Görüyorsunuz translate Russian
1,285 parallel translation
Bunun içinde ne görüyorsunuz, Madam?
Что вам видно, мадам? Вон там.
Organiklerin nasıl düşündüğünü görüyorsunuz?
Видите, как думают органические?
- Kendinizi bu toplumun bir üyesi olarak görüyorsunuz.
Вы называете себя членом этого сообщества?
Görüyorsunuz ki yaşım hakkında yalan söyledim.
Понимаете, я лгал о своем возрасте.
Burada ilkel robotların çalıştığı araba üretim hattını görüyorsunuz.
Здесь мы видим сборочный конвейер где машины собирали примитивные роботы.
Görüyorsunuz, bu şeritlerden aşağı indikçe, Edora'nın geçmişine doğru yolculuğa çıkıyoruz.
Понимаешь, чем ниже эти пласты, тем больше мы узнаём о прошлом Эдоры.
Görüyorsunuz, Albay O'Neill, gerçek şu ki, ben sadece dış uzayla ilgilenmiyorum...
Понимаете, полковник O'Нилл, правда в том, что меня не просто интересует космос...
- Şimdi, görüyorsunuz, burada bir problemimiz var.
- Понимаете, в это и проблема.
Şimdi kendinizde görüyorsunuz, biz ırkdaşız.
Теперь вы можете убедиться, что мы родственники.
Ve hepiniz tam olarak aynı zamanda tam olarak aynı şeyi görüyorsunuz, öyle mi?
И вы видите одно и тоже, в одно и тоже время?
- Ne görüyorsunuz?
- И что Вы видите?
Çarmıha gerilişin bilinen ilk tasvirini görüyorsunuz.
Это - самое ранее из дошедших до нас изображений распятия Христа.
Ne yaptığımı görüyorsunuz.
Вы заметили, что я делаю?
Arkamda, olay mahalini görüyorsunuz küçük bir kızın cesedinin henüz bulunduğu yeri.
Мы находимся на месте убийства... Здесь было найдено тело маленькой девочки.
Burada kurtçuklardan küçük balıklara geçen Kwan Lee'yi görüyorsunuz.
Видите, Кван-Ли меняет червяка на мелкую рыбешку.
Siz, yakın geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?
Каким вы представляете себе ваше ближайшее будущее?
Görüyorsunuz Erika, kabul ediyorum.
Увы, я это признаю.
Evet profösör görüyorsunuz Her şeyi güzelce hazırladım sağlık malzemeleri ve kan stoğu bile yaptım
Как видите, профессор, я приготовил всё, включая медпрепараты и донорскую кровь.
Biliyorum onu entel olarak görüyorsunuz. Ama benimde buna ihtiyacım var zaten.
Я знаю, ты считаешь его придурком,... но меня это тоже устраивало.
Günün bolluğunda gökyüzünü.. gece kadar karanlık görüyorsunuz..
Вы видели небеса черные как ночью... среди белого дня.
Ve şehirlerinizde köylerinizde... sevdiklerinizin vebanın pençesinde... can verdiklerini görüyorsunuz.
И вы видите... как умираю ваши любимые от чумы... могилы в ваших городах и деревнях.
Görüyorsunuz ya... ben deliyim.
Видите ли... Я действительно сумасшедший.
Görüyorsunuz insan tek başına seyahat edince yol bitmek bilmiyor... Evet... Evet, altı saat olmuş, doğru.
Да, дорога кажется долгой, когда идешь один в течение да да, точно, шести часов шести часов без передышки и ни одной живой души вокруг.
Dağıttığım evraklarda, en iş dostu yatırıma en yakın ortam sağlayan ülkeleri en yakından en uzağa sıralanmış şekilde görüyorsunuz.
Вот документы, где можно видеть классификацию стран, способных создать благоприятные условия для деловой активности.
ve bu beni bir etik ikilemine soktu, görüyorsunuz. 80'lerin başında güzel bir bilgisayar sahibi olmak demek tapulu bir OS almak zorunda olacağım demektir.
Потому что при получении новейшего компьютера, который только был в начале 80-х вам было не обойтись без коммерческой операционной системы.
Yani görüyorsunuz GNU daki G harfi GNU yapıyor.
Вы видите что G в GNU означает GNU.
Onu yeni ışık projektörü üzerinde çalışırken görüyorsunuz.
