English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I work for you

I work for you traducir turco

4,172 traducción paralela
I work for you.
Senin için çalışıyorum.
I work for him the same as I work for you.
Senin için olduğu gibi onun için de çalışıyorum.
For this to work, I need you two to be safe.
Bunun işe yaraması için güvende olmalısınız.
FOR YEARS NOW, EVERY TIME I SAY ANYTHING ABOUT MYSELF OR MY WORK OR OUR RELATIONSHIP, YOU TAKE IT THE WRONG WAY.
Yıllardır kendimle ya da işimle veya ilişkimizle ilgili bir şey dediğimde yanlış anlıyorsun.
I gotta a job that'll work for you.
Senin yapacağın bir işim var.
The Russians who were following me when I was following you... do they work for you, Stuart?
Ben seni takip ederken, beni takip eden Ruslar sana mı çalışıyor, Stuart?
You forget I don't only work for James Brown.
Sadece James Brown için çalışmadığımı unutuyorsun sanırım.
If you will find a little house for us, somewhere by your beloved River Thames, but not too far from London Town, with good, solid, wooden floors, nice bright light for you to work by... then I will buy the lease.
Bize sevgili Thames Nehri yakınlarında küçük bir ev bulursan ama Londra merkezinden çok uzakta olmasın sağlam, ahşap zemini, çalışman için parlak ışığı olursa kira kontratını imzalarım.
So ah... for this to work... you need to be happy when I do it?
Bak bunun işe yaraması için, seni öldürdüğümde mutlu mu olman lazım?
Sorry, I just had so much work to sort through, you know, for the promotion.
Üzgünüm, yapacak çok işim vardı bilirsin, terfi için.
No, I want you to come and work for me.
Hayır, ben senin gelip benimle çalışmanı istiyorum.
All right, Jesus Christ, you'd think I work for her, not the other way around.
Tamam.. Tanrı aşkına.. Onun için çalıştığımı düşünebiliyormusun?
I very much want this opportunity to work out for you, Javadi.
Bu fırsatın senin için başarılı olmasını gerçekten çok istiyorum Javadi.
I work for tips, you know.
Bahşiş için çalışıyorum biliyorsun.
If you have nothing to do, I'll find work for you.
İşiniz yoksa ben size bulurum.
But I have been looking everywhere for work... and I'm telling you there's nothing out there.
Ama deli gibi iş arıyordum ve emin ol ortada iş falan yok.
I'll have you know I work for a living, delivering milk.
O kadar sütü boşuna mı içiyoruz biz lan!
I know who you work for.
Kim için çalıştığını biliyorum.
I don't care if your kid's in the school play, it's Christmas, you lined up the best damn blowjob in Orlando, when you work for me, you're mine.
Çocuğunun okulda piyesi mi var, Noel günü mü, Orlando'daki en iyi fahişeyle mi birliktesin umurumda olmaz. Benim için çalışırsan benim malım olursun.
I wanted to make sure you showed up for work you know, on time, reasonably sober.
İşe vaktinde, ayık bir şekilde gittiğinden emin olmak istedim.
I said you come work for me.
- Sana, gel bana çalış demiştim.
Plus, I'm looking for something a little more long-term, and you're, like, really old, so how would that even work?
Hem ben biraz daha uzun süreli bir ilişki için birini arıyorum, ve sen gerçekten çok yaşlı görünüyorsun, yani bunu nasıl yürütebiliriz ki?
I have stacks of listings and I have done a lot of work for you.
Size bir sürü yer buldum ve işlerinizi yaptım.
Lewicki, as long as you work for me, I don't have to know, so please, don't ever remind me again.
Lewicki, benim için çalıştığın sürece bilmeme gerek yok. Yani, lütfen bir daha bana bunu hatırlatma.
Thank you, honey. And I've actually saved my most traumatizing work for right here in this living room, because underneath those sheets, I am building the most blood-curdling, terrifying mechanical monster this neighborhood...
Aslında oturma odasında en can alıcı çalışmamı kurtardım, çünkü bu perdenin altında en dehşet verici... bu çevredeki mekanik canavarları korkutan bir şey inşa ediyorum.
I'm ain't got no work for you.
Senin için bir işim yok.
