Nerede olduğunu biliyorsun traduction Anglais
422 traduction parallèle
Nerede olduğunu biliyorsun.
You know where she is.
Dolabın nerede olduğunu biliyorsun.
You know where the cupboard is.
- Ofisinin nerede olduğunu biliyorsun.
- You know where his office is.
Ve sen onun nerede olduğunu biliyorsun...
And you know where he is...
Pietro, şarabın nerede olduğunu biliyorsun.
Pietro, you know where the wine is.
Paranın nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know where the money is, don't you?
- Vittorio'nun nerede olduğunu biliyorsun değil mi? - Biliyorum.
- You know where Vittorio is, don't you?
Nerede olduğunu biliyorsun.
You know where he is.
Sevgilim, geminin nerede olduğunu biliyorsun.
But, chérie, you know where the boat is.
Nerede olduğunu biliyorsun ve bana söylesen iyi olur.
You do know where he is, and you'd better tell me.
Nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know where he's, don't you?
Nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
You know where that is, don't you?
Her şeyin nerede olduğunu biliyorsun.
You know where everything is.
Nerede olduğunu biliyorsun.
You know where that is.
O zaman nerede olduğunu biliyorsun... Viskinin.
Then you know where the... whisky is.
- Yani nerede olduğunu biliyorsun.
- You know where it is.
Waterloo'nun nerede olduğunu biliyorsun değil mi?
You do know where Waterloo is, don't you, Doctor?
Leo! Onun nerede olduğunu biliyorsun.
You know where she is.
O halde nerede olduğunu biliyorsun?
...... Then you you know where he is?
Nerede olduğunu biliyorsun.
You'll know where it is.
O orospu çocuğunun nerede olduğunu biliyorsun ve bize söyleyeceksin!
You know very well where that son of a bitch is and you're gonna tell us!
Petra, bira kasasının nerede olduğunu biliyorsun.
Petra, you know where the beer crate is.
Kapının nerede olduğunu biliyorsun.
You know the way out.
Nerede olduğunu biliyorsun.
You know where it is.
- Nerede olduğunu biliyorsun!
Take it easy! You know where he is!
Nerede olduğunu biliyorsun.
You know where she was.
- Nerede olduğunu biliyorsun!
- You know where!
Charlie, evimin nerede olduğunu biliyorsun.
Charlie, you know where my house is.
Nerede olduğunu biliyorsun, öyle değil mi Büyük Al?
You know where your dick is, don't you, Big Al?
- Jeremy, kahrolası tabutların nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
Jeremy, you know where those coffins are hidden.
Sarah, silahın nerede olduğunu biliyorsun.
Sarah, you know where the gun is.
Evet, nerede olduğunu biliyorsun.
Yeah, you know where it is.
Fakat nerede olduğunu biliyorsun?
But do you know where he's at?
Hadi ama Buck, sen nerede olduğunu biliyorsun?
Come on, Buck, you know where it is.
Homer kendine "kim olduğunu biliyorsun" diyen bir adam seni biraz önce "nerede olduğunu biliyorsun" da gizli bir "şey şey" e çağırdı.
Homer, a man who called himself "you know who" just invited you to a secret "wink-wink" at the "you know what."
Nerede olduğunu biliyorsun.
You know where, don't you?
Sabah uyanınca, nerede olduğunu mutlaka biliyorsun.
You always know where you are when you get up in the morning.
Nerede olduğunu biliyorsun.
You know right where he is.
Nerede olduğunu söylemezsen, ne olacağını biliyorsun.
If you don't tell me where it is, you know what's going to happen.
- Ama sen nerede olduğunu her zaman biliyorsun.
- But you know where he is at all times?
- Köyün nerede olduğunu biliyorum. - Nerden biliyorsun?
- I know where the Village is.
Nerede olduğunu gayet iyi biliyorsun.
You know perfectly well where you were.
Nerede olduğunu çok iyi biliyorsun.
You know very well where he is.
En son nerede olduğunu, nereye gitmeyi planladığını biliyorsun.
You know where he was last, where he's planning to go.
Ama sen nerede olduğunu da biliyorsun!
But you know where he is!
- Nerede olduğunu nasıl biliyorsun?
The bedroom? How the hell would you know where the bedroom is?
Biliyorsun, o... o nerede sorumlu olduğunu anlamıyor.
You know, he doesn't... he doesn't see where he's responsible.
Herkesin kamarasının nerede olduğunu, nasıl biliyorsun?
How do you know where everyone's quarters are?
iyi konuşma... maskeli kahraman kutunun nerede oldugunu biliyorsun dikkatli ol
Good speech... Masked hero only you know where the box is Be careful
Yani nerede olduğunu biliyorsun.
So you know where he is?
- Onun nerede olduğunu biliyorsun dostum.
THE BOSS WANTS HIS FUCKING MONEY. TELL ME WHERE THE FUCK HE IS, ALL RIGHT?
nerede olduğunu biliyor musun 136
nerede olduğunu bilmiyorum 143
nerede olduğunu biliyorum 70
nerede olduğunu söyle 43
nerede olduğunu 16
nerede olduğunu bilmiyoruz 24
nerede olduğunu biliyor musunuz 49
nerede olduğunu sanıyorsun 19
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
nerede olduğunu bilmiyorum 143
nerede olduğunu biliyorum 70
nerede olduğunu söyle 43
nerede olduğunu 16
nerede olduğunu bilmiyoruz 24
nerede olduğunu biliyor musunuz 49
nerede olduğunu sanıyorsun 19
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
neredesiniz 293
nerede kalmıştık 239
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
neredesiniz 293
nerede kalmıştık 239
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nerede buldun 38
neredeydiniz 81
nerede bu 162
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
nerede buldun 38
neredeydiniz 81
nerede bu 162