Daha erken traduction Anglais
3,880 traduction parallèle
Hatta neden daha erken çıkmıyorsun?
Matter of fact, why don't you knock off early?
1996 yıIında Amerikalı araştırmacı Steve Cole, cinsel eğilimlerini gizleyen HIV virüslü kişilerin, cinsel eğilimlerini saklamayan AIDS virüslü kişilere göre, 18 ay-2 yıI arası daha erken yakalandıklarını keşfetti.
In 1996 the American researcher Steve Cole discovered that... HIV positive homosexual men who kept their sexuality a secret... contracted AIDS eighteen months to two years earlier... than men... who did not conceal their sexual orientation.
Marco bir başıma bir sürü iş yığmasaydı daha erken gelebilirdim.
I would've been here earlier if Marco hadn't thrown a bunch of work at me.
Daha erken değil miydi?
Calling it an early one?
Daha erken arayamadığım için kusura bakma.
Hey, I'm sorry I haven't called sooner.
Çok daha erken çıkabilirsin.
This could mean a lot less time.
Daha erken bir uçuş ayarlamaya çalıştım ama fırtınadan ötürü hiç yer yok.
I tried to get an earlier flight, but it's booked because of the storm.
Daha erken bir uçuş ayarlamaya çalıştım ama fırtınadan ötürü hiç yer yok.
Move fast. I tried to get an earlier flight, but it's booked solid.
Daha erken.
Still too soon.
Daha erken haber verseydin ya.
Ooh, kind of short notice.
Bunun için daha erken.
It's way too early for you to say something like that.
Japon meteoroloji enstitüsü, yağmur sezonunun bu sabah Kyushu'da başladığını bildirdi. Mevsim normallerinden beş gün daha erken başladı.
This morning, the JMA has declared the start of the rainy season in Kyushu, five days earlier than average.
# Gün ışığı tepelere daha erken düşecek, bu yüzden dayanmalıyım #
Morning comes quicker in the back alleys So I have to get hold of you now
# Gün ışığı tepelere daha erken düşecek, bu yüzden dayanmalıyım #
Morning comes quicker in the back alleys, so I have to get hold of you now
Henry seni çok özledim ve daha erken gelmek isterdim. Ama senden uzakta yaşamak zorunda bırakıldım.
Henry, I miss you very much and I would have come sooner, but I have been made to live very far away from you.
Daha erken ama Steve.
Steve, so soon.
Ayrıca böyle bir konuşmaya girmek için daha erken.
Oh, and besides, it's too soon to have that conversation.
Ve açıkça görünen o ki bu konuşmayı yapmak bu ilişki için daha erken.
And obviously, it's too soon in relationship to have to the conversation.
Yani, McBride'ın ondan bir şekilde daha erken davrandığını düşünemiyorum.
I mean, I just can't imagine McBride getting the drop on him somehow.
Ben daha erken dedim.
I told her it was too soon.
Onları daha erken satmak istemesini sağlayacak bir yol var mı?
Is there any way he'd want to sell them earlier?
Güvenli bölgede buluşuruz. Yeter ki özel birimi buraya daha erken getirmeyin.
We'll meet up at the safe haven.
Beklediğimden biraz daha erken.
That's a little sooner than we expected.
Pastasını yapabilmem için Derek'i niye biraz daha erken kütüphaneye götürmüyorsun?
Why don't you take Derek down the library now, a bit early, so I can make his birthday cake?
Diyorum ki belki de kütüphaneye biraz daha erken gitmelisiniz.
Just saying, maybe go down the library a bit early.
Kraang onları geç olandan daha erken olan bir zamanda bulacak.
Kraang will find them in a time which is a time that is sooner than a time that is later at that time that is later.
Kraang'in kaplumbağaları geç zamandan daha erken bulma tahmini doğru çıktı.
Kraang's speculation of finding the turtles sooner rather than later has proven to be correct.
Yarın daha erken kalkıyoruz.
We're getting up earlier tomorrow.
