Düşünmek translate Russian
4,220 parallel translation
Mahkeme senin götünü düşünmek için 10 dakika ara veriyor
Суду нужно 10 минут, чтобы подумать о вашей заднице.
Henüz uyanmayacak. Bu da sana teklifimi düşünmek için biraz zaman kazandırır.
Он не проснется, не сейчас, что дает нам последний шанс обсудить мое предложение.
önünde gördüğün bu aletleri derinden düşünmek.
О тех инструментах, что я тебе показал.
- Böyle düşünmek için biraz geç kaldın.
Мне кажется немного поздновато для такой мысли.
Alison kaçırılmış. Gözleri bağlanmış. Başka neler yaşadı düşünmek bile istemiyorum.
Элисон похитили и держали связанной, и я даже не хочу думать об остальном.
Anne babanın böyle bir şey yapabilmiş olacağını düşünmek.
Думать, что твои родители на такое способны.
Bunu bir düşünmek lazım.
Есть над чем поразмыслить.
Şu ana kadar, yapmak istediği her şeyi yaptı. Bu durumda bir çıkış stratejisi olmadığını düşünmek hata olur.
Должен сказать, похоже, что он сделал всё, что запланировал, поэтому я боюсь, что он не знает, как выйти из ситуации.
Gitmeden önce teklifimi yeniden düşünmek istemediğine emin misin?
Итак, пока ты не ушел, уверен, что не хочешь подумать о моем предложении?
Henry, ne yaptın... hapisteyken... düşünmek için çok zamanım oldu benim için ne gerçekten önemli.
Генри, что ты... Пока я там был... это дало мне много времени на размышления о том, что действительно важно для меня.
Özür dilerim Daha iyisini düşünmek için yeterince zamanım yoktu.
Прости, что у меня не было времени придумать план получше.
Avukatın olarak, senin iyiliğini düşünmek benim işim.
Моя работа, как твоего адвоката, быть на страже твоих интересов.
Seni azdırıyordu, sadece Lila'yı düşünmek bile mastürbasyon yapıyordun, o fotoğrafları çekiyordun.
Это возбуждало тебя - представлять Лайлу... как она прикасается к себе на этих фотографиях.
Ona ne yaptıklarını düşünmek istemememiştim
Я не хочу думать о том, что они с ней сделали.
- Şu an onu düşünmek bile...
- Стоит мне представить его, и я уже...
Aramama neden geri dönmedin bilmiyorum sesli mesajından bıktım, yani belki de telefonuna cevap vermeyi düşünmek istemelisin ve merhaba demelisin?
Не знаю, почему ты не перезваниваешь, и я задолбался натыкаться твою голосовую почту, так может все таки возьмешь трубку и скажешь "привет"?
Hepsinin böyle başladığını düşünmek istersin.
Все они приходят в мир такими.
Bunu düşünmek için biraz geç değil mi?
Поздновато для сомнений, верно?
Onu düşünmek istemiyorum.
Я не хочу, чтобы думать об этом.
Geçmişi düşünmek istemiyorum gelecek için endişelenmek de...
Я не хочу думать о прошлом, Я не хочу беспокоиться о будущем.
Tabii ki, bunu düşünmek isteyebilirsin...
Конечно, если тебе надо подумать...
Genelde, başka insanlar düşünmek zorunda kalmasın diye.
В основном. Так что остальным не приходится.
Ne olursa olsun bu değişmeyecek. Sadece düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.
И что бы ни случилось, это не изменится.
Sağlıklı düşünmek?
Неразумно?
Sidney gibi adamlar o gün bir şeyler kazandığımızı düşünmek ister.
Такие люди, как Сидни... Им нравится думать, что в тот день они что-то выиграли. Я же.
Seni düşünmek bile beni ateşlendiriyor.
"Я вся горю, когда думаю о тебе".
Düşünmek için bir saate ihtiyacım var.
Мне нужен час на размышление.
Böyle düşünmek güzel olurdu.
Хотелось бы в это верить.
Yeniden asla olmaz ve bunu düşünmek vajina nakli istememe neden oluyor.
