Yapacak çok şey var translate Russian
91 parallel translation
Kısacası, daha yapacak çok şey var.
В ближайшее время многое предстоит сделать.
Tamam, gidebilirsin, Nekrasov. Yapacak çok şey var...
Иди, Некрасов, у нас тут своих делов лопатой не перекидаешь.
Burada yapacak çok şey var.
Здесь есть много чем заняться.
Yapacak çok şey var.
А, неплохо. Можно найти много интересного.
New York'tayım. New York'ta yapacak çok şey var.
Здесь есть чем заняться.
Yapacak çok şey var.
Слишком много дел.
Yapacak çok şey var insanlarla tanışmak ve...
У меня обычно столько дел, что я не успеваю... Ну, со знакомыми встречаться и...
Onun için yapacak çok şey var.
Это очень занятая дама.
Değil. İşe biraz uzak. Ama yolda yapacak çok şey var.
Это немного далековато от работы но я получаю гораздо больше, сделав это шаг.
Yapacak çok şey var.
Установим дежурства посменно.
- Şimdiden mi? Yapacak çok şey var.
Столько всего нужно сделать!
Burada yapacak çok şey var. Izgaraları meşhurdur.
Ну, здесь много чем можно заняться, и барбекю здесь первоклассное.
Yapacak çok şey var. İmkansız.
Слишком много хлопот.
Daha yapacak çok şey var.
Как много ещё нужно сделать!
yapacak çok şey var
Но тем не менее... многое еще предстоит сделать.
Burada da yapacak çok şey var.
Я вернусь
- Burada yapacak çok şey var.
- Так много нужно сделать.
Her zaman güzel. Dans dışında, burada yapacak çok şey var.
Это так, но кроме танцев тут нечего делать по вечерам.
Yapacak çok şey var daha.
Еще не закончена.
Yapacak çok şey var.
Предстоит еще так много сделать.
O vakte kadar Capitol Hill'de yapacak çok şey var.
... Но до тех пор на Капитолийском холме нужно сделать ещё массу дел.
Bebek sorunları baş göstermeden düğünü düzenlemek için yapacak çok şey var.
Он принял ее. Столько всего нужно успеть, пока живот еще не видно.
- Yapacak çok şey var...
- Нужно так много сделать...
Sıkıcı olacak belki ama yapacak çok şey var.
Если бы я только могла, я бы... Но нам столько всего предстоит ещё сделать.
Burada yapacak çok şey var.
Так много занятий.
Daha yapacak çok şey var, bunun üstesinden nasıl geleceğimizi bilemiyorum.
У нас ещё куча дел - не представляю, как мы все успеем.
Bu geceki partiye davetliyiz. Yapacak çok şey var
Мы хозяева сегодняшнего приёма, запомни.
Evet, dediğim gibi, yapacak çok şey var ama tabii ki, ana şifreye ihtiyacımız olacak.
Да, работы много, и нам определенно понадобится основной код.
Hala yapacak çok şey var.
О Ён Чжи, ты просто нечто!
Pekâlâ, saat 9'da burada ol, yapacak çok şey var.
Подъезжай к 9 : 00 сегодня много работы.
Doğrudur, yapacak çok şey var ama hazırlanmamız için de dokuz ayımız var.
Правдв, мы должны многое сделать, но у нас есть 9 месяцев на подготовку.
Kuşkusuz yapacak çok şey var.
Кошмар, сколько работы...
- Yapacak çok şey var.
- А нам еще много чего надо сделать.
Yapacak çok şey var.
У нас полно работы.
Dünya çok büyük ve daha yapacak bir sürü şey var.
Мир большой и у нас много работы.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama yapacak çok şey ve az zaman var.
Простите, что беспокою, мистер Холден, но у нас мало времени, а столько ещё нужно сделать.
- O zaman beş gün kalın. - Görecek ve yapacak öyle çok şey var ki.
Значит, будем здесь 5 дней Здесь есть, на что посмотреть
Şey yapacak çok işimiz var.
Что ж... у нас много работы.
Yapacak çok işi var. Önemli bir şey mi, Mr Mayor?
Угощайтесь, мистер мэр.
Bir günde yapacak o kadar çok şey var ki.
Просто так много всего надо сделать за один день.
Hayır. Sadece görecek ve yapacak çok fazla şey var efendim.
Нет, здесь так интересно, есть чем заняться, сэр.
Şey, benim yapacak çok şeyim var.
У меня много дел...
Bugün yapacak çok işim var... çok fazla tarlam var... ama bir şeyi hallettim derken... onarılması gereken yeni bir şey çıkıyor.
Куча акров земли... И даже если я что-то доделаю, то найдется еще что-то для починки. Разве вы не хотите просмотреть кассету?
Artık o dönemle aramda yeterince mesafe var ve hayatının aşkları konusunda pek çok şey söyleyebilecek haldeyken, onlar hakkında film yapacak param yok.
За исключением того, что сейчас с расстояния, когда я могу действительно рассказать о любви в моей жизни, я не могу себе позволить снимать фильмы. Позволить?
Ben de daha çok okumak isterdim, ama yapacak o kadar çok şey var ki...
Я хотела бы читать больше, но всегда так много других дел.
Hayır, çok büyük. - Doğru. Yapacak tek bir şey var.
Я уверен, что в зале есть христиане, которые думают : " Попадись мне этот Джимми Карр,
Yapacak çok iş var, kabul ediyorum ama, daha kaybettiğimiz bir şey yok.
Слушайте, я признаю, что есть много работы, Которая не будет сделана, но мы добьемся своего.
Yapacak çok şey var.
Стат.
Komik olabilir diye düşündüm. Yarın festival var, yapacak çok şey olur.
Там будут игры и рисование на лицах, и всякие подобные вещи...
Ama hâlâ canımı sıkan bir his var öyle ki ; kendim için yapacak çok şey olduğunu düşündürüyor.
Но меня не покидает... это острое ощущение того, что ещё так много дел, которые я должен сделать.
Yapacak o kadar çok şey var ki.
Столько нужно сделать.