Küçük bir kız traduction Anglais
5,128 traduction parallèle
Küçük bir kız dans grubuna öğretmenlik yapıyorum.
Being with a group of little girls, I devoted to teach them dancing
- Bazen ben hayatımda ilk kez devasa yatağımda tek başıma yatıyorum ve yine küçük bir kız gibi hissediyorum.
- Well, sometimes I lie in my great big bed completely alone for the first time in my life and I feel like a little girl again.
Sevgi içinde büyüttüğüm güzel küçük bir kız çocuğu.
She's a beautiful little girl who I've grown to love.
Neden, o sadece küçük bir kız.
Why she's just a little girl.
Ve Kansas gelen küçük bir kız bunu elimden alacak!
And no little girl from Kansas is going to take it away!
Biliyorsun, İsa küçük bir kızı ölümden kurtarmıştı.
You know, Jesus raised a little girl from the dead.
Küçük bir kız çocuğu gördün mü?
Have you seen a little girl?
Bir hanımefendi ve küçük bir kız.
A lady and a little girl.
Belki küçük bir kızı var!
Maybe he had a little girl.
Orada birisi var ve kesinlikle küçük bir kız değil.
There's someone out there and it is definitely not a little girl.
Küçük bir kızı minibüsün altında kalmaktan kurtarmasını sevmişler.
They liked the fact that he saved a little girl from getting hit by a van.
Bakın. Önümü görmeyen küçük bir kızım ben.
" I'm a little girl who doesn't see where I'm going.
Küçük bir kızı kurtadığını söylemedin bana.
You didn't tell me you saved a little girl.
O hala küçük bir kız.
I mean, she's still a little girl.
Bu dilek yatağı, bundan 100 yıl önce şimdi yaşlı olan küçük bir kız tarafından yapıldı.
A bed of wishes made 100 years ago by a little girl who's now an old woman.
Neden bu kadar çok şey küçük bir kızın hayatını kurtarmak için birlik oluyor?
Why would so many things conspire to save one little girl's life?
Sonsuza dek küçük bir kız olarak kalamazdı, bu yüzden gitti.
She couldn't stay a little girl forever, that's why she left.
Küçük bir kız var...
There's a little girl...
Sırları olan küçük bir kızın saklanması için harika bir yerdi.
It made for a great hiding place for a little girl with secrets.
Biliyor musun, zamanında benim de senin gibi küçük bir kızım vardı ve korktuğu zaman ne yapardı biliyor musun?
You know, I was a daddy once to a little girl just like you, and when she was scared, you know what she'd do?
Küçük bir kızın parmakları.
Little girl's fingers.
Küçük bir kız.
A little girl.
- Küçük bir kızın mı var?
- What do you have, a little girl?
Sonra her zaman kırmızı pelerin giyen aç küçük bir kız varmış.
And then, there was a hungry little girl, who always wore a red cape. Hey!
Hayır, küçük bir kız çocuğuna benzer bir şey.
No, like a very young looking little girl.
Deli mi? Jules, korkunç cinayet rüyaları ve küçük bir kızın hayaletini görüyoruz.
Jules, we're having horrifying murder dreams, seeing little girl ghosts...
- Küçük bir kız gibi hile yapıyorsun.
- Cheating like a little girl.
Küçük kızının yüzünü bir kere bile göremedi.
He has never seen her before.
Küçük kızımızın müthiş bir damak zevki var.
Expensive taste our little girl has.
Büyük bir ev, karısı, küçük kızı. Kesinlikle polis değil.
Fat crib with a wife, little girl, he ain't 5-0, that's for sure.
Kötü kız kardeşim küçük bir büyüyle bunu yaptı.
My wicked sister did this to me with one of her funny little spells.
Görüyorumki tatile bir küçük kız ve iki- -
And you are traveling with one little girl and two... - Big girls.
Sarı elbiseli, küçük sarışın bir kız var elimde. Görseniz kalbiniz parçalanır.
I have a little blond girl in a yellow dress that'll tear your heart out.
Burası bizim giyinme odamız, her üyemize bir dolap tahsis ederiz, o da, kutsal avadanlıklarını burada muhafaza eder... kıyafeti, küçük bir haç, fes kalıbı falan gibi....
This is our dressing room, where each member is assigned a locker where he keeps his sacred implements... his robe, minor scepter, fez block and such.
Biz o zamanlar küçük bir kanaldık kendi hikâyelerimizi bulamadığımız zamanlarda oldu. Ta ki John hikâyelerini bizimle paylaşıncaya kadar.
We were a fairly small operation back then, and, consequently, we were only getting slightly more information than the mainstream media were feeding Joe Public.
Şu küçük kız sadece bir gecedir kayıp.
That little girl has only been missing one night.
Ama bu kız, İyi bir küçük kurban olamaz, olabilir mi?
But the girl, she can't just be the perfect little victim, can she?
Ben küçük, hassas bir kızım. Hey, öpsene beni.
I'm such a fragile little girl.
Bernie'nin küçük ucuz bir bar'a gidip kendine özgüveni olmayan bir kaç kız kapması gerek.
Bernie's gonna go to a shitty dive bar now and pick up some chick with low self-esteem.
Cennette, bu küçük kız yanıma geldi Ve bir türlü bana sarılmayı bırakmadı.
In heaven, this little girl came up to me and she wouldn't stop hugging me.
Çok özel bir küçük kız için.
It's for a very special little girl.
O küçük bir kız.
She's still a girl.
" O küçük çok şirin bir kız dı.. kalede yaşıyordu..
She lived in a castle.'Here.
Ama şimdi geri dönmeliyiz. Yıllık Kızıl Haç Balosunu organize etmek gibi küçük bir sorunumuz var.
But now we must get back, there's the small issue of the Annual Red Cross Ball to organise.
Sonra bir de Sally Draper, Mad Men'deki küçük kız.
And Sally Draper, the little girl from Mad Men.
Yaklaşık iki saat gideceğiz ve birkaç atış yapacağız belki de yolda küçük bir sohbet ederiz.
We're gonna go about a two-hour drive and shoot some guns and maybe have a little conversation along the way. What you say?
Büyükannesine giden yolda küçük kız aniden kendini ormanın çok farklı bir yerinde bulmuştu.
On her path to Granny's, the little girl suddenly found herself in a very unusual part of the wood.
Tek bir sıçrayışla kurt küçük kızı yutuvermişti.
And with a single bound the big, bad Wolf had devoured the little girl.
- O küçük kız sadece bir görüntü.
The little girl, she is a vision.
Bir de kaybolan küçük kız heykeli var, onunla konuşmam gerek işte.
And then there's this little girl statue that went missing, and I just need to talk to him, OK?
Sonra küçük bir radyo programıyla kız kardeşinizi saf dışı bırakıyorsunuz.
Then you take down the sister with the little radio show.
küçük bir kızken 23
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
bir kız var 17
bir kız vardı 25
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
bir kız vardı 25
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kim 43
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kim 43