Tabi ki yok translate Russian
95 parallel translation
Tabi ki yok, Lordum.O yalnızca bir köle.
онечно нет, Ёйнар, он просто раб.
Tabi ki yok.
Ну что вы? Конечно.
Tabi ki yok.
Нет, конечно.
Tabi ki yok.
Естественно.
Tabi ki yok.
Конечно, нет.
- Tabi ki yok.
- Разумеется.
Tabi ki yok.
Ну конечно нет.
Tabi ki yok.
Конечно же, нет.
Senin sigortanın da olmadığını sanıyorum. Tabi ki yok.
Конечно нет.
Yeni bir yer bulana kadar seninle kalmamın sakıncası var mı? Tabi ki yok.
Можно я у тебя поживу, пока ни найду жильё?
Tabi ki yok!
Наплевать.
Tabi ki yok.
Нет, ты что?
Tabi ki yok.
Конечно нет.
Tabi ki yok.
Конечно, нет. Нет.
- Hayır, tabi ki yok.
- Нет, нет, я просто предложил.
- Hayır, tabi ki yok aşkım.
- Конечно, конечно, дорогая.
Hayır, tabi ki yok.
Никаких.
- Tabi ki yok. Bir anda barbekü ve atlara ilgi duymaya başladın.
Ты только внезапно возжелал барбекю и лошадей
- Tabi ki yok.
Конечно.
Korkmana gerek yok. Tabi ki yok.
Конечно не нужно.
Tabi ki bunun için beyine ihtiyaç yok.
Конечно, для этого не нужны мозги.
Yok, tabi ki!
Ну, конечно.
Bunun komik tarafı yok tabi ki.
Ничего смешного тут нет.
Smithers, bu iddiayı kaybetmemin imkanı yok tabi ki 9 tane yıldızım..... 9 ayrı talihsizliğin kurbanı olmaz ve yarın oynamayacak durumda olmazsa.
Я ни за что не проиграю это пари хотя если мои 9 звёздных игроков попадут в аварию завтра. Но этому не бывать.
Ve tabi ki şantaj olaylarında delillerin tepeden "parmağa" yok edilmesi çok önemli.
И, конечно, когда имеешь дело с шантажистом, надо быть уверенным в том, что все компрометирующие материалы уничтожены.
İlk Emir'i yorumlamak için sana ihtiyacım yok. Tabi ki.
Совсем не обязательно объяснять мне суть Основной Директивы, доктор.
- Tabi bunda yanlis bir sey yok ki.
- Да, ну, не то, чтобы я против.
Tabi ki. Tüm şehrin içinde alışıldık hiçbir yer yok
Вполне естественно - все места в этом городе мне незнакомы.
hayır, tabi ki hayır fakat şu anda gidebileceği başka bir yer yok.
Конечно, нет, просто ей больше некуда идти.
Gerçek şu ki ; adını... ya da çalıştığı şirketin adını bile yayınlamaya iznimiz yok. Ve, tabi ki, size yüzünü de gösteremeyiz.
Мы не можем даже упомянуть его имя, название его бывшей компании и не можем показать его лицо.
- Tabi ki endişelenmene gerek yok.
- О-ла-ла, тебе незачем волноваться.
Seks de yok, tabi ki.
И никакого секса.
Tabi ki, kaynak demirim yok, perçin yok, kablolar yok, ve öyle görünüyor ki ne yaptığımı soran herkese yalan söylemeye devam etmeliyim.
Конечно, у меня нет сварочного железа, нет заклёпок, палёные провода, и, похоже, что мне придётся продолжать лгать любому, кто спросит меня, что я на самом деле делаю!
ailem benimle dalga geçmişti o yüzden bende dedim ki kendime,'yalnız olduğumda tabi ki yanımda götüreceğim beni eritecek bir ateşli biri yok
И моя семья без конца подшучивала надо мной. Поэтому я сказал самому себе, естественно, я же был один, что приглашу на свадьбу какую-нибудь испепеляющую красотку.
Tabi ki yok.
- Ну конечно, у нее их нет.
Böyle bir şey hakkında bilgim yok, George, ama tabi ki, inceleyeceğim bunu.
Я нечего не знаю об этом, Джордж Но я разберусь.
Ah, yok tabi ki.
О, никакой.
Tabi ki, dün bu vagonda saatlerce çalıştım, Yani delil bırakmamak için çok çabaya gerek yok.
Конечно, я провел вчера несколько часов, работая в этом вагончике поэтому я не очень беспокоюсь о следах.
Yok tabi ki.
Не вопрос.
Tabi ki şüphem yok. Yeteneklerim yerinde.
Байки будут отлично ездить.
Sanırım özel bir nedeni yok, yani benimle zaman geçirmen için. - Tabi ki var.
А что, есть какая-нибудь, знаешь, особая причина, по которой ты... хотела бы провести время со мной?
Tabi ki öyle bir tabelam yok.
Конечно, у меня нет такой таблички.
Tabi ki bir yangın falan yok.
Конечно, нет никакого пожара.
Tabi ki paraya ihtiyacım yok, Bay Luu.
Конечно же деньги, г-н Лю.
Tabi ki baskı yok.
Конечно никакого давления
Evet, tabi ki öyle bir şey yok.
Конечно, нет.
Tabi ki ama henüz bir şey yok.
Да, как раз сверяемся. Пока ничего.
Tabi ki sorun yok, Anlıyorum
Конечно, нет проблем, понимаю.
Tabi ki de yok, hayır.
Конечно же нет!
Tabi ki, çok bir şey yok.
Тут, конечно, не много.
- Bunu çevirmenin bir yolu yok. - Tabi ki de vardır.
- Мы не можем представить ее в положительном свете.
tabi ki 1198
tabi ki öyle 33
tabi ki değil 21
tabi ki hayır 106
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
tabi ki öyle 33
tabi ki değil 21
tabi ki hayır 106
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37