Daha erken kalkmamız imkânsız.
We literally can't get up any earlier.
Daha erken ama doğal nedenlerden olmadığı kesin.
Well, it's a little early, but I'm not going with natural causes.
Daha erken gelmediğim için özür dilerim.
Hey. I'm sorry I didn't make it here sooner.
Hadi ama, daha erken.
Come on, the night's young.
Bunun için daha erken.
Early for this.
Hatta, normalde vardığımdan daha erken vardım.
In fact, I arrived a lot earlier than I usually do.
Bu Kevin Ryan denen adamı, daha erken tanımak isterdim.
This Kevin Ryan guy, I wish I would've met him sooner.
Daha erken, tatlım.
I think it's a little soon, sweetie.
Oraya daha erken gelmeliydim.
I should have got there sooner.
- Daha erken bir şey yok mu?
Ah, next week. You don't got anything sooner?
Bunun için daha çok erken!
I was his parent for five minutes.
Belki daha da erken.
Maybe sooner.
- Daha çok erken Mike. - Catherine olayıyla sen ilgilenir misin?
Yeah, well, it's early days, Mike.
1 Nisan şakası için erken daha.
It's a little early for April Fool's Day.
- Bizimki olması için daha çok erken.
It's too soon to be ours.
İki saat erken geldim beni daha iyi göstermesi için aydınlatma ayarı yaptım.
I got here two hours early and set up the lighting to make me look better.
Daha çok erken.
- It's so early.
Erken emekli olan adamların genç yaşta ölme olasılığının yüzde seksen daha fazla olduğunu söylüyorlar. O yüzden henüz keyfini çıkarmıyorsam kusuruma bakma.
They say that men who retire early have an 80 % greater chance of dying young, so you'll excuse me for not taking it easy just yet.
- Nasıl? Erken saatlerde başka bir vasiyet daha bildirildi.
- Had another will filed earlier.
Yani daldırın elleri ceplere yahut ne bileyim erkek cüzdanlarınızı çıkartın falan neyse ve bağışlayın çünkü birkaçınız yatakta yanımda olmadan bir daha asla bu kadar erken kalkmak istemiyorum.
So get out your wallets, or your... your man purses, or whatever, and give now,'cause I hope never to be up again this early, unless it's rolling over with a couple of you in bed.
Sana daha önce söyleyecektim ama suyu erken geldi ve bunu arabada yapmak zorundayım.
I was going to tell you before, but the waters broke early, so I have to do this now in the car.
Bir ay önce, 6 haberleri için daha süslü püslü bir format hazırladık, bunu yapmamızın sebebi de izleyicilerin erken haber bültenlerinde ailevi değerlere ağırlık verilmesini istemeleriydi.
We've made the news a bit lighter... because viewers prefer to see more family-oriented items in the earlier news.
Bunlar için daha çok erken.
Again, this is super premature.
erken 21
erkencisin 101
erken geldin 38
erkenden 22
erken mi geldim 16
erken kalkmışsın 34
erkencisiniz 19
erken döndün 21
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha fazla 180
erkencisin 101
erken geldin 38
erkenden 22
erken mi geldim 16
erken kalkmışsın 34
erkencisiniz 19
erken döndün 21
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha fazla 180
daha sonra 654
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha iyisin 19
daha sonra da 30
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha sonra konuşuruz 47
daha az 29
daha ne olsun 43
daha sonra görüşürüz 59
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha sonra da 30
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha sonra konuşuruz 47
daha az 29
daha ne olsun 43
daha sonra görüşürüz 59
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha sert 154
daha iyisi 53
daha yeni 32
daha ne 26
daha ne istiyorsun 109
daha fazlası değil 36
daha iyi oldu 16
daha iyisi olamazdı 24
daha iyisi 53
daha yeni 32
daha ne 26
daha ne istiyorsun 109
daha fazlası değil 36
daha iyi oldu 16
daha iyisi olamazdı 24