English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Get him in

Get him in traducir turco

5,308 traducción paralela
Get him in the shower.
Sok şunu duşa.
You told me to get him in the shower, not scrub his taint.
Ne? Bana adamı duşa sok dedin. Pis kokusunu sen temizle demedin.
I want to know everything about him before we get him in a room.
Onu odaya sokamadan önce hakkında her şeyi bilmek istiyorum.
We need to pull him away from the rocks. Get him in the open.
Onu kayalardan uzağa almalıyız.
When we get him in custody, then you can talk to him.
Gözaltına aldığımızda onunla konuşabilirsin.
I can get him in line.
Onu hizaya sokabilirim.
We could barely get him in the ambulance.
Ambulansa zor aldık.
Three, get him in.
Üç, onu almak
I didn't want to get him in trouble. What happened?
Onun başını belaya sokmak istememiştim.
We must get him in order to prove...
Onu yakalamamız gerekiyor, böylece elimizdeki kanıtla -
- Please don't get him in trouble.
- Lütfen onun başını belaya sokma.
So, we finally get him in handcuffs, and then he's going on and on about how powerful his attorney is, blah, blah, blah, and I'm like, " look, you're naked.
Sonunda onu kelepçeledik... Sonrasında ise onun avukatının ne kadar kuvvetli... olduğundan bahsetmeye başladı, ve ben dedim ki, " bak, sen çıplaksın.
Said if I didn't help arrange his surrender, cops would catch up to him sooner or later. Kendal was likely to get caught up in the crossfire.
Teslim olmasını ayarlamaya yardım etmezsem eninde sonunda polislerin onu yakalayacağını ve Kendal'ın da büyük ihtimal iki ateş arasında kalacağını söyledi.
Uh, you know, making fun of him, holding the door shut so he couldn't get in the building.
Onunla alay etti Kapıyı tuttu bu yüzden içeri giremedi.
So in order to get it into him, I'm going to deliver it on a fast-replicating virus.
Tekrar oluşturmak için çabuk üreyen bir virüs enjekte edeceğim.
We wanna get him back in the classroom.
Sınıfa geri dönmesini istiyoruz.
Get in with him, okay?
Adamı kafala, tamam mı?
Then you go back for the fox, and when you drop him off, put the rabbit back in the boat and go get the cabbage.
Sonra kurt için geri gelirsin ve onu da bıraktığında kuzuyu tekrar kayığa koyarsın ve otu almaya gidersin.
Garrett would get a call from him once in a while. Said they had mutual friends.
Garrett ara sıra ondan telefon alırdı ortak arkadaşları olduğunu söylerdi.
HYDRA can hurt my son anytime they want. And if I get any funny ideas about rescuing him, they push a little button and blow a hole in my skull.
Hydra ne zaman istese oğluma zarar verebilir ve aklıma onu kurtarmak gibi tuhaf fikirler gelirse ufak bir düğmeye basıp kafamda bir delik açarlar.
- He's in the basement! - I couldn't get to him!
- Bodrumda!
Okay, don't let him get in your head, Lavon.
Kafanı karıştırmasına izin verme Lavon.
Or even texted, for all we know. Do you know where he is right now, or how we can get in contact with him?
Şu an nerede olduğunu veya onunla nasıl iletişim kurabileceğimizi biliyor musunuz?
- That asshole in the suit, get him back here. - What?
- Ne var?
That deal went away when they picked him up, hauled him in, and then tried to get him to turn on me.
Galiba beni duymadın. O anlaşma onu yakalayıp, merkeze götürdüklerinde ve bana ihanet etmesine çalıştıkları zaman bitti.
Get Waters over here, or we'll drag him in in handcuffs.
Waters'ı buraya getir yoksa biz onu kelepçeli olarak sürükleyerek getiririz.
Armed with the facts, I knew that she would confront him and get a confession that would hold up in court.
