English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / From what i see

From what i see traduction Turc

535 traduction parallèle
I know from what I see that you are extremely intelligent.
Çok zeki biri olduğunuzu görebiliyorum.
From what I see in the papers, this museum is even better.
Bu müze kağıtlardan gördüğümden daha da iyi.
As this small desire to work seems to be a family trait, from what I see.
Gördüğüm kadarıyla azda olsa işe olan çalışma isteği sizin ailenin özelliği.
From what I see from my videotape... it was manned by some animated beings, obviously from some planet other than Mars.
Video kasetlerimden anladığım kadarıyla, Mars harici başka gezegenlerde yaşayan canlılar tarafından idare ediliyordu.
From what I see is enlisting?
- Karar verdin mi?
Now you're doing what I wanted to see from you.
Şimdi senden beklediğim şeyi yapıyorsun.
[Françoise] From what I can see, there's only one car nearby.
Yakınlarda sadece bir araba görüyorum.
But anyway, as soon as we land, I'm going to see Madge... and I am going to find out from her just who and what this Tremont person is.
Neyse, iner inmez gidip Madge'i bulacağım şu Tremont denen kız neyin nesiymiş ondan öğreneceğim.
From now on, I'm gonna see what it's like looking out for number one.
Artık kendi çıkarlarımı gözeteceğim.
It's far from over from what I can see.
Anladığım kadarıyla asıl macera şimdi başlıyor.
But I'll see you before I go... and tell you what I find out from old Jim Horton.
Ama gitmeden sana uğrayıp yaşlı Jimmy'den neler öğrendiğimi anlatacağım.
I can see the crumbs on it from here. What about my other cup?
Diğer fincanım ne olacak?
From what I could see out front. Beautiful.
Dışarıdan görünüşü harika...
If you will stay by me this evening, you will see that what I say is not always of the greatest importance but, dear, that doesn't keep me from talking.
Bu akşam yanımdan ayrılmazsan söylediklerimin her zaman çok önemli olmadığını görürsün. Ama tatlım, bu beni konuşmaktan alıkoymaz.
If I see Cochise, what grows from our talks will be from you too.
Eğer Cochise'i görürsem konuşmalarımızdan ortaya çıkacaklar senin eserin olacak.
I like to see what people will do when I take it away from them.
Ben insanlardan aldığım zaman onların ne yapacağını görmek istiyorum.
I'M ALWAYS MOVED WHEN I SEE PICTURES FROM THAT TIME, AS IF I KNEW WHAT THOSE PEOPLE WERE FEELING?
O zamana ait fotoğrafları gördüğümde hep şaşırıyorum, sanki o insanların neler hissettiklerini biliyormuşum gibi?
I don't know what you're up to, sir, but I can see it from your face.
Amacınız ne bilmiyorum, efendim ama yüzünüzde görebiliyorum.
I never took no course in anatomy, but from what I can see... you got two of everything, and some left over.
Hiç anatomi dersi almadım, ama gördüğüm kadarıyla sende her şeyden iki tane var. Birazı da artıyor.
So I can organize something, a visit from the M.O. We'll see what he's got to say.
O halde tabibin gelip görmesi için bir organizasyon yapabilirim. Ne söyleyecek göreceğiz.
From what I could see, he was shot in the back.
Görebildiğim kadarıyla arkadan vurulmuştu.
Might be interesting to see what they look like if I can locate where that voice is coming from.
Sesin geldiği yeri saptayabilsem, neye benzediklerini görmek ilginç olurdu.
I'll see what else I can find out from Mr. Mudd. Let's go.
Ben de Bay Mudd'dan başka ne bilgi alabiliyorum, bakacağım.
That's why I stopped in to see Rosales He's from Mexico, and I thought maybe he could fill me in on what to do when we got there
Bu nedenle Rosales'i görmek için uğradım. O meksikalı için oraya vardığımızda yapılacakları anlatabileceğini düşündüm
From what I can see now, we have to share with all these people, huh?
Görebildiğim kadarıyla, tüm bu insanlarla paylaşmak zorundayız, öylemi?
Instead of what is indicated here, what if I walk away from him after that line as if I could see the impending holocaust?
