English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Kl

Kl translate Russian

49,767 parallel translation
Tanıklık etmekten zevk almanıza sevindim ama lütfen soruya yanıt verin.
Я очень рад, что вы наслаждаетесь дачей показаний, но, прошу вас, просто ответьте на вопрос.
Bu hiç mantıklı değil.
В этом же нет никакого смысла.
Bu yüzden Coolidge'in yargılanması için tanıklık etmesi gerekiyor.
Мне нужно, чтобы он дал показания, чтобы задержать Кулиджа до суда.
Barry tanıklık edebilecek durumda değil.
Барри сейчас не в состоянии давать показания в суде.
Joe, Barry tanıklık etmezse Coolidge yırtar.
Джо, если Барри не даст показания, Кулидж выйдет на свободу.
- Tanıklık etmeye hazır mısın?
- Ты готов к даче показаний?
Evet ama o yakışıklı suratının ardında Barry'nin yaptığı her şeyi hatırlıyorsun.
Да, но... за этим милым лицом все еще хранятся все воспоминания Барри.
Ayrıca Montgomery 3000 tamamen bombaya dayanıklı olmasının yanında sadece üç ayrı kişinin, üç ayrı giriş şifresiyle açılabilir.
Кроме того, чтобы защитить ее от взлома, Монтгомери 3000 можно открыть только благодаря системе распознавания голоса трех разных кодов от троих разных людей, и если этого недостаточно, то эта штуковина стоит 10 миллионов долларов.
- Hayal kırıklığına. Beni asla hayal kırıklığına uğratamazsın.
Ты не можешь меня подвести.
Ölçümler mantıklı.
- Правда?
- Evet, bu mantıklı.
- Да, в этом есть смысл. - Почему?
Hayal kırıklığına uğradım.
Я разочарован.
Her ne kadar bu ürkütücü sapıklığını takdir etsem de birlikte olmadığımıza dair seni düzeltmek durumundayım.
Верно. Я восхищаюсь твоей преданностью этому пугающему преследовательскому делу, Я поправлю тебя, мы не сошлись.
Dedektif cazibeme karşı tam bağışıklığa sahip.
На детектива абсолютно не действуют мои чары.
Johnny Kane çevik, yakışıklı ve çivi gibi bir delikanlı, değil mi?
Джонни Кейн находчивый и привлекательный молодой человек, разве нет?
Tabii bir de hiçbir mantıklı açıklaması yokken birinin ilgi göstermesi var.
В отличие от кого-то, кто показывает привязанность без логических оснований.
Doktor sanıyorum ki senin mantıklı bir tavsiyen vardır.
Доктор, уверенна, у вас есть толковый совет.
Bunu öğrendiğimden beri hiçbir şey mantıklı değil.
Ничего больше не имеет смысла, с тех пор, как я про это узнала.
Ölü dört melek olduğuna göre belki mantıklı biri değildir.
Четыре мёртвых ангела доказывают, что вразумить её невозможно.
Hayal kırıklığı için üzgünüm.
Да. Жаль тебя расстраивать.
Peki ya sen yakışıklı?
А тебе, красавчик?
Şuradaki utangaç ama yok edici derecede yakışıklı arkadaşım ne zaman çıkacağını bilmek istiyor.
Мой скромный, но невероятно красивый друг интересуется, когда ты кончаешь?
Ben de sinirli, hayal kırıklığına uğramış ve kafası karışmış durumdayım.
Меня тоже это бесит и расстраивает, и смущает.
Sen sağlıklı ya da hasta, kirli ya da pis olsan da o doğacak.
Но здорова ты или больна, грязна или чиста, он родится.
Kulağa mantıklı geliyor.
Согласен.
Ne sıklıkta olacağına sen karar vereceksin.
Подумайте, как часто Вы хотите это делать.
İlerleyen saatlerde evde olduğunuza tanıklık edecek birileri vardır o halde.
Люди подтвердят, что Вы были в доме до конца вечера?
Nerede olduğuma tanıklık edecek birine neden ihtiyacım olsun ki?
Почему кто-то должен подтверждать, где я был?
Tıklım tıklımdı. Canlı müzik geç saatlere kadar sürdü.
Была живая музыка, работали допоздна.
- Mantıklı olan da bu.
- Вполне логично.
- Seni hayal kırıklığına uğratmışım gibi hissettim.
Ты говоришь так, будто я тебя подвела.
Bunun mantıklı olduğunu sanmıyorum.
Не думаю, что это логично.
Orada olması mantıklı gelmemişti.
В этом никакого смысла, что он находиться здесь.
- Şu karışıklığı netleştirelim o halde.
Я наверно запутался. Тогда давайте разбираться в этой путанице.
O halde tecavüz sırasında nerede olduğuna tanıklık edebilecek bir şahidin yok mu?
Получается, у вас нет алиби, которое бы подтвердило, где вы были во время изнасилования?
O yüzden eğer tecavüz eden sen değilsen bunlar için mantıklı bir açıklama istiyoruz.
Так что, нам нужно услышать, как вы все это объясните, если не насиловали Триш Уинтерман.
Bu hiç mantıklı değil.
Это бессмысленно.
Sakladığı şey buyduysa çok şeyi açıklıyor.
Если это то, о чем он переживает, то это многое объясняет.
- Hazırlıklıydın.
Ты готовился.
Bunun mantıklı bir açıklaması olamaz.
Действительно, не может быть никакого объяснения этому.
Dağınıklığı düzenliyorum.
Убираю беспорядок.
Baudelairelara en yakın kişi, saygıdeğer aktör ve yakışıklı adam Kont Olaf oluyor sanırım.
Ближайший родственник Бодлеров - прославленный актер и писаный красавец, Граф Олаф.
Çok yakışıklı ve iyi görünümlü bir adamın öyküsünü anlatıyor, adamı ben oynuyorum.
Пьеса эта про одного очень красивого и статного человека, его играю я.
Tarafımca canlandırılan yakışıklı bir adamın önünde olacaksınız.
Вы будете стоять напротив завидного красавца, его играю я...
Aynı zamanda da sen, ödül olarak yakışıklı bir koca istediğin için.
И в награду получишь прекрасного мужа.
Yakışıklı bir erkeği oynamak çok cesurca bir hareket.
Играть роль завидного красавца - смелый шаг.
Benim gibi yakışıklı bir adam buraya neden gelsin ki? Elbette ki uzun bir monolog için.
К чему это такому привлекательному мужчине, как я... если только не ради длинного монолога?
Ne olursunuz firavun hanımlar, evet, çok yakışıklıyım ama ben de tek bir erkeğim sonuçta.
Прошу вас, леди-фараоны, я очень привлекателен, но я всего лишь человек.
Nil'in suları aşkına, bu çok yakışıklı adam benim olmalı.
Клянусь водами Нила, этот очень привлекательный мужчина будет моим.
Elinden gelen her şeyi yaptın sen, tamam mı? Bana güvendin ama ben seni hayal kırıklığına uğrattım.
Ты доверился мне, а я подвел тебя.
Bir ihtimal Cath, Trish'in partiden hatırladıklarına tanıklık edebilir.
Надеюсь, Кэт сможет подкрепить воспоминания Триш о вечеринке.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]