Gerçekle silahlanınca onunla yüzleşeceğini biliyordum. O zaman mahkemece makbul bir itiraf elde edecekti.
So we get him to the OR, and tell the cops they can question him in a few hours.
Şimdi ameliyathaneye götürüyoruz onu ve polislere söyle birkaç saat içerisinde sorgulayabilirler.
We fixed the hole in his ventricle, and we're gonna get him on some medications to help his heart beat.
Karıncıktaki deliği hallettik ve ona ilaç tedavisine başlayacağız ki kalp atışlarını düzenlesin.
So Nick and I jump in, trying to help him, and I get punched in the head by an MP guy.
Sonra Nick'le ben yardıme etmek için çıktık ama inzibat herif yumruğu yapıştırdı.
We don't get him there in the next hour, he's not gonna make it.
Eğer onu bir saat içerisinde götüremezsek başaramayacak.
It will take days to get word to him in Paris, long after the deadline.
Ona Paristeyken haber vermek fidye teslim zamanından, Günler sonrasını bulur.
In a couple minutes he'll be high and playing video games and his friends Mario and Luigi will get him through this.
Birkaç dakikaya kafayı çekip oyun oynamaya başlar ve arkadaşları Mario ve Luigi ona yardım eder.
Get close to Roger and bring him in.
- Roger'la yakınlaş ve onu getir.
It'd take a good few days - probably a week - to let him get that kind of money together, in cash, without arousing suspicion at the bank.
Sadece birkaç gün sürecek, belki de bir hafta. Bankayı da şüphelendirmeden, o kadar nakit parayı anca bir araya getirebilir.
Get a message to him to come in.
Ona gelmesini söyleyin.
You want him to die because he knew how to get us to the place in the photo and you didn't.
Ölmesini istiyorsun çünkü fotoğraftaki yere gitmeyi o biliyordu ama sen bilmiyordun. Yapma.
Make him get out in the world I was afraid of, make something out of himself.
Benim düştüğüm hataya düşmemesini sağla. Adam et çocuğunu.
Get him, it, into the batmobile.
Onu Bat Mobil'in içine koy.
If you don't want to be a burden on him, get out.
Onun başına bela olmak istemiyorsan arabadan in.
You can't even get in to see him.
Onu göremezsin bile.
- How did you get in to see him?
- Onunla görüşmeyi nasıl başardın?
- Oh. ( Laughs ) - You didn't get him when he came in.
Odaya girerken çekmediniz.
I'm about to get in bed with him on a business deal.
I'm about to get in bed with him on a business deal.
Could be she got herself locked in the basement long enough she was able to get away from him.
Katilden kaçacak kadar uzun süre o bodruma kendini kilitlemiş olabilir.
'What he doesn't know is I've arranged for him to be keeper for a day,'which means that he can actually get in with the animals.
Haberi yok ama ona 1 günlük bakıcılık ayarladım. Hayvanların yanına girebilecek.
I know we said no boys in the bedroom, but maybe we should rethink it'cause I got to get him out of my family room.
Yatak odasında erkek olmayacak dedik ama belki de bunu tekrar düşünmeliyiz. Çünkü onu salondan çıkarmak zorundayım.
Make him do it, make him get his hands all covered in blood.
O yapsın. Biraz da o kirletsin ellerini.
Oh, the man doesn't do requests. And, listen, when we get in there, no matter what you do, don't look him in the eye.
Dinle, oraya girdiğimizde her ne olursa olsun, sakın gözünün içine bakma.
Look, the thing is, I just can't get over my profound disappointment in him.
- Şeyi bir türlü aşamıyorum... - Yaşattığı derin hayal kırıklığını.
And in doing so, you'll become useful to him, and we can get closer to identifying other players in his network.
Bunu yaparak onun için yararlı hale gelirsin ve biz de ona yaklaşarak onun ağında diğer oyuncuları tanımlayabiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]