Biliyordun traducir inglés
7,659 traducción paralela
Bu kutuyu biliyordun yani.
So you knew about this box.
- Bunu biliyordun.
- You knew that.
Burada olacağımı nereden biliyordun?
What--how did you know to find me here?
- Arkadaş olduğumuzu sen de biliyordun.
No, we were friends. You know that.
GPS'in bizi sana getireceğini de biliyordun.
Also, you knew the GPS would lead back to you.
Madem olanları biliyordun, Brooke'u neden kurtarmadın?
If you knew all this was going on, why didn't you pull Brooke out?
5K'yle ilgili sorunlar olduğunu bilmiyordu. Ama sen biliyordun.
He didn't know that there were problems with 5K, but you did.
Ama zaten bunu biliyordun öyle değil mi?
But you already knew that, didn't you?
Bunu sen de biliyordun.
You knew it as well.
- Evet, biliyordun!
- Yes, you did!
Madem yalan söylediğimi biliyordun...
If you knew that I was lying...
Hangi mülklerin peşinde olduğumuzu bir tek sen biliyordun.
You're the only other person who knew which properties we wanted.
- Benden fazla biliyordun.
Well, more than I did.
- Buraya geleceğimi nereden biliyordun?
How did you know I was going to be there?
- Ama sen biliyordun!
But you knew!
Bunu biliyordun ve yine de bunu yaptın.
You knew about it, and you did this anyway.
Sürücü kamyonun tarafında yaptığı adın sağ Tony Agrerro- - oldu Sen biliyordun.
You knew the driver was Tony Agrerro- - his name's right on the side of the truck.
Yapmadın çünkü içten içe yanlış olacağını biliyordun.
And you didn't do that because deep down, you knew it was the wrong thing to do.
gördüğünün anlamını biliyordun hadi söyle... bunun anlamı neydi?
You knew what that vision meant. So, you tell me... What'd that vision mean?
- Konuşmadığımızı biliyordun, değil mi?
You knew we weren't speaking, right? Yeah.
Sana zaten aşıktım, ve sen bunu biliyordun.
I was already in love with you, and you knew it.
Benimle evlenirken bunları biliyordun.
You knew who I was when you married me.
- Biliyordun! - Bizi teslim olmaya zorladı.
- He tried to get us to surrender.
Ana'nın buraya geldiğini biliyordun ve bunu benimle paylaşmadın mı?
You knew Ana came here and you wouldn't share?
Muhtemelen Sofia ve Ana'nın bir işler karıştırdığından şüphelenmiştin ve sürekli Sofia'nın karavanında konuştuklarını biliyordun... -... sen de oraya kayıt cihazı koydun.
You probably suspected what Ana and Sofia were up to, and you knew that they talked in Sofia's trailer, so you bugged it.
Bunu biliyordun.
You knew that.
Yarayı nereden biliyordun?
How did you know about the scar?
İçine şeytan girmiş bir dev hikâyesini duyduğumda peşine düşeceğimi biliyordun.
You knew I would hear of the strange tale of the possessed giant and come for you.
Çünkü asla böyle bir şeye izin vermeyeceğimi biliyordun.
Because you knew I'd never allow such a thing.
Yani biliyordun.
Ah, so you did know.
- Onun neyin peşinde olduğunu biliyordun.
- You knew what he was after.
-... biliyordun! - 3 şişe kaliteli içki çaldı ve bütün bunlar bu hafta oldu.
And he stole three bottles of good liquor.
- Döneceğimi biliyordun.
You knew I'd be back.
Evet diyeceğimi biliyordun.
You knew I was gonna say yes.
Burayı nereden biliyordun?
How'd you know about this place?
Ne istediğini biliyordun.
You knew what you wanted.
Kiera hakkındaki gerçeği ne zamandır biliyordun?
So how long have you known about Kiera?
Ama onun öldüğünü biliyordun, yoksa bizden kaçmazdın.
But you knew she was dead, or you wouldn't have run from us.
- Yani demek oluyor ki biliyordun.
- So that means you knew about it.
Yani orada büyük bir kalabalık olacağını biliyordun.
So, you knew that large crowd was gonna be there.
Biliyordun...
You knew...
Duke'ü zehirleyeceğimi biliyordun, sen de annemin kahvesine zehir koyup... suçu benim üzerime atmanın mükemmel olacağını düşündün.
You knew I was going to poison Duke, so you figured the perfect cover would be to put poison in Mom's coffee and then point the cops towards me.
Hastanenin ona 1 milyon dolar vereceğini biliyordun.
You knew that the hospital was gonna give her $ 1 million for it.
Her zaman kim olduğumu biliyordun. Neler yapabileceğimi. Ne yapamayacağımı.
You always knew who I was, what I was capable of, what I wasn't.
Ve sen bunu biliyordun.
And you knew it.
- Benim yenebilecegimi biliyordun.
- So you knew I'd beat it. How?
Bu günün geleceğini biliyordun, Virginia.
You knew this day was coming, Virginia.
Knox'un herkesten iyi olduğunu biliyordun.
You knew Knox better than anyone.
Biliyordun.
You did.
- Biliyordun.
You knew.
Başından beri de biliyordun.
You've known this from the beginning.
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyor musunuz 1377
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyor musun al 19
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyordum 1178
biliyorum anne 31
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyor musun al 19
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyordum 1178
biliyorum anne 31