No, no. But then I did do the work for you, didn't I?
- Hayır ama sonradan senin için iş yapmadım mı?
I suppose if you work for the Iron Bank of Braavos and each one of your gold barges is worth half a kingdom, you tend not to be overly concerned with the kind of distinction...
Galiba Braavos'un Demir Bankası için çalışıyorsan ve her bir altın kayığın, krallığın yarısına bedelse aradaki farka pek de önem vermemeye...
First of all, I want to thank everyone for their hard work... and preparation for this moment. You guys are fantastic.
Her şeyden önce, herkese bu an için verdikleri emek ve hazırlıkları için teşekkür ederim.
How do I know you work for her?
Onun adına çalıştığını nereden bileyim?
Yeah. I really don't work for you, so...
Senin için çalışmıyorum, yani...
So, if you work for the show, you work for me, because I direct the show.
Şov için çalışıyorsan benim için çalışıyorsun demek. Çünkü şovun yönetmeniyim.
Look, Harris... just because you work for the CIA doesn't mean I've forgotten all the terrible things you've done.
Bak, Harris. CIA'e çalışıyorsun diye yaptığın kötü şeyleri unuttuğum anlamına gelmiyor.
If you have any horses that need any work, I might go for a little ride.
Bakılması gereken atınız varsa bir bakabilirim.
So if you are looking for work, I take you as dad.
Eğer bir iş arıyorsan. Seni babam olarak işe alabilirim.
Yeah, I would say you two have your work cut out for you.
Evet, bu işin sizin için biçilmiş kaftan.
Miss Beardall used to work out of here so I hope this is okay for you as well.
Bayan Beardall burada çalışıyordu. Umarım senin için de sorun olmaz.
I know who you work for.
Kimin için çalıştığını biliyorum.
I treated you great even when you went across the street to work for that kid.
O çocuk için çalışmaya gittiğinde bile sana çok iyi davrandım.
Do you know how much I have to work for $ 500?
500 dolar için ne kadar çalışmam gerektiğini biliyor musun?
I don't know you, and I don't work for you, all right?
Seni tanımıyorum, sana çalışmıyorum. Tamam mı?
I wish you never had to go away For work again.
Keşke iş için tekrar gitmek zorunda olmasaydın.
Either way, the people you and I work for aren't happy, and now I have to clean up your mess.
Sonuç olarak ikimizin patronları da hoşnut değil. Şimdi senin yaptığın hatayı düzeltmek zorundayım.
No, I think not. When the job is done, you will come back and you will work for me.
Bence olmaz. isin bitince dönüp bana çalisacaksin.
I'm really sorry to call you, but Emmett already left for work,
Seni aradığım için çok özür dilerim. Ama Emmett işe gitti,
Thank you, Mr. Slovin, and may I say what a privilege it would be to work for the Philip Morris Corporation, a company that has remained the largest cigarette manufacturer in the US since 1983, plus has increased its dividends 46 times in the last 44 years.
Teşekkürler, Bay Slovin, ve Philip Morris Şirketiyle çalışmanın büyük bir ayrıcalık olduğunu söyleyebilir miyim, Amerika'da 1983'ten beri en büyük sigara üreticisi olmayı sürdüren, artı son 44 yılda kar payını 46 kat arttıran.
Come and work for me, and I'll tell you your last.
Gelip benim için çalışırsan soyadını da söylerim.
I'm supposed to feel sorry for you because you have to work for your brother?
Kardeşinin yanında çalıştığın için.. .. kendimi kötü mü hissetmeliyim?
I know it's this country's policy that married women give up work, but I'm willing to bend the rules for you.
Biliyorum toplumun kuralı, evlenen kadınların çalışmaması yönünde. Fakat ben bunu sizin için kırmak istiyorum.
I think it might be better for you to work from the Selfridge household, Miss Blenkinsop, seeing as though you have all the family's social engagements to arrange.
Selfridge ev çevresinde çalışmanız sizin için daha iyi olabilir Bayan Blenkinsop. Ailenin sosyal aktivitelerini daha rahat organize edebilmeniz için.
I'm hoping maybe you'll come and look at it later, help me make the room work for Elena's show.
Daha sonra gelip Elena'nın şovu için gelip bakabileceğini umuyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]