The children traducir turco
20,142 traducción paralela
What about the children, Dr Caldwell?
- Peki ya çocuklar, Doktor Caldwell?
All of the children.
Bütün çocuklar.
Get the children!
Çocukları alın!
She hangs the children with cages in her Moon Waters Cave
çocukları kafeslere kapattı ve ay suyu mağarasında
You and the children, you don't have to go.
Siz ve çocuklarınızın gitmesine gerek yok.
I do not want to alarm the children.
Çocukları üzmek istemiyorum.
This has been very alarming for the children.
Çocuklar yeterince huzursuz oldu.
I think the most important thing here, Frances, is no matter what happens between you and I, that we think of the children first.
Bence burada önemli olan şey, Frances, seninle aramızda ne yaşanmış olursa olsun, ilk önce çocukları düşünmeliyiz.
We did tell the children last night.
Çocuklara dün gece söyledik.
Maria Laura put the children's things there.
Maria Laura çocuklarının eşyalarını oraya koydu.
With the children?
Çocuklarla?
- Are the children well?
- Çocuklar iyi mi?
Do your work hours fit in with the children's schedule?
Çalışma saatleriniz çocuklarla uyuşuyor mu?
Our children, the children of the world...
Çocuklarımıza, hatta tüm dünyadaki çocuklara bayılır.
Move the children and old people away from here, and arm yourselves!
Çocukları ve yaşlıları buradan uzaklaştırıp silahlanın!
Hide the children, go!
- Çabuk, çocukları sakla!
Separate the men from the women, adults from the children.
Erkeklerle kadınları ayırın, çocukları da yetişkinlerden ayırın.
They believe the children are bastards.
Çocukların piç olduğunu ileri sürüyorlar.
- The children of Mere grow up fast.
- Mere çocukları hızlı büyüyor.
Not to mention the children, of course.
Çocuklardan bahsetmiyorum bile, Elbette.
The children were playing in it.
Çocuklar karla oynuyordu.
And I know that until you make peace with this, you can't be the parent that your children need.
Biliyorum ki bu konuda huzura erene kadar çocuklarının ihtiyacı olan ebeveyen olamazsın.
Those files are the medical records of children with grave genetic abnormalities.
Bunlar ciddi genetik anormalliklerle doğan çocukların dosyaları.
How those children relate to Dr. Sanjay's suicide is the object of our investigation.
Bu çocukların, Dr. Sanjay'ın intiharıyla olan ilişkisi de bizim soruşturma alanımıza giriyor.
The birthright we leave our children is not out there as Kublai claims.
Çocuklarımıza bırakacağımız miras Kubilay'ın dediği gibi orada değil.
She was great in the fact that she showed Dad that being with your children and your grandchildren, it's very important.
Babama, çocuklarıyla ve torunlarıyla vakit geçirmesinin çok önemli olduğunu göstermesi açısından harikaydı.
I'm the youngest of 13 children.
13 Çocuk içinde en küçüğüyüm.
Listen, you guys, my truck's over in the safe area where you don't alarm children.
Dinleyin, kamyonetim şuradaki güvenli bölgede, çocukların üzülmemesi için.
He's the father of my children.
Çocuklarımın babası.
- have children. - Now, I simply must show you ladies where the nursery will be.
Bebek odasının yerini gösterebilirim sizlere.
I'm the reason that we can't have children.
Çocuğumuzun olmaması benim yüzümden.
This... this isn't the kind of world that I want to bring children into.
Bu... Benim çocuk getirebileceğim bir dünya değil.
They killed everyone- - women, children, even the animals.
Herkesi öldürdüler. Kadınları, çocukları hatta hayvanları.
I got children on the bus, man!
Otobüste çocuklar var, adamım!
Seriously, that's the exact same reason why I will never ever have children.
Cidden, bu şimdiye kadar hiç çocuk sahibi olmamamla aynı nedenden.
Now, I called this emergency PTA meeting to address an issue that radically affects the safety of our children.
Çocuklarımızın güvenliğini tamamiyle etkileyen sorunu gidermek için buna acil OAB toplantısı diyorum.
- So you wanna explain to her that her husband, the father of her children, was murdered trying to kill people for money, hmm?
- Yani sen ona kocasının, çocuklarının babasının,... para için insanları öldürmeye çalışırken öldüğünü mü söyleyeceksin?
Is it true that fathers would warn their children not to leave camp For fear of what the hairy people might do?
Babaların çocuklarını Tüylülerin yapabileceği bir şeyden dolayı kamptan ayrılmamaları konusunda korkuttukları doğru mu?
The state of Virginia will argue that it is unfair to bring children of mixed race into the world.
Virginia Eyaleti, bu dünyaya melez çocuk getirmenin adil olmadığını ileri sürüyor.
It's the right to inherit land, the legitimacy of children, and many, many rights.
Toprağı miras olarak alma hakkı çocukların meşruluğu ve daha birçok hak gibi.
No one was thinking about the victims, mainly women and children.
Genelde kadınlar ve çocuklardan oluşan kurbanları kimse düşünmüyordu.
Ain't nobody tell me I was gonna be on a redneck safari and shit, sleeping on the floor, hanging out with the last of the flower children.
Kimse bana amele safarisine çıkacağımı, yerlerde yatıp hayatta kalan son çiçek çocuklarıyla takılacağımı söylememişti be.
I promised myself that one day, I'd go back and change the world for those children.
- Bir gün geri gidip o çocukların hayatını değiştireceğime dair kendime söz verdim.
The other children would tease you?
Diğer çocuklar seninle alay eder miydi?
When this is over, however it ends, I will not be one of those mothers who has to look her children in the eye and tell them that she did nothing.
Bunlar sona erdiğinde, nasıl biterse bitsin çocuklarının gözünün içine bakıp hiçbir şey yapmadığını söyleyen annelerden olmayacağım.
I am different from the other children.
Ben diğerlerinden farklıyım.
One night with the woman you spent 40 years with in the house where we raised our children?
Kırk yılını geçirdiğin kadınla çocuklarını büyüttüğün evde geçirdiğin gece mi?
Maybe what your children would think of the taste.
Belki de çocuklarınızın lezzet hakkındaki düşüncelerini lezzeti geliştirmek isterler miydi?
I attended one demonstration recently at the laboratory in potsdam where ten disabled children were each given a red balloon to play with and then injected in the heart with a solution of concentrated phenol.
Son zamanlarda bir gösteriye katıldım Potsdam'daki laboratuarda ; On özürlü çocuğa her birine oynamak için kırmızı bir balon verildi.
And the next day, she disappeared... she was on her way to pick up our children from school. Who is her contact?
ertesi gün, ortadan kayboldu... çocukları okuldan almaya gitmişti.
- Watch out children, is the human!
- Çocuklar dikkat, insan!
children 2132
children laughing 26
the crow flies straight 33
the card 32
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the car is here 16
the camera 86
children laughing 26
the crow flies straight 33
the card 32
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the car is here 16
the camera 86
the cat 115
the cars 36
the cowboy 18
the cards 33
the car 277
the case 115
the clock is ticking 101
the chair 57
the caretaker 29
the curse 50
the cars 36
the cowboy 18
the cards 33
the car 277
the case 115
the clock is ticking 101
the chair 57
the caretaker 29
the curse 50
the club 60
the cake 61
the coast is clear 60
the case is over 17
the child 120
the cops 215
the clock 26
the captain 118
the case is closed 84
the code 52
the cake 61
the coast is clear 60
the case is over 17
the child 120
the cops 215
the clock 26
the captain 118
the case is closed 84
the code 52