дня назад.
- Bu kadar gerilim çok fazla!
Это невероятное и невиданное зрелище!
Galeri açılırsa bilirsin, normalden çok daha fazla meşgul olacağım yani asıl konumuz bu değil ama... yani demek istediğim galeri oturana kadar.
Я понимаю что какое-то время буду более занята, чем обычно... и я знаю что это больной вопрос, но, знаешь, так будет только пока все не запуститься.
Bu kadarı da çok fazla.
Это выше моих сил.
biz cok fazla birsey yemedik. neden bu kadar pahali?
щРН ОПНЯРН БКНФЕМХЕ ЙЮОХРЮКЮ. бКНФЕМХЕ.
Ne diyebilirim ki? Ne olursa olsun bu kız bana çok fazla! Dünyalar kadar güzel bir kız!
В любом случае, сам видишь, эта девушка слишком хороша для меня.
Bu kadarı da çok fazla!
Это уж черезчур!
Bence kimse benim ödediğim kadar... fazla para ödememiştir... çok pasif olduğumu düşünmesini değiştirebilecek... miktar söz konuşu bile değil... ve bu... bence... bu konuda benim hakkımdaki düşüncesi... film satılmadan önce oluştu.
Карл Брайт. 42 года. Журналист, сценарист. Боится, что жена считает его нудным Приглашён Гасом через помощника.
Bu kadarı uyumak için çok fazla.
Хватит спать.
Çünkü bu kadar fazla hazine için çok az fiyat öneriyorsun.
Потому что цена, которую ты просишь, более чем резонна для такого сокровища
Bu kadar çok çalışma. Sonra fazla zeki olmaktan delirirsin, yumurta gibi kel bir kafan olur ve dünyayı ele geçirmeye çalışırsın.
Не занимайся так много, а то станешь гением, потом сойдешь с ума, потом облысеешь и попытаешься захватить мир.
Bu kadarı benim için çok fazla.
Это уже слишком.
Bu kadar minik bir rozet için çok fazla sözcük var.
Я надеюсь, вы обе наденете их завтра на игру.
Çok fazla dağınık değil ama bu kadarı da olmamalıydı.
Не слишком роскошно, но вы не ошибетесь, если возьмете морковку. [на самом деле крудитЭ [ Crudit? s ]]
-... onun çok fazla deneyimi mi olmuş? - Bu kadar yeter.
Прости за случившееся.
Ama genelde sizin kadar iyi gözlemci birinin oyun hakkında fazla bir şey hatırlamaması çok garipti. Bu da aklınızın başka bir yerde olduğunu gösteriyordu.
Но для человека, который обычно так наблюдателен, вы до странности мало помнили об игре.
Ama, sonra biliyorum ki ne kadar çok böyle hareket edersem, bu kişi beni o kadar fazla mahfedebiliyor.
Но я понимаю, что чем необдуманнее буду себя вести, тем проще ей будет меня достать.
Bunlar satın aldığım her şey! Seyahat ederken oldukça fazla para harcadığım birçok şey oldu, ve bunu farkedince, bir de baktım ki bu kadar çok şey satın almışım.
Это все я купил! поэтому я и набрал так много.
Çok fazla var, aşırı fazla. Bu kadar çok vampir olaylarının olmaması gerekiyor. Ve onlar sadece üçüncü ya da dördüncü sınıf kimseler...
Много, слишком много вампирических преступлений.
Benimle bu kadar gurur duyduğun ve kampanyaya verdiğin destek çok fazla, değil mi, baba?
- Да, столько отцовской гордости и поддержки в этой кампании, папа
- Babam da bu kadar güzel pasta yapabilseydi pazar günleri çok daha fazla insan kahve içmeye gelirdi.
Если бы мой папа так мог, гораздо больше людей приходило бы к нам по субботам выпить кофе.
Ne yaparsak yapalım hayatımızı ne kadar temiz yaşarsak yaşayalım bu işi atlatamayacağız ; çünkü burada çok fazla düşman biz çok kişiyi tehdit ettik.
Мы можем быть сущими ангелами, но это... не имеет значения. Все равно будут поливать грязью у нас слишком много врагов.
İlaç sektörüne çok fazla yükleniliyor, ve evet ilaçlar çok pahalı, ama bu kadar pahalı olmalarının sebebi etkili oldukları kanıtlanana kadar yaklaşık 20 yıllık bir deneysel süreçten geçiriliyor olmaları.
Фармацевтическая индустрия получает много пинков. Да, лекарства очень дорогие, но причина того, что они дорогие в том, что может потребоваться 20 лет успехов и неудач, чтобы получить эффективный продукт.
Bence bu kadar haddinden fazla miktarda parayı kaybetmek söyleyeceğim her şeyden çok daha büyük bir ders olmuştur sana.
Я не стану читать тебе лекции. Мне кажется, потеря такой суммы - сама по себе хороший урок. Гораздо больше, чем всё, что смогу сказать тебе я.
Bir iş olasılığı için bu kadarı da fazla gibi duruyor. Ve size çok iyi bir maaş da ödemiyoruz.
Ведь это значительное отклонение от обычного предложения работы, и мы не так много будем платить.
Çok fazla bir şey bilmiyorum ama tek bildiğim şey içinde bulunduğun çimento yavaşça vücudundan su emiyor bu yüzden mümkün olduğu kadar çok suyu tutman gerekiyor o yüzden ağlamak yok.
Я пока знаю немногое, но уверена в том, что цемент вокруг тебя, постепенно поглощает воду из твоего тела, и тебе понадобится вся вода, так что никаких слез.
Çok fazla, bu kadar içki çok fazla, bir seferde içmek için tabi.
И в то же время...
Gerçekten, bunu duymanin bana bu kadar zor gelmesinin sebebi senin kendini sevmen için birçok sebebin oldugunu biliyorum. Çok fazla sey... Gurur duyman gereken ama sen onlari görmezden gelmeyi tercih ediyorsun.
Серьезно, я думаю что причина по которой мне тяжело это слышать в том, что я знаю что у вас есть масса причин, чтобы... любить себя... столько причин, чтобы... гордиться собой, и все же вы предпочитаете игнорировать их.
Bu kadar bilgi benim için çok fazla.
Я ведь все слышу, ачжумма.
Çok fazla aptalda bu kadar ihtiras yoktur.
Такое устремление не у каждого идиота встретишь.
Eğer yokuş aşağı bu kadar gaza basmasan çok fazla benzin yakmayacağını biliyorsun değil mi
Знаешь, а если снимать ногу с педали газа, когда едешь под гору, можно сэкономить бензин.
Mercanların büyümek için karbondiokside ihtiyacı vardır. Ama atmosferimize ondan o kadar çok fazla bırakıyoruz ki bu küresel sıcaklıkların yükselmesine sebep oluyor.
Углекислый газ необходим кораллам для роста но мы выбрасываем его в атмосферу так много что он служит причиной глобального потепления.
Nişan yemeği için çağrıldığımda çok fazla arkadaşın olmadığını anlamıştım ama bu kadar uzun boylu olacağını hiç beklemezdim.
Когда ты пригласил меня на вечер, я подозревал, что у тебя почти нет друзей. Но я не знал, что все так плохо.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]