Он работает над своим новым проектором.
Beş bronşiyal lob görüyorsunuz.
Ну, пологаю да, но это было не случайно.
Görüyorsunuz, benimle nasıl konuşuyor?
- Видишь, как он со мной разговаривает?
Size her yerde küçük yeşil adamlar var diyorum. Beni o kadar çok seviyorsunuz ki sizde görüyorsunuz.
Я говорю, что вижу повсюду маленьких зеленых человечков а вы настолько влюблены в меня, что тоже начитаете их видеть.
Görüyorsunuz ya, umudumuzu hiç yitirmedik.
Теперь вы видите, капитан.
Onları tanıdıkça kötü olmadıklarını görüyorsunuz.
Они не такие плохие, если узнать их получше.
DHD'yi bir pazarlık nesnesi olarak görüyorsunuz, ama herşeyin bir fiyatı vardır ve kimse tam olarak neyin sizi satın almaya yeteceğini söylemedi.
Я понимаю, вы считаете, что наборное устройство даёт вам преимущество, но всё имеет цену и никто на самом деле не говорил, что мы выкупим его у вас насовсем, прямо сейчас.
Görüyorsunuz Albay.
Видите, полковник?
Kendini Teal'c'in arkadaşı olarak mı görüyorsunuz?
Ты считаешь себя другом Тилка?
EST ise bir adım daha ileri gitti. İnsanlar fark etmeye başladı ki, buradaki sadece anlamsızlık ve boşluk değil,... anlamsızlık ve boşluğun kendisi anlamsız ve boş bir şeydi. Böyle bakınca, büyük bir özgürlük olduğunu görüyorsunuz.
EST пошёл на шаг дальше, в нём люди начинали осознавать что это не только бессмысленность и пустота, а это пустота и бессмысленность, пустота и бессмысленность, и что в этом есть огромная свобода.
Görüyorsunuz baylar her at ehlileştirillir.
Вот видите, джентльмены, любую лошадь можно сломить.
Görüyorsunuz işte Bayan Staro, biraz zaman alsa da ben her zaman istediğimi alırım!
Видите, мисс Старелл, иногда не сразу, но я всегда получаю то, чего хочу.
Yoldaş Teğmen, yolun durumunu görüyorsunuz!
Товарищ лейтенант, сами видите, какие дороги!
- Bu paranın neler yapabileceğini görüyorsunuz.
- А от менингита?
İstasyon iki, ne görüyorsunuz?
Второй пост, что видите?
Um, onu siz de görüyorsunuz değil mi?
Э, вы же тоже ее видите, правильно?
Şehrin bu kısmında hizmet verince, hemen her şeyi görüyorsunuz.
- Знаете, за время службы в этом районе я всякого насмотрелся.
Özel kuvveti görüyorsunuz.
Вы видите там тактическую группу.
sebep ne olursa olsun lütfen dışarı çıkma keşiş kardeşler bu yokedici gücü hepiniz görüyorsunuz
Чтобы не случилось Братья монахи Теперь вы все видели нашу силу
Kayalığın kenarına kadar giderseniz Ben'in garajının etrafını görüyorsunuz. Vadiye bakan taraftan da sizin eviniz görülüyor.
Если подняться к обрыву, то за гаражом Бена можно увидеть, как выглядит ваш дом со стороны ущелья.
Burada iki tarafın da eşit şekilde temsil edildiğini görüyorsunuz.
Может, получится снять протестующих.
Firar oranında, moralde görülüyor askere almadaki zorlukta, nüfus kontrolündeki kayıpta görüyorsunuz.
Это видно по уровню дезертирства, это видно по моральному настрою... You see it in the desertion rate, you see it in the morale это видно по трудностям с набором призывников... ... you see it in the difficulty to recruit people это видно в постепенной потере доверия к нам, со стороны общественности.
Durumu görüyorsunuz.
Как будто мне нужна физкультура...
Ne görüyorsunuz?
Что вы видите?
Burada ne görüyorsunuz?
Что вы видите здесь?
görüyorsunuz ya 100
görüyorsunuz ki 17
görüyorum 679
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyoruz 16
görüyormusun 34
görüyorsun işte 24
görüyorsunuz ki 17
görüyorum 679
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyoruz 16
görüyormusun 34
görüyorsun işte 24