Burada belirtildiği gibi yaklaşmakta olan soykırımı görebiliyormuş gibi bu diyalogtan sonra ondan uzaklaşsam, olmaz mı?
I don't see what you want from us?
Bizden ne istediğini anlamıyorum?
Doing real fine, from what I can see.
Görebildiğim kadarıyla işlerini çok iyi yapıyorlar.
What are you doing to my equipment? I'm waiting for her to take off... I could see her from here better!
Kızın soyunmasını çıplak gözle bile daha iyi görebilirim.
I say bash him, see what he learns from it.
Onu dövelim, bakalım bundan bir ders alacak mı.
I did not intervene, because I wanted to see up to what Point Miss Heyndrich who cooperates with the Police, would want to hide from us Potential evidence, or even the murder weapon itself.
Müdahale etmedim çünkü Polis'le işbirliği yapan Bayan Heyndrich'in niyetini görmek istedim ; ... acaba bizden olası bir delili mi saklayacaktı diye ya da hatta katilin silahını.
From what I can see, it's every man for himself.
Anlayabildiğim kadarıyla her koyun kendi bacağından asılıyor.
¤ It's hard to believe what I hear from your mouth... ¤ But I see in faces of all that your warning is the truth.
¤ Ağzınızdan duyduklaıma inanmak zor.. ¤ Ama her birinizin yüzlerinde hakikat olduğunu görüyorum.
Oh, yeah, sure. I realize what happened. You should see this baby from the air when it takes off across the sky.
Sen bu bebeği, gökyüzünde süzülürken, bir de yukardan görmeliydin.
I realize what happened. You should see this baby from the air when it takes off across the sky.
Bu bebeği havadan kalkışa geçtiğinde görmelisin.
See what I saved you from?
Seni neyden kurtardığımı görüyor musun?
What I want most from the rest of my life is to see Peter dead.
Tüm hayatım boyunca Peter'ın öldüğünü görmek istedim.
From what I can see, they weren't just blowing smoke.
Ama benim gördüğüm, sadece duman ve toz.
From what I can see, I'd say these fellas got every right to charge you for fixing your van.
Görebildiğim kadarıyla bu baylar vanınızı onarmak için ücret talep edebilirler.
I wanna see what it looks like from the street.
Sokaktan nasıl göründüğüne bakmak istiyorum.
From that, you see what I could've done to you if I were a vengeful man.
Eğer intikam düşkünü bir adam olsaydım sana neler yapabileceğimi görürdün.
I'm going to go to the lab and see what I can find out from Bates, okay?
Ben de laboratuvara döneyim, Bates'den neler öğrenebileceğim bakalım. Tamam mı?
Since my face was always turned away from the window, I became consumed with the desire to see what was going on behind my back.
Yüzüm pencereye daima dönük olduğundan beri, arkamda olanları görmek için büyük bir gayret sarfettim.
You see what I should defend myself from?
- Kendimi neye karşı korumam gerektiğini biliyor musunuz?
What a nuisance, I can't see from here.
Maalesef tam göremiyorum.
I got genuine delicacies imported from Gaul, wait till you see what I got.
Galyadan hakiki lezzetlerim var, ne olduğunu görene kadar bekleyin.
Now I promise that I won't listen to my inner demons. Of course I'm unhappy sometimes, because I always see from a distance, see and hear about what means life and happiness.
Tabi ki, bazen mutsuzum, çünkü ben her zaman uzağı görüyorum, görmek ve duymak, hayat ve mutluluk anlamına gelir.
I sprang from my bed to see what was the matter. "
Perdeyi açın!
I'm posing as Koskov's friend to see what leads I can get from her.
Koskov'un arkadaşıymışım gibi görünerek, onun yol göstermesini sağlıyorum.
I don't know what "exhibition" means, but I know that for the first time since football's existed no one from our neighborhood wanted to go see the match.
Hazırlık maçının ne olduğunu bilmiyorum ama bunu biliyorum. Futbol var olduğundan beri ilk kez mahallemizden kimse bu maçı seyretmek istemedi.
- Plenty of cabs from what I could see.
- Görebildiğim kadarıyla bir sürü taksi var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]