Sadece beni dinle traducir francés
309 traducción paralela
Onu boşver. Sadece beni dinle.
Peu importe, écoute-moi bien.
Sadece beni dinle!
Ferme-la et écoute-moi!
Sadece beni dinle.
Écoute-moi enfin!
Sadece beni dinle! .
Ecoute-moi.
Gitte, sakin ol ve sadece beni dinle.
Gitte, détends-toi et écoute.
- Şimdi beni dinle, sadece beni dinle.
- Ecoutez-moi. Ecoutez-moi jusqu'au bout.
Şimdi sadece beni dinle.
Ecoutez-moi.
Sadece beni dinle.
Ecoute-moi un instant.
Anladın mı? Sadece beni dinle.
Tu comprends ce que je t'ai dit?
Sadece beni dinle.
Ecoute-moi donc!
- Sadece beni dinle.
- Ecoute-moi.
Ne düşündüğünün çok önemi yok Sadece beni dinle
Je me fiche de ce que tu dis. Écoute-moi.
Sadece beni dinle.
Tu entends.
Sadece beni dinle.
Écoute-moi!
Söylediğim her şeye cevap vermen gerekmez. Sadece beni dinle, olur mu?
- Pas la peine de répondre.
Sadece beni dinle.
Ne criez pas. Écoutez-moi juste.
sadece beni dinle.
Ecoute-moi.
- Sadece beni dinle...
- Ecoutez-moi.
Sadece beni dinle.
Fais-moi confiance.
Sen sadece beni dinle. Yoksa pişman olursun.
Écoute-moi ou tu le regretteras.
Sadece otur ve beni dinle.
Assieds-toi et parle-moi.
Ama beni sadece bir dakika dinle.
Je sais que vous avez seulement quelques heures, mais... Mais écoutez juste pour une minute.
- Molly dinle beni, açıklayabilirim. - Molly sadece konuşmak istiyorum.
Je veux te parler.
Dinle beni, ben sadece bir kasaba doktoruyum fakat ne bildiğimi biliyorum.
Écoutez, je suis un médecin de campagne, mais je sais ce que je sais.
- Yeni şampiyona. Şimdi beni iyi dinle, Zookie'den uzak dur, o sadece benim.
Écoute, la nouvelle, t'approche pas de Zookie, il est à moi!
Beni dinle. Derdin ne? Sadece Scott mu?
C'est à cause de Scott?
Şimdi beni dinle Caesar, bu dünyada sadece bir tane konuşan şempanze olabilir,
- Écoute, César.
Sadece burada kalıp... Beni dinle!
- Nous avons juste à rester ici...
- Sadece beni dinle.
- Peter!
Kyle, lütfen sadece bir dakika beni dinle olur mu?
Kyle, écoute-moi un centon, d'accord?
- Sadece dinle beni... - Öldürmekten hoşlanmam.
- Écoute-moi donc...
Beni dinle Poirot, sadece Arlena'nın katilini bulamamakla kalmadın... dahası elmasımı da bulamadın.
Non seulement vous n'avez pas trouvé l'assassin d'Arlena... mais vous n'avez pas mon diamant.
Ben öyle bir şey söylemek istemedim Tabii ki istemedin sadece biraz şoktasın, Dinle beni
- Je ne voulais pas... - Je le sais bien. Écoute.
Sadece dinle beni. Oradan çabucak ayrılmalısın.
Ecoute, tu dois dégager de là vite fait
Sesim yeter, beni görmek zorunda değilsin, sadece dinle.
Seulement ma voix, vous n'avez pas besoin de me voir.
Beni dinle Machiavelli, yapmamız gereken sadece Steve ve Marcie gibi o başvuruyu doldurmak. Kendi adresimizi, onların adresiymiş gibi doldurup yarışmaya katılmak.
Écoute, Machiavel, tout ce qu'on doit faire, c'est remplir ce formulaire comme si on était Steve et Marcy, indiquer notre adresse à la place de la leur, et aller à l'émission.
- Dinle, şehirde olduğun sürece eğer şova gitmek ister veya bedava bir şeyler yemek falan istersen... sadece beni araman yeter, tamam mı?
- Ecoute, pendant que t'es en ville, si tu veux voir un spectacle ou si tu veux un repas gratuit fais-moi savoir, OK?
Beni sadece dinle.
Ecoute-moi.
Beni sadece bir dakika dinle lütfen.
Ecoute-moi un tout petit peu, s'il te plaît.
Beni iyi dinle Patricia, bunu sana sadece bir kere söyleyeceğim.
Écoute bien. Je le répéterai pas.
Sen sadece beni dinle.
T'as qu'à m'écouter.
Şimdi beni iyi dinle. Gece yarısı yatağınızda yalnızken çarşafın altında ikiniz, sadece bu önemli.
Quand t'es seul, la nuit, dans ton lit... elle et toi sous les couvertures... c'est tout ce qui compte.
Sadece dinle beni.
Ecoute ce que j'ai à dire.
Sadece beni bir dinle, lütfen.
Ecoutez ce que j'ai à vous dire.
- Beni dinle. - Babam en büyük oğlunu sever. - Bırak sadece huzur içinde ölsün.
Mon père aime son fils aîné le plus.
Sadece beni dinle.
Ecoute-moi.
Dinle, ben sadece sana taşekkür etmek istemiştim orada beni koruduğun için.
Écoute. Je voulais te remercier de m'avoir protégé.
Bana oyun oynaman gerekmiyor. Beni dinle sadece.
Joue franc jeu et écoute-moi une seconde.
Hep birlikte poker oynuyorlardı ve önce sadece beni bir dinle.
Ils jouaient tous aux cartes, et... Ecoute-moi jusqu'au bout.
- Mitch.. - Hayır, hayır, bekle, bekle, sadece dinle beni.
- Attends, laisse-moi parler.
Zeyna, sadece beni bir dinle.
Xena, écoute-moi!
sadece benim 48
sadece beni 16
sadece beni yalnız bırak 17
beni dinlemeni istiyorum 19
beni dinler misin 72
beni dinle 1698
beni dinlemelisin 55
beni dinlemelisiniz 27
beni dinlemiyorsun 82
beni dinler misiniz 47
sadece beni 16
sadece beni yalnız bırak 17
beni dinlemeni istiyorum 19
beni dinler misin 72
beni dinle 1698
beni dinlemelisin 55
beni dinlemelisiniz 27
beni dinlemiyorsun 82
beni dinler misiniz 47
beni dinleyin 504
beni dinlemiyor 27
beni dinleyecek misin 18
beni dinlemek zorundasın 21
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinlen 93
beni dinlemiyor 27
beni dinleyecek misin 18
beni dinlemek zorundasın 21
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinlen 93
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlenmen gerek 19
dinlemek istemiyorum 29
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlenmen gerek 19
dinlemek istemiyorum 29