Konuşmayacak translate Russian
466 parallel translation
Bırak da istediği şey hakkında konuşsun, kanımca sanat hakkında da konuşmayacak.
Позволь ему говорить о чем он хочет, и он не будет говорить о живописи.
Tabii konuşur, o konuşmayacak da kim konuşacak?
На это мог решиться только Хестингс.
- Konuşmayacak. - Hayır.
Он не разговаривает.
Kimse benimle konuşmayacak.
Никто не будет со мной разговаривать.
Benimle konuşmayacak mısın?
Не хочешь со мной поговорить?
Önce ağabeyinin avukatıyla konuşmayacak mısın?
Не могла бы ты до этого поговорить с адвокатом твоего брата?
Dorfmann ile konuşmayacak kadar kibirli isen ve söylediğin kadar iyi bir pilotsan belki bunu başarırsın.
Если ты такой гордый и не хочешь говорить сДорфманом,..... если ты чего-то стоишь, так почему ты это неделаешь
Bir yüzyıldan fazla süre kimse konuşmayacak.
И, еще более века, этого не сможет никто.
Kimseyle konuşmayacak mısınız? - Hiç kimseyle.
- Он не разрешает разговаривать?
Sizi ona götüreceğim. Ama sizinle konuşmayacak. Sadece benimle konuşur.
Я отведу вас к нему, но он не будет с вами говорить.
Segretti konuşmayacak ama eğer konuşsaydı Chapin'i de bulaştırırdı.
Сегретти не даст показания для печати,.. .. но если бы дал, мы знаем, что могли бы привлечь к делу Чейпина. И это бы привело вас к людям внутри Белого Дома.
Anlaşıldı mı, kimse konuşmayacak.
Никто не может сказать.
Hacı daha fazla konuşmayacak, ölüyor.
Хаджи больше не говорит, он умирает.
Benimle konuşmayacak mısın?
Разве ты не хочешь сказать мне что-нибудь?
Ee Doris, hâlâ benimle bu olay hakkında konuşmayacak mısın?
Ну, Дорис, почему ты не рассказала мне об этом?
O konuşmayacak!
Она не говорит.
Ne yani, onunla hiç konuşmayacak mıyız?
Не можем. Или мы просто не будем с ним разговаривать?
Ve bunun hakkında konuşamıyor yada konuşmayacak.
И он не может или не хочет рассказывать об этом.
Konuşmayacak.
- Мы возражаем.
Bugün konuşmayacak mısın?
Думаешь отмолчаться?
yankee rodusu asla konuşmayacak gibi görünüyor.
Похоже армия янки никогда не оставит нас в покое.
bir konuşmak ister misiniz... veya konuşmayacak mısınız?
Если вам не нужно, чтобы он думал или говорил, то он сможет подойти.
Brighton'a gitmemiz hakkında babamla konuşmayacak mısın?
Лиззи, попроси отца отвезти нас в Брайтон.
- Onunla konuşacak mısın, konuşmayacak mısın?
- Ты собираешься говорить с ней?
Konuşmayacak mısın?
Скажи же что-нибудь?
Bunu konuşmayacak mıyız? Hayır.
- Мы даже не поговорим об этом?
Konuşmayacak.
Не скажу.
Annen, sokaklarda yaşayıp, yiyecek dilenmek zorunda kalacak. Ve tabii ki hiçbir Ferengi seninle iş yapmayacak hatta konuşmayacak.
Твоей матери придется жить на улице и выпрашивать огрызки еды, и, конечно, никакой ференги не будет иметь с тобой дел и даже разговаривать с тобой.
Şimdi konuşmayacak.
Сейчас он не хочет отвечать.
Onlar da senin kişiliğin hakkında konuşmayacak zaten.
Да, и о тебе, как о человеке, никто говорить не будет.
- Ne yani onla konuşmayacak mısın?
- Ты не хочешь с ней поговорить? - Пошла она...
Adamlarla konuşmayacak mısınız?
А как же посол?
- Şimdi kimse bizimle konuşmayacak!
- Теперь никто не будет с нами разговаривать!
Ve her zamanki gibi, şovdan sonra kimse benimle konuşmayacak.
И как всегда, никто не говорите со мной после представления.
Benimle konuşmayacak mısın?
Ты уверен, что все в порядке?
Konuşmayacak, çünkü orda çalışıyor.
Он не расскажет. Не хочет терять работу.
Yani konuşmayacak mıyız?
де ха ликгсоуле ;
Kimse onunla konuşmayacak artık.
Никто теперь и не поговорит с ним.
Sen buralardayken benimle konuşmayacak.
Но при тебе он ничего не скажет.
Benimle hala konuşmayacak mı?
Она не хочет со мной говорить?
O da bunu biliyor. Bu yüzden seninle konuşmayacak.
Он это знает, и поэтому будет молчать.
Bunca yolu kalktım geldim ve konuşmayacak mısın benimle?
Я проделал сюда такой путь, и ты не будешь говорить со мной?
Bunu hiç konuşmayacak mıyız? Kıçına vurmamı? Konuşacak ne var ki?
Нэлл, мы когда-нибудь поговорим о том, как я отшлепал тебя?
Kimse konuşmayacak.
Никто ничего не скажет.
Lütfen, onunla konuşmayacak mısın?
Пожалуйста, поговори с ним.
Benimle konuşmayacak mısın?
Ты не собираешься разговаривать со мной?
Bugünkü ona karşı tutumumdan sonra asla tekrar benimle konuşmayacak.
Она не будет со мной общаться после сегодняшнего поступка.
Benimle konuşmayacak mısın?
Ты не заговоришь со мной?
Sanırım konuşmayacak.
Здесь все молчат!
Konuşmayacak mısın?
Не хочешь со мной разговаривать?
Bir daha hiç konuşmayacak mısın?
Ты когда-нибудь собираешься заговорить снова?
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuş benimle 497
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşuyoruz 54
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşmak istemiyor musun 16
konuşsana 113
konuş benimle 497
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşuyoruz 54
konuşur 18
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16