Этого никогда не повторится, и стоит мне подумать об этом, как я хочу пересадить влагалище.
Düşünmek için yarım günden fazlasına ihtiyacım var.
Мне нужно больше, чем полдня, чтобы подумать об этом.
Kendimi düşünmek istemiyorum.
Я не хочу думать о себе.
Oğlunu öldürdüğünü düşünmek istemiyorsun çünkü bu demek oluyor ki sen ona orada olmayarak babalık görevini yapmadın.
Вы не хотите думать, что она могла навредить вашему сыну. Это бы означало, что вы не защитили его, как отец.
İnsanlığıyla bağlantısını kaybedeceğini düşünmek bana acı veriyor.
Мне больно думать, что она потеряла связь со своей человечностью.
Şimdi, görevimizin gerçekten ne olduğunu söylersen, o zaman görevi düşünmek gerekir.
Если все дело в этой миссии, как вы утверждаете, мы должны думать о миссии.
Seninki kadar ayrıntılı düşünmek istemiyorum gerçekten.
Я не хочу думать о деталях произошедшего так часто, как ты думаешь. - Мы были там.
Ben de bir anlamı olduğunu düşünmek istiyorum.
Мне тоже кажется, что во всем этом есть смысл.
Bu nedenle yeni bir şeyin peşinden gitmeyi düşünmek beni hep korkuttu.
Поэтому мысль о чем-то новом испугала меня.
Sonra da yüzlerce saat acaba diye düşünmek.
Затем столько же на сомнения, правильно ли поступил.
Şu anda bunlar hakkında konuşamam ve düşünmek için biraz zaman verirseniz sevinirim.
Я не могу больше говорить об этом сейчас и я буду благодарен за время всё обдумать.
Muhtemelen böyle bir anda çiçeklerin seni neşelendireceğini düşünmek saçma ama şansımı deneyeceğim.
Наверное глупо думать, что в этот меня тебя можно подбодрить цветами, но я подумал, попытка не пытка.
Belki de bunu yapmadan önce, gerçek ipuçlarının peşinden gitmek yerine para düşkünü ve fırsatçı kişilerin, Richard Castle piyangosunu tutturmak için ortaya atacağı binlerce sahte ipucunun peşinden koşacağımızı düşünmek gerekirdi.
Видимо, потому, что в курсе : на это клюнут психи и авантюристы, и вместо того, чтобы проверять настоящие зацепки, мы будем гоняться за тысячами слабоумных информаторов, играющих в лотерею Ричарда Касла.
Alarm durumuna geçmeden önce kaza ihtimalini de düşünmek lazım.
Эй, прежде, чем мы придем в боевую готовность, есть неплохой шанс, что это несчастный случай.
Böyle düşünmek.
Это точно.
- Bunu düşünmek sana düşmez. Sara benim bu hayattaki her şeyimdi yani her şeyini düşünmek bana düşer.
Это не твоё дело. и потому каждой своей частичкой это дело - моё дело.
Merakımın, onu tehlikeye atmasına izin verdiğimi düşünmek istemem.
Мне было бы невыносимо думать, что я могу позволить моему любопытству встать у нее на пути.
Onu o şekilde düşünmek istemiyorum.
Я не хочу думать о нем как, что.
Ama polis olan Nathan gibi düşünmek bana pek doğal gelmiyor.
Скажем так, думать как полицейский Нейтан не совсем характерно для меня.
Çete onları bizden önce bulursa neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum.
Не хочу думать о том, что случится, если бандиты найдут детей раньше нас.
Bunu düşünmek için biraz zamana ihtiyacımız var.
Нам нужно время всё обдумать. Хорошо, Ник.
Keşke düşünmek yerine görebilseydim.
Хотел бы я видеть его воочию, а не предполагать.
Bir kâhyanın hizmet ettiği aileyle ilgili ne bildiğini düşünmek korkutucu bir fikir.
Довольно пугающе, учитывая, что дворецкий знает о семье, в которой служит.
düşünmek mi 21
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmedim 36
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35