English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Hepsi ölmüş

Hepsi ölmüş traduction Anglais

386 traduction parallèle
Hepsi ölmüş zaten.
They're all dead.
- Hepsi ölmüş, efendim.
- They're all dead, sir.
Hepsi ölmüş bunların.
They're all dead.
Hepsi ölmüş olamaz.
They can't all be dead.
- Hepsi ölmüş mü?
- All killed?
Hepsi ölmüş, majeste!
They are all dead, sire!
Hepsi ölmüş.
They're all gone.
- Ölmüş, hepsi ölmüş.
- Dead, all dead.
Kız kardeşlerinin hepsi ölmüş.
Her sisters were all returned to the gods.
Oradakilerin hepsi ölmüş!
There weren't any survivors there!
Biraz sonra, hepsi ölmüş olacak.
In a few minutes, they will all be dead.
Hepsi ölmüş. ÖImüş olmalılar.
THEY'RE ALL DEAD.
Hepsi ölmüş.
They're all dead.
Hepsi ölmüş.
Everyone's dead.
- Gerçektende hepsi ölmüş müdür sence?
- Do you think they're all dead?
Hepsi ölmüş.
They are all dead.
Birkaç dakika içinde hepsi ölmüş olacak.
In a few minutes, they will all be dead.
- Hepsi ölmüş.
- They're all dead.
Hepsi ölmüş.
All dead.
Hepsi ölmüş, biliyor musun?
And really dead, you know?
Halkım, hepsi ölmüş mü?
My people, all dead?
General Yueh'i kurtarmaya çalışmışlar! ama hepsi ölmüş!
They tried to rescue General Yueh but all got killed
Yok, Hocam. Hepsi ölmüş.
None, Captain
Hepsi ölmüş.
You've lost them all.
Mike, hepsi ölmüş!
Mike, they're dead!
Hepsi ölmüş mü?
Did they all die?
Hepsi ölmüş olmalıydı.
They all would be dead.
Evet hepsi ölmüş.
Yes. they're all dead.
Sanırım hepsi ölmüş.
I think they're all dead.
- Bunların hepsi ölmüş.
- They're all dead.
Evet, hepsi ölmüş.
Yeah, they're all dead.
Hepsi ölmüş mü?
All dead!
Columbia, hepsi ölmüş.
Columbia, they're all dead.
Sanırım hepsi ölmüş.
I think they're all dead!
Ailesi yok, geçen sene trafik kazasında hepsi ölmüş.
He doesn't have any ; they all died in a traffic accident a year ago.
Dediğim gibi... hepsi ölmüş.
As I said... all dead.
Sanırım hepsi ölmüş, bu da yaklaşık 75 kişi demek.
They're probably all dead, that's at least 75 people.
Hepsi sırlarıyla beraber ölmüş.
- All of them dead with their secrets.
ve hepsi orada ölmüş...
And they're all dead up there...
Tahmin edebileceğimiz kadarıyla, hepsi de bitkinlikten ölmüş.
As nearly as we can judge, they all died of exhaustion.
- Diğer hepsi gibi ölmüş. - Barbie... Barbie, lütfen.
HE'S THE ONE I WANTED TO HAVE COME AND SEE ME.
Altı adamın hepsi de ölmüş!
All six men have been killed!
Evet, ama hepsi zaten ölmüş olan insanlar! Hepsi doğal yollardan ölmüş.
But I've never seen them alive, and they died a natural death.
Ölmüş olacaklardı, hepsi, eğer ben olmasaydım.
They would be dead, all dead, if there was not me.
- Hepsi ölmüş.
They're all dead.
Ve hepsi de ölmüş.
And they're all dead.
Hepsi 35 yıl önce ölmüş.
All gone at least 35 years.
Hepsi zombi gibi bakıyor. Sanki biri ölmüş gibi!
They look like zombies, like somebody died or something!
Drew, güzelleştirdiğim bir ölünün, Kerr McGee'de çalışıp çalışmadığını her zaman söyleyebilirim, çünkü hepsi daha ölmeden ölmüş gibi görünürler.
Drew, I can always tell... when a dead person I beautify worked for Kerr McGee... because they all look like they died before they died.
Çaldığımız arabaların hepsi neden 10 yıl önce ölmüş durumda?
Out of all the cars to take, we got to nab one that died 10 years ago, huh?
Sana çok özür borçluyum, sevgili Watson, fakat hepsi hayatiydi. Ölmüş olarak bilinmeliydim. Mutsuz sonumun gerçek olmadığını bilseydin böyle inandırıcı bir açıklama yazmayacaktın.
I owe you many apologies, my dear Watson, but it was all-important that it should be thought I was dead, and it is quite certain that you would not have written so convincing an account of my unhappy end

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]