English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Dikkatli bakın

Dikkatli bakın traducir francés

118 traducción paralela
Yola dönelim! Dikkatli bakın!
Restez vigilants.
Su yapıya dikkatli bakın.
Regardez cette griffe.
Şu andan itibaren daha dikkatli bakın.
Cet or est pour celui qui a la vue la plus perçante.
Dikkatli bakın efendim, bu merakınıza ben de yüzümü hep açık tutacağım.
Regardez bien, monsieur. Je tiens mon visage ouvert, vous pouvez satisfaire votre curiosité.
Binbaşım, seçmeden önce dikkatli bakın.
Capitaine! Il suffit. Pas d'arriver le 1er, comme à une course.
Daha dikkatli bakın memur beyler.
Vous ne prêtez pas attention, monsieur l'agent.
Dikkatli bakın.
Surveillez bien.
Haydi, dikkatli bakın!
Allez, bougez-vous! Il faut les trouver!
Nerede? Dikkatli bakın!
- Mais tu crois qu'on m'exécutera?
Dikkatli bakın... Emin misiniz?
Madame, regardez bien, vous êtes certaine que c'est lui.
İşte. Dikkatli bakın.
Là, soyez attentif.
Dikkatli bakın.
Regardez attentivement.
Dikkatli bakın, bayım.
Sur vous!
Tekrar dikkatli bakın. Sözünüze güveneceğim.
Je ne tarderai plus, vous m'avez prévenu.
- İyi bakın, dikkatli bakın.
- Concentrez-vous. Regardez-les bien.
Sırlar kutuma dikkatli bakın!
Prenez garde à la boîte à mystères.
Ona hazırlatın ve hangi sırayla, ne koyduğuna çok dikkatli bakın.
Faites-lui en préparer et observez ce qu'elle met et dans quel ordre.
Bana dikkatli bakın, Albay Patterson.
Regardez-moi bien, colonel Patterson.
Dikkatli bakın, memur bey.
M. l'agent, regardez bien!
Piskopos Brennan'a dediğine göre, tahta desenin içinde dikkatli bakınca Piskopos Brennan'ın birebir kopyasını görebiliyormuşsun.
Il a dit à Monseigneur Brennan que dans le grain du bois on pouvait voir le portrait parfait de... Monseigneur Brennan. - Il t'a dit tout ça en si peu de temps?
Dikkatli bakın, bayım.
Regardez attentivement.
Dikkatli bakınca anlarsın.
Regarde de plus près et tu trouveras.
Tam o anda Miranda dikkatli bakınca dudaklarını ve düzgün beyaz dişlerini gördü ve sandviçi düşünmekten vazgeçip kostümün içindeki erkeği merak etmeye başladı.
Miranda eut un aperçu de ses lèvres rebondies et de ses dents blanches. Elle arrêta de penser au sandwich pour s'interroger sur l'homme qui était dedans.
Dikkatli bakın.
Regardez ça.
Lütfen notlarınıza dikkatli bakın.
Veillez la consulter.
Bu sefer dikkatli bakın.
Mais ce coup-ci, vous regardez.
Bak, arkadaş seçerken dikkatli ol. Onlar seni seçmesin.
Choisis tes amis, ce n'est pas à eux de te choisir.
Bak, ufukta çok yumuşak bir gülümseme var hepsini görebilmek için çok sessiz ve dikkatli olmalısın.
Tu vois à l'horizon un sourire si doux qu'il faut être silencieux et attentif pour le remarquer.
Dikkatli bakın.
Soyez prudents.
Dikkatli bakın!
Les gars!
Bak Kardeşim, orada Lung ile dövüşmek zorunda kalırsan çok dikkatli olmalısın.
Frère Fung, si tu te bats avec Lung, méfie-toi de cette botte.
Dikkatli bakın.
Regardez bien.
Dikkatli bakın.
Regardez mieux.
Bakın, eğer dikkatli olmazsanız ne kaçırdığınızı gördünüz mü?
C'était ça, vous voyez ce qu'on peut rater faute d'attention!
Ama bu ana çerçevede, yalnızca George Costanza'nın farklı ruh hâllerini farklı şekillerini ve farklı yönlerini yansıtan yalnızca dikkatli bir gözlemcinin algılayabileceği ilk bakışta göze çarpmayan pek çok farklılık var. - Bu hangi ruh hâli?
Mais là-dessous se cachent diverses variations, que seul un observateur avisé distinguera, et qui sont autant d'humeurs, de tons, de facettes de George Costanza.
ve böylece, şimdi, burada bu kutsal salonda büyük kahramanlarımızın dikkatli bakışları altında en yüksek şekilde onurlanacaksınız bu bir Klingon'a bağışlanır...
Et à présent, ici, dans ce lieu sacré, sous le regard vigilant de nos plus grands héros, vous allez recevoir le plus grand honneur qui existe :
Bak, dikkatli olmalısın. Bu kız işi tehlikeli oluyor.
C'est dangereux, ce truc de fille!
Ona dikkatli bakın!
Admirez-le!
Beni tanımadın mı? Dikkatli bak.
Ma mère dit que si quelqu'un apprend notre mariage, je serai chassé de la famille et ne pourrai passer le concours.
Bak, dikkatli olmalısın Token. "Davishmere" ine "jollyrow" yaptım. "Forecastle" ile.
Sois plus concentré, Token, j'aurais pu jalier ton dishmire par mon fralène.
Bak bakalım ne bulacaksın. Ve dikkatli ol.
- Essaie de trouver des preuves.
Yemeği dikkatli bir şekilde planladınız, masayı hazırladınız ve bir bebek bakıcısı tuttunuz.
Vous avez soigneusement préparé le menu... mis la table, et convoqué une baby-sitter.
Bak, bu kadın benim için dünyadaki her şeyden daha değerli... o yüzden dikkatli ol.
Cette femme m'est plus chère que tout, alors soyez prudent.
Dikkatli bakın.
Les Xiliens sont plus avancés que nous en matière de science.
Dikkatli bakın.
Mais regardez bien.
Dikkatli nişan al. Şeytanın gözünün içine bak.
Vise lentement, regarde le démon dans les yeux.
Bak, gerçekten bisiklet sürerken çok daha dikkatli olmalısın.
Tu devrais être plus prudent parce qu'hier tu as failli...
Dikkatli bak. Şişmiş.
Non, de plus près, comme si je n'avais rien.
Bak, burnunu bir işe sokacaksan, çok dikkatli olacaksın.
Vous avez vu ce qu'il se passe quand on s'énerve.
İyi bakın çünkü dikkatli davranmayan sersemlerin alacağı son ders.
Regardez-le bien. C'est ce qui arrive aux jean-foutres qui n'écoutent pas!
Bak, onu taşırken dikkatli olmalısın, çünkü çok zariftir.
Fais-y très attention, il est super fragile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]