English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ U ] / Uzun bir gün oldu

Uzun bir gün oldu traduction Anglais

360 traduction parallèle
Jim uzun bir gün oldu.
It's been a long day, Jim.
Uzun bir gün oldu, yorulmuş olmalısınız.
It's been a long day. You must be tired.
Çok uzun bir gün oldu ve çok susadım.
This has been a long day, and I'm thirsty.
Uzun bir gün oldu.
I've had a long day.
Uzun bir gün oldu, Niles.
It's been a long day, Niles.
Uzun bir gün oldu.
It's been a long day.
Bugün uzun bir gün oldu.
It's been a long day today.
Uzun bir gün oldu ve her ikisi de yorgun ve huysuz.
It's been a long day and they're both tired and cranky.
Francis, uzun bir gün oldu, yatma zamanın geçiyor.
Francis, it's been a long day and it's past your bedtime.
Uzun bir gün oldu.
You had a long day.
Uzun bir gün oldu.
It has been a long day.
Uzun bir gün oldu, tatlım.
It's been a long day, honey.
Eşim için uzun bir gün oldu.
It has been a rather long day for my wife.
Uzun bir gün oldu. Yine buna başlamak zorundamıyız?
It's been a long day Do we have to start on that again?
Pekala. Uzun bir gün oldu,
Well... it's been a long day.
Uzun bir gün oldu.
It's been a late day.
- Çok uzun bir gün oldu.
No, it's been a very long day.
Uzun bir gün oldu ve ben biraz terledim.
It's been a long day, and I'm feeling a bit damp.
Daha ilk günü ve uzun bir gün oldu.
It's her first day and it's been a long one.
Uzun bir gün oldu.
It's been such a long day.
Heidegger'ın çalışacak iki saati daha var ve uzun bir gün oldu.
Heidegger has still two hours work ahead of him and it's been a long day.
Çok uzun bir gün oldu, sanırım artık gitsem iyi olur.
IT'S BEEN A LONG DAY SO I THINK I'LL GET READY TO GO.
Uzun bir gün oldu, Shelly.
It's been a long day, Shelly.
Çok uzun bir gün oldu.
It's been a long day.
Uzun bir gün oldu.
Well, it's been a long day.
- Biliyorsunuz ki uzun bir gün oldu ve ben gerçekten yorgunum.
- We're gonna take quite a trip. - You know, it's been a long day... and, uh, I'm really, really tired.
Bak, uzun bir gün oldu.
Look, it's been a long day.
Zümrüt, senin için uzun bir gün oldu.
Emerald, this has been a long day for you.
Siktir be çok uzun bir gün oldu bu.
Fuck, man. This has been a very long day.
Çok uzun bir gün oldu.
It's been a very long day.
Uzun bir gün oldu.
- It has been a long day.
Büyükelçi, uzun bir gün oldu.
Ambassador, it's been a long day.
- Aslında, uzun bir gün oldu.
- Actually, it's been a long day.
- Uzun bir gün oldu.
- It's been a long day.
Uzun bir gün oldu.
- Right. Long day.
Her neyse, yardım edebilmene sevindim, ama oldukça uzun bir gün oldu.
Anyway, glad I could help, but it's been an * extremely * long day.
Uzun bir gün oldu.
It was a long day.
Çok uzun bir gün oldu.
It's been a damn long day.
Sadece çok çok uzun bir gün oldu.
It's just been a really, really long day.
Senin için de uzun bir gün oldu biliyorum, ve bana destek olmak için yaptığın her şeye minnettarım.
I know it's been a really long day for you too, and I guess I want you to know how much I appreciate your being up front with me about everything.
Evet, uzun bir gün oldu.
ANGEL : Yeah, it's been a long day.
Uzun ve zor bir gün oldu baylar.
Oh, it's been a long and difficult day, gentlemen.
Bilmek istersen, 10 gün oldu. Bir erkek için uzun zaman.
If you want to know, it's been ten days Along time for a man.
Uzun süre önce bir gün, ağır şekilde kendinden geçince Mozart müziğinden başka hiçbir şey istemez oldu.
One day long ago he fell into a deep trance and asked for nothing more but the music of Mozart.
Çok geç oldu. Uzun bir gün bizi bekliyor.
It's really late and we've got a big day tomorrow.
Bildiğiniz gibi bu hepimiz için çok uzun ve çok yorucu bir gün oldu.
As you know, it's been a very long and a very trying day for us all.
- Çok uzun bir gün oldu.
It's been a very long day.
Uzun ve yorucu bir gün oldu, istirahate çekilip, meditasyon yapmak istiyorum.
It's been a long day and I must go to my sanctum... and meditate on this in private.
Bu vaka gerçekten de, benim uzun zamandır çalıştığım yardımcımla birlikte gerçekleştirdiğimiz son çalışma oldu. Bir gün bensiz yaşayamayacağına karar vermesi durumunda onu tekrar aynı görevle işe alacağıma dair garanti verdim.
This did, in fact, prove to be my final work experience with my longtime associate though I have assured him that when he someday finds that he cannot live without me his position will again be available to him.
Orada akşam yemeği yiyebiliriz. Evet, uzun bir gün oldu.
There we can eat Kroff Dinner
- Çok uzun bir gün oldu.
What